22. BÖLÜM (ateş)

60 6 10
                                    

Kızlar tuananın babasının bu mektubuna karşı ne yapacaklarını kafalarında tartarken o sırada hiç bir şeyden haberi olmayan asel eve girerken ortamın gerilimini anında hissetti. Asel Tedirgin bir şekilde kızlara bakıyordu.

Asel her şeyi öğrenirken merakla ne yapacaklarını bekliyordu. Sıla sessizlik karşısında "babanın çevresi çok geniş. Şimdilik baskınlar ara vermen iyi olabilir. Herkes için.." tuana başını eğerken sinirle "en çokta buna sinir oluyorum işte. Biliyor ölmekten korkmadığımı, beni sevdiklerimle vurmaya çalışıyor. " Arya araya girerken "savcı senin sevdiğin mi?" Dedi dalga geçerek. Sıla tuana ve asel gerçekten mi? Konu bu mu der gibi aryaya bakarken arya gözlerini devirip "aman be. Ortamı değiştirmeye de gelmiyor" dedi.

Tuana ya sabır diyerek sılaya bakacağı sırada savcıdan gelen mesaja baktı.

Savcı bir mekan fotoğrafı atmış ve "hayret buralarda yoksun. Neyse sensiz bir baskında eğlenceliymiş"mesajıyla tuana beyninden vurulmuşa döndü. Kafasını kaldırıp kızlara bakarken "fena göte geldik"dedi. Kimse bir şey anlayamazken tuana apar topar evden çıktı ve aynı zamanda savcıyı arıyordu.

Sıla tuananın arkasından gitmeye kalksa da tuana çoktan gitmişti.

Tuana arabaya binip hızla gaza basarken aynı zamanda açılan telefona karşı "bu kadar kıskanma. Sensiz de işler yürüyor"derken tuana savcının dediklerini umursamadan konuştu.

"Bensiz baskın mı yapılır savcım. Tehlikedesin. Seni öldürmeye biri geliyor. Dikkatli ol!"
Savcı duydukları karşısında alayla gülümserken "Hadi ya(?) Bu sefer de beni böyle mi korkutuyorsun"dedi. Aynı zamanda gözleri mekanın etrafını tarıyordu. Polisler mekandan uzun süre önce tutuklularla ayrılmıştı. Bir tek savcı kalmıştı. O da tuanaya nispet yapmak için kalmıştı.

Tuana kaşlarını çatarken "ciddiyim savcı. Tehlikedesin. Hemen kendini güvenceye al" savcı duyduklarına karşı daha dikkatli etrafa baktı. Gerilmişti. Uzak bir binanın arkasına saklanmaya çalışan bir adamı görmesiyle "lanet olsun"demiş ve telefonu kapatmıştı.

Tuana küfür ederken kapanan telefona karşı daha da hızlandı. onun yüzünden masum birinin ölmesi yakışık almazdı.

Savcı hemen arabasına gidip binecekti ki tam araba kapısına gelen kurşunla yere çökmüş ve hızla arabanın arkasına geçmişti. Yere düşürdüğü telefonuna uzanmaya çalıştı. Polisleri arayıp buraya çağırmalıydı ama telefon arabanın dışında meydanda yerde öylece duruyordu.

Savcı telefona ulaşmaya çalıştıkça sıkılan kurşunlarla arabasının arkasında rehin kalmıştı. Lanet okurken ne yapacağını düşündü. Adamın gittikçe yaklaştığını fark ederken eli kolu bağlanmış bir halde düşünmeye çalışırken bir anda bir arabanın keskin viraj yaparak durması ve içinden tuananın çıktığını görmesiyle " adam orda. Dikkatli ol"demesine kalmadan tuana belinden çıkarttığı silahı uzaktan sürekli ateş eden adama sıktı. Nişan almakta oldukça iyi olan tuana adamın direk kafasına nişan almış sıkacakken savcının bağırmasıyla dikkati dağılmış ve adamın koluna isabet eden kurşunla adam kaçmıştı.

Tuana sinirle savcıya bakarken savcının "nesin sen katil mi?"sorusuyla "belkide.. bundan sanane!"demiş ve giden adama karşı sövmeye başlamıştı.

Savcı şaşkınlıkla tuanaya baktı. Bu kız gittikçe yasa dışı bir hal alıyordu. Savcı tuananın tehlikeli işlere bulaştığını anlaması uzun sürmemişti. Zaten bunu düşünüyordu ama elinde bu kadar kessin bir şey yoktu.

