arya bitirdiği tasarımla sevinç kahkahasını ortaya atarken arda aryanın bu haline gülümsedi.
arda saatine bakıp aryaya hızla dönerken "son beş dakikan var. hemen git ve göster şunu"demesiyle arya tasarımı cansız mankenin üzerinden dikkatle çıkartmış ve koşar adımlarla atölyeden çıkmıştı. ilkerin odasına varınca üzerine çeki düzen verirken kapıyı çaldı. gir sesiyle içeri girerken gözleri ilkerden önce odada bulunan cansız mankene gitmiş ve cansız mankene tasarımı dikkatle giydirmişti.
cansız mankeni ilkerin önüne ilerletirken "buyrun"dedi. ilker sandalyesinde geriye yaslanırken tasarımı uzun uzadıya süzdü. arya ilkerin bakışlarına dikkatle bakarken beğendiğini gözleriyle ifade eden ilkere karşı gururlu bir gülümseme sundu. ilkerin konuşmasına gerek yoktu arya her şeyi çözmüştü ama yine de ilkerin ağzından cımbızla da olsa o iltifatı alacaktı. "evet...?"diyerek mankeni gösterirken ilker kaşlarını kaldırmış ve " tepkimi anlamadın mı zaten öykü?" arya kaşlarını çatarken "konu hatama gelince tepkinizi anlamakla bitmiyor. sözlü olarakta dile getiriyorsunuz. lütfen çekinmeyin". ilker gözlerini kısarken pes etmeye niyeti olmayan aryaya karşı ayaklandı.
aryaya doğru ilerlerken bir anda aryanın dibine girmesiyle arya şaşkınlıkla olduğu yerde dona kaldı. ilker kişisel mesafeyi aşmış ve dibine kadar girmişti. başını usulca kaldırıp ona tepeden bakan ilkere baktı. gözlerindeki duygu karmaşası nedeniyle ilkerin duygularını çözemezken ilker bir anda manken aryanın dibinden çekip aryayla arasına koyarak mesafe oluştururken arya derin bir nefes aldı. ne zamandır nefesini tuttuğundan habersiz. bu oldukça garip bir hareketti özellikle ilker için.
ilker mankeni iyice süzüp beğendiğini göstererek dudaklarını kıvırmış ve keyifle "oldukça güzel. tasarım. tamda olması gerektiği gibi." arya hemen kendine gelmişliğinden daha temin ilkerle yakınlaşmamış gibi "ben yaptım ilker bey. tabiki böyle olucaktı. unutmayın benim yaptığım hiç bir şey sizi hayal kırıklığına uğratmaz" keyifle kıkırdayıp gülümserken ilker buz gibi bir ifadeyle elini ağzına götürüp kahkahasını bastıran aryaya baktı. elindeki morluklar dikkatini çekmişti.
bir anda aryanın elini tutup kendine çekip morlukları inceleyen ilkere karşı şaşkınlıkla donup kalan arya ne yapacağını şaşırmış bir halde " ah sorun yok. mühim bir şey değil"diyerek elini ilkerin elinden kurtarırken ilker oldukça meraklı bir ifadeyle aryaya döndü.
"boş zamanlarında kavga mı ediyorsun?"derken koltuğuna doğru ilerliyordu. arya ilkte tahminin doğru çıkmasına karşı şaşkınlığını gizleyemeden "bu kadar iyi bir tahminde bulunduğunuza göre önceden dövüşmüş olmalısınız?" ilker hızla kendini koltuğuna atarken "bir kaç defa..."demiş ve sessizleşerek aryaya bakmıştı. "iş yerine bir daha bu şekilde gelme. elindeki morlukları kapat" arya kaşlarını kaldırdı.
ilkerin elindeki morlukların nedenini sormaması sinirini bozmuştu. evet dövüş eseri olabilirdi ama kiminle neden dövüştüğünü neden sormamıştı? hem ne diye elindeki morlukları kapatacaktı. buna ne gerek vardı? " elimdeki morlukları kapatmamın nedeni ne ilker bey?"diyerek seçtiği kelimeleri baskılayarak sordu.
ilker başını masada kurcaladığı evraklardan kaldırırken "baş tasarımcım ve aynı zamanda asistanımın dövüştüğünün duyulmasını istemiyorum öykü. yeterli bir açıklama olmuştur umarım!!" arya kaşlarını çatsa da sinirlendiği yüzünden belli olan ilkere daha çok sataşmama kararı alıp arkasını dönerek kapıya ilerledi. kapıdan tam çıkmak üzereydiki " bu arada lütfen sizde bir daha dövüşmeyin ilker bey. altunsoy markasının sahibi ve tasarımcısı olarak sizin hakkınızda skandal duymak istemiyorum." arya arkasına dönüp ilkere baktı. ilkerin yüzündeki anlamsız ifadeye bakarken ilker "bunu sana ben söyledim zaten öykü. "demesiyle hızla yanıtladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...