İki gün geçmişti. Savcı ne kadar zorlasa da asel tuanayı kurtarmayı başarmıştı. Bütün deliller tuananın suçsuz olduğunu gösterdiğinden savcının da durumu kabul etmesinden başka şansı olmadığını anladı.
Savcı o fotoğrafı hiç medyaya koymadığına o kadar emindi ki kesinlikle burda bir şeylerin döndüğü belliydi. Ve savcı buna daha çok öfkelendi. Bu kız dedi içinden bu kızın arkasında güçlü birileri duruyor olmalı diye düşündü.
Arya tuananın kurtulmasına karşı sıla aselle Birlikte karakola gitmiş ve tuananın çıkmasını bekliyordu.
Arya, tuana yüzünden meydana gelen sılanın zor durumuna hala öfkeliydi. Bütün herkesin kimliği ifşa olmuştu. Arya bunu hatırladıkça kızarken onlara doğru gelen tuanaya baktı.
"Bıkmadın mı artık başını derde sokmaktan." Derken tuana masumca gülümsemiş ve başını yana eğerek "napabilirim ki elimde değil"dedi. Arya başını olumsuz anlamda salladı. "Asla akıllanmıyorsun. Senin yüzünden hepimiz göt altına gittik"dedi. Tuana kaşlarını çatarken "ne demek istiyorsun"dedi.
Karakolda bağıra bağıra konuşan bu ikiliye bakan polisler kavga olacağından emin hazırda duruyorlardı. Sılayla asel durmuş onları izliyordu. Hiç bir müdahale de bulunmayı düşünmeyen bu ikili neler olacağını izlemek için buldukları sandalyelere oturmuşlardı.
Arya tuanaya yaklaşırken "her şey battı. Ortaya çıktık"dedi. Polisler ne konuştuklarını anlamazken tuana kaşlarını çattı. Bu da ne demekti şimdi. Tuananın bakışları sılayı bulurken onayl bekledi. İnanamıyordu. Sıla ona bakan tuanaya karşı başıyla onaylarken tuana şok olmuş bir halde aryaya baktı. "Bu nasıl oldu" derken arya tuanaya bakarak "kısmi olarak senin yüzünden oldu. Eh birde aselin kendini koruyamaması da var" asel anında yanıt verdi. "Ben bir avukatım arya. Kendinizle karıştarmazsan sevinirim"derken arya gözlerini devirdi.
Tuana hala bazı şeyleri oturtturamamıştı. Bu yüzden hemen aryanın koluna girerken "neler oluyor anlat"demiş ve beraber karakoldan çıkmıştılar. Sılayla aselde arkalarından ayaklanırken her şeyi izleyen ve anlam veremeyen savcıya karşı sıla gülümsemiş ve kinayeli bir şekilde "iyi işler savcım. Umarım işiniz Tuana değildir"derken asel sılayı dürttü.
Sıla, Savcıyı daha çok kızdırmaya falan mı çalışıyordu. Yeterince uğraşmamışlar mıydı savcıyla.
Neydi bu kızların derdi. Hepsi her problemin üzerine gidiyordu. Problemlerin böyle çözülmemesi gerektiğini onlara söyleyen olmamış mıydı?Savcı sılanın arkasından gözlerini kısarken yarım ağız gülümsedi. İş mi? İş yeni başlıyordu!
Arya tuanaya her şeyi anlatmış bir halde tekli koltukta otururken tuana ana avrat söverek ayaklanmış görkeme verip veriştirmişti. Ne demekti sılayı tehdit etmek. Niye bu erkekler bu kızların peşini rahat bırakmıyordu. Bir yandan savcı bir yandan görkem. Neydi bunların zorları. Tuana öfkeyle bir ileri bir geri giderken "o varisin ben olmayan aklına... Neyse küfür etmeyeceğim. Sıla" Tuana aniden sılaya dönerken sıla dikleşerek tuanaya baktı.
"Bu görkemi bulduğuna göre her şeyini de bulabilirsin öyle değil mi?" Sıla önemli bir şey olmadığını anlayıp yeniden arkasına yaslanırken "onun her şeyinin yer aldığı bir dosyam var zaten. Senin aklında ne var?"dedi.
Tuana kanepeye otururken "aselin fikri iyi. Onu içten içe bitirki bizi bir daha etkilemesin. " Sıla başıyla onaylarken arya ses aldı.
"Sıla bunu yaparda sen savcıya sataşmadan durabilecek misin?" Tuana aryaya bakarken "o durursa dururum"dedi. Arya başını olumsuz anlamda salladı. Bu kızın akıllanmayacağını herkes anladı. Asel elini saçından geçirirken "tuana bu kafayla gidiyorsa benburalardan ayrılmasam iyi olur. Bunun başını yeniden belaya sokması yakındır"dedi. Sıla hah şunu bileydin derken tuana kaşlarını çatarak ayaklandı. "Aa herkeste bana cephe"diyerek söylenirken odasına doğru yol aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Novela JuvenilNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...