zaman çok çabuk geçiyordu. kızlar çiğdemin düğünün üzerine bir ayı doldurmuşlardı. ruletin inşası baya yoluna girmişti. neredeyse bitmeye yakındı. arya kendi markasını kurma yolunda adımlar atıyor isim bulmaya çabalıyordu. giysilerine karar verecek, stüdyo oluşturacak yer bile bakmaya başlamıştı. sıla bu süre zarfında varisle işlere koşturuyor yada yazılım üreterek yeni müşterilerinin talebini karşılıyordu. köklü bir yazılımcı olup bütün piyasada da tanınca sıla kendi yazılım şirketini kurup ilerletme kararı almıştı. hoş kendi güvenlik şirketi vardı. orda da güvenlikle alakalı yazılımlarını satıyordu ama bu sefer tamamen yazılımla alakalı olan bir şirket kurmak istemiş tam bir iş kadını olma yolunda ilerlemeye başlamıştı. bünyesine aldığı çalışanlarıyla şuanda oldukça yükselişe geçiyordu. aselse hedefini tutturmuş yurt dışı için planlarını gerçekleştirmişti. ilk başta zorlansa da şuanda londra da tanınan ve işinde iyi olan avukatları barındıran şirketini açmış bir sürü davayla ilgilenmelerini sağlamıştı. artık türkiye ve kıbrısla yetinmeyen asel sürekli yurt dışına çıkıp gelmeye başlamıştı.
sıla yine sıradan bir gün sabaha karşı ayrıldığı personadan eve geçiyordu. ruletin inşaatı personayı etkilemiş persona dolup taşmaya başlamıştı. sırf bu yüzden sıla güvenlik önlemlerini arttırmış ve sürekli personaya gitmeye başlamıştı. sabah personayı kapayıp evine ilerlerken telefonuna gelen mesaj sesiyle telefonunu eline aldı. kızların uyanma ihtimaliyle yazacağı bir şey mi diye merak ederek mesajı açtı. bilinmeyen numaradan gelen mesaj sılanın arabayı sağa çekmesini sağlamıştı. mesaj aynen şu şekildeydi. "beni hala bulamadığına pişman olacaksın sıla. bilakis artık sessiz bir şekilde beni bulmanı beklemeyeceğim. başta varise zarar vermek için girdiğim bu yolda beni farkeden tek kişi olduğunu ve varisin güncel olarak göz bebeği olduğundan planımı sana doğru çevirdim. herkesi kollayan sıla, kimseye yetemeyecek bir konuma gelip eli kolu bağlı bir şekilde etrafındaki insanların zarar görmesini izleyecek. işin güzel yanıysa sen sevdiklerinle imtihan olup üzülürken varisinde seninle beraber mahfolması olacak. ben bunu düşünüyorum ve bu düşünce beni inanılmaz mutlu ediyor. o zaman ne diyoruz... geri sayım başlasın."
sıla okuduğu mesajı defalarca tekrarladı. bu da neydi ve şimdi ne olacaktı? sıla sarsılmış bir halde başını telefonundan kaldırdığında arabasının etrafını saran polisleri gördü. siren sesleri yeni kulaklarını doldururken polisler tarafından arabadan inmesi istenince bazı şeyleri oturtmuştu beyninde.
arabadan indi sıla. polis memurunun önüne geçip dik bir şekilde dururken "neler oluyor"demeyi de ihmal etmedi. polis memurunun sılanın eline kelepçe geçirmesi ev o klasik söz olan "sessiz kalma hakkına sahipsiniz"lafıyla polis arabasına bindirildi. sıla kaşlarını çattı. aradıkları kişinin yüksek mertebe sahibi olduğu belliydi. sılanın yasa dışı yaptığı çok şey olsa da gözle görülüp fark edilecek şeyler olmadığından yakallanması zordu. ve bunun üzerine apar topar yakalanıp götürülüyorsa bu da sılanın bulmaya çalıştığı adamın sözü geçen biri olduğunu gösterirdi. sıla düşüncelerinden ayrılırken getirildiği karakola baktı. polisler tarafından indirilip içeri geçerken yüzünde belli belisiz bir gülümseme meydana gelmişti. yüksek ihtimale hapishaneye girecekti ve işin kötü yanıysa aselin şuanda şehir dışında olmasıydı.
sıla sokulduğu sorgu odasında usulca bekletilirken içeriye giren kişide gözünü gezdirdi. adam şüpheli bir şekilde sılanın yanına yaklaşırken sürekli etrafa endişeyle bakıyordu. sıla adama anlam veremezken adam telefonunu çıkartıp sılaya uzattı. "kusura bkama yenge. engel olmadım. sen bu telefonu kullan sizinkilerin haberi olsun. ben varise haber vermeye çekinirim" sıla uzatılan telefona baktı. adamın elinde yer alan sinek dövmesi adamın varisin adamı olduğunu gösterirdi. bu içini bir nebze rahatlatırken telefonu eline aldı ve aryayı aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Ficção AdolescenteNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...