50. BÖLÜM (AŞIK)

58 6 5
                                    

Sıla nihayet evinin yolunu bulmuş ve yoğun günün ardından dinlenmek adına kendini oturma odasındaki kanepeye atmıştı.

Dinlenme molası arya ve tuananın aynı anda eve girmesiyle kesilmişti. Kanepe de dikleşen sıla ikilinin konuştuğu konuyu merakla sordu.

Arya heyecanla Sıla'nın karşısında bulunan koltuğa otururken " tasarımlarım yurt dışında oldukça ses getirdi. Bunun üzerine beni yurt dışında ki magazin sayfası röportaja çağırıyor. Ne yapmalıyım?"dedi. Heyecanı sekteye uğrarken sıla şaşırdı. "git tabiki arya. Bunu düşünmen bile hata. Tasarım senin tutkun ve bundan vazgeçme" arya buruk bir tesebessüm sunarken tuana "ama hanımefendi şu sıra yaşanan üst üste gelişmelerden ötürü canı sıkkın. Eğer yurt dışına giderse kendini bencil hissedermiş" sıla kaşlarını çattı.

" Saçmalama arya. Biz tuanayla buradayız. Bir sorun olmaz. Hem yurt dışında bir kaç gün kalıcaksın. Sorun olmaz" arya başını olumsuz anlamda salladı. "Yok ya gitmeyeceğim. Bu günlerde olmaz. Eğer kabul ederlerse bir hafta sonra gitmeyi teklif ederim. Kabul etmezlerse de umrumda olmaz. Bana bu başarı yeter" sıla gözlerini