Eli bile titremeden bir adamı öldürmek uğruna ateş açabilen bir kız... (Multi tuana) Savcı şaşırmakta haklıydı. Bu kız neler çeviriyordu. Gerçekte kimdi? Ve asıl amacı neydi? Arkasında kim vardı? Savcı bu soruları daha çok merak ederken tuananın yanına ilerledi. Kendi arabasının tekerleri patlamıştı. Bu yüzden tuananın arabasına binip "neler oluyor?" Dedi. Tuana arabayı çalıştırırken savcıyı umursamadan kızları aramış ve " bundan sonra tehlikedesiniz. Dışarı çıkmayın"demiş ve kızlardan yanıt beklemeden telefonu kapatmıştı. Savcı neler olduğunu anlam veremezken öfkeyle "savcıya ateş açıldığının farkında mısın elif? Bu nasıl bir rahatlık! Neler oluyor?"dedi. Tuana sürekli arkasını konrtol edip ilerlerken "sürekli baskın yaptığımız mekanın sahibi bana not bırakmış savcı. Seninle işbirliği içinde sürekli baskın yaptığımı söyleyerek önce seni daha sonra benim yakın çevremi öldürmekle tehtit etti. Bir daha baskın yapma diye direttiği an sen kendi başına baskın yapmışsın! "

Savcı kaşlarını kaldırdı. Ve ardından gülmeye başladı. Tuana anlamsız bir şekilde gülen savcıya bakarken "komik mi? Daha temin ölümden döndün"derken savcı "daha iyi ya işte. Birilerinin kuyruğuna sağlam basmışım. İşler yolunda ilerliyor demekki" Tuana başını olumsuz anlamda salladı.

Kendine bu kadar benzeyen bir savcıya nasıl denk geldiğini hala anlam veremiyordu.

Savcıyı evine bıraktıktan sonra "mümkün mertebe bu ara dışarı çıkmasan iyi olur savcım. Mazallah ölmeye kalkarsın çekemem"dedi. Savcı omuzlarını silkerken "ben bu durumu ilk defa yaşamıyorum rahat olabilirsin"demiş ve oldukça rahat bir şekilde evine girmişti. Tuana kaşlarını çattı. "Ben kime çattım böyle"diyerek söylenirken eve doğru yol aldı. Kızları iyice tembihlemeliydi. Savcı ölmediğine göre kızlardan birini öldürmek için babası oldukça uğraşırdı.

Sıla her yerde tuananın babasını aradı. Bir sonuç bulamayışına karşı öfkeyle ayaklandı. Yer yarılmışta yerin altına girmişti sanki. Sıla kendi düşüncesine karşı gülümsedi. Belkide gerçekten yerin altındaydı. Bunun üzerine yeniden masa başına oturup araştırmaya başladı.

Tuana eve çoktan gelmiş kızlarla uzun uzadıya konuştuktan sonra ne yapacaklarını konuşuyorlardı. Saatler bir birini kovalamış saat gece yarısını geçerken herkes yataklarına dağıldı. Bu akşam kimse kumarhaneye gitmiyordu. Zaten tuana personaya sokaklardan tanıdığı ve güvendiği arkadaşını Serhatı başına dikmiş her şeyin sorunsuzca ilerlemesini sağlamıştı. Aynı şekilde bu akşam rulete de birini bulmuş aynı sistemi kurmuştu. Bu yüzden kızlar kumarhaneleri konusunda rahattı.

Sıla sabahlayıp araştırma yapsa da vücudu artık tak etmiş ve masa başında uyuya kalmıştı. Neredeyse ertesi günü akşam etmiş bir halde telefonunun çalmasına uyandı. Telefonu açmaya yetişememiş bir halde telefonu eline alırken saati gördü. Baya uzun uyumuştu ve sıla buna inanamadı.

Sıla onu arayan kişiye yani Onu beş kere aramış olan görkeme döndü. İlk çalışta açılan telefona karşı görkemin agresif sesini duydu.

"Hemen buraya gel"diyen görkeme karşı "sana da günaydın varis. "demiş ve ardından oluşan sessizliğe karşı " nereye geleyim"demişti. Görkem anında "şirkete gel"diyerek telefonu kapattı. Sıla yeni yeni kendine gelmeye başlarken esneyerek ayaklandı. Odadan çıkıp eve bakındı. Bütün kızların evde olmamasına karşı şaşırmış olsa da evden çıkmış ve arabasına binerek yol almaya başlamıştı.

Hiç istemiyordu aslında görkemin yanına gitmek ama mecburdu. Bir saat surat asmasını ve azarını dinleyecek olması oldukça can sıkıcıydı. Sıla bunları düşündükçe içi daraldı. Kızlara kısa bir mesaj atıp evden çıktığını yazmış ve görkemin şirketine doğru yol almıştı.

Şirketin önüne gelip arabasını park ederken arabadan indi. O sırada şirketten çıkan görkeme karşı o tarafa doğru ilerledi. Görkem sılayı görmesiyle çatık kaşlarıyla ona bakmaya başladı.

Sıla etrafa bakına bakına görkemin yanına ilerlerken şirketin hemen yanında kapalı otoparka giden geçide baktı. O sırada onun köşe aynasında o taraftan onlara doğru gelen elinde silahlı adam görmesiyle görkeme baktı.

Görkem sılanın bakışlarından hemen terslik olduğunu anlarken sılanın onun yanına gelip  görkemin gelen arabasının arkasına saklandılar. görkem neler olduğunu anlamaya çalışır vaziyette sılaya bakıyordu. Onlar arabanın arkasına saklanmasıyla iki el ateş sesi meydana gelmişti. Etrafta çığlık sesleri meydana gelip herkesin kaçışmasıyla adam da kaçmıştı. Bu sırada silah sesini duyup Şirketten hızla çıkan berk ve kaan direk görkemin olduğu yere baktılar. Yerde kan damlaları görmesiyle berk ve kaan direk oraya yöneldi.

52Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin