alparslan içeri girerken magazinciler tarafından ona sorulan soruyu atlatmaya çalışıyordu. başını önüne eğmiş soruyu zihninden tekrarlamıştı. "arya hanımla ilişkinizde ayrılıklar olduğu söylentisi yaygın. bu doğru mu? arya hanımla ayrıldınız mı? o yüzden mi arya hanım en yakın arkadaşının düğününe ilker bey ve austlin bey ile katıldı?" alparslan o soruları duymazlıktan gelererek içeri girmişti. zaten vicdanına yenik düşerek verdiği kararı hala sorguluyor ve aryasız o iki ayı atlatmaya çalışıyordu. birde bunlar sorulunca alparslan sinir olmuştu. bu iki ay içerisinde ruh halide epey değişmiş sinirlenmeye meyilli olmuştu. artık hiç bir şeye tahammülü kalmamıştı. aryasızlık ona baya etki etmişti.
alparslan aryanın onu izlediğinin farkında bile değildi. hoş farkında olsa bile başını kaldırıpta onla göz teması kurmazdı. yaptığı hatanın farkındaydı ve yüzsüzlük yapıp daha da kendini göz önüne sokamazdı. aryaya yine acı yaşatmak istemiyordu. lakin elbette barışmak isteyen tarafıda vardı ama... işte amaydı. harekete geçmek şöyle dursun aklına bile getiremezdi. açıkçası aryadan verdiği karar yüzünden utanıyor yüzüne bakmak bile zor geliyordu.
berrin elinde kocaman hediyesini arslana tutuşturmuş sılaya bakıyordu. ne de güzel olmuştu. kesinlikle gelinliği arya tasarlamıştı bilakis böyle gelinliği berrin hayatında daha görmemişti. her şey çok güzeldi. sılanın mutlu olduğunu tahmin edebiliyordu. şuanda onların varlığı nedeniyle mutlu gözükmese de berrin tahmin ediyordu işte.
buse daha fazla sessiz kalmamak adına "mutlu gününü böldüğüm için özür dilerim. yaptıklarım içinde. kendimden çok ailemin hayatnı mahfettim bu karar için pişmanım sıla. başta yiğenimin hayatını mahfedip sevdiği kadınla arasına girdiğim ve o iki aşığı ayırdığım içinde özür dilerim"dedi. busenin gözü son cümlesiyle aryayı bulmuştu. arya buseye duygusuz bir şekilde baksa da alparslanın anlık başını kaldırmasıyla buseden gözlerini ayırmış ve refleksle alparslana bakmıştı. alparslanla göz göze gelen arya kalbinin hem heyecandan hızlandığını hemde acı çeker nitelikte canını yaktığına tanık oldu. ilk kontağı kesen alparslandı. utançla başını eğmişti. bakmayacaktı arayaya işte. belkide yine canını yakmıştı bakarak.
sıla buseden bu atağı hiç beklemediğini açıkça belli etmişti. "bunları söylemek için mi geldin"dedi. buse başını salladı. o sırada içerde bulunan kızını fark etti. onun karnı mı şişti. kızı yoksa hamilemiydi. buse kızına baktı. gözlerinden geçen duygular o kadar fazlıydı ki ayırt etmek zordu. ama başlarında hayal kırıklığı geldiği en net olan duygu olabilirdi. buse kendini toparlayıp sılaya döndü. "sadece bunun için gelmedim"dedi. varise bakıp izin isterken varis kaşlarını çatmıştı. buse yine de usulca bir iki adım ilerledi. busenn ilerlemesiyle kaan ve berk buseye yaklaşmıştı. buse bunların farkındaydı ve bu tepkileri de doğru buluyordu. aynısını o da yapardı.
buse elini uzattı. baş parmağında yer alan karo sembolüne işaret parmağında yer alan sinek amblemi eşlik ediyordu. denilen yapılmıştı. kaan gülerek "umarım geçiçi değildir "dedi. aybars kaana dönerken kaan gülümsemesini kesmiş ve yeniden ciddiyete binerken buse "kalıcı dövme. bugün varisin mekanında yaptırdım"dedi. ilker ve ausitin olanları anlayamazken tuana bu durumu fark ederek ikilinin yanına geçmiş ve olayları mafyadan sıyrarak anlatmıştı. yabancılık çekip tedirgin olmalarını istemezdi.
sıla varise döndü. şimdi ne olacak der gibiydi. sılanın dediği yapılmıştı ki bu nedenle savaşın bitmesi gerekiyordu. varis omuzlarını silkti. onları affetmek hiç içinden gelmese de bu kararı sıla verecekti. sıla önüne tebessüm ederek döndü. "sözleşme ne olacak"dedi. yine ciddiyetle sormuştu. buse başını eğdi. "onu da yaptıracağım. bu yüzden geldim. elinizde varsa hemen şimdi bile yaparım"dedi. acı çeker nitelikte konuşuyordu. artık elinden bir şey gelmediğinden durumu kabullenmek onun için en doğru karardı. sıla dikleşirken kaana dönmüştü. kaan bu bakışı anlarken hızla içeri geçmiş ve içerden apar topar bulduğu kağıtları getirmişti. buse gelen kağıtlara baktı. eline dövme yaptırmak bence zaten en zoruydu. dövme zaten sözleşme yapılmışın kanıtı olarak varis tarafından ayarlanmıştı. şimdi bu gerçekleşecekti. aybars emin misin dedi. buse dikleşirken başını salladı. eminim diyerek ilerledi. kaanın uzattığı kalemle boşlukları doldururken başını anlık kaldırmış ve aryaya bakmaya başlamıştı. odağı özellikle oydu. "alparslanın benim tarafımı seçtiği zamandan sonra hiç bir şekilde bana ve aileme destek vermediğini söylemek istiyorum. bu nedenle varisle sadece biz savaş halindeydik. kısaca benim yüzümden daha fazla ayrı kalmanızı istemiyorum. yeterince günahım var bari sizinki eksik olsun." arya dikleşirken "bunu söylediğiniz zaman her şey sil baştan yeniden başlamıyor buse hanım. öyle kolay değil" buse başını salladı. "kolay olduğunu söylemedim zaten. ama alparslanın beni seçmesinin ana nedenini de söylemek isterim" arya daha fazla duymak istemediğinden gitmeye kalksa da sıla onu tutmuştu. aryanın üzüldüğünü biliyordu bu nedenle gerçekleri duyup öyle karar vermeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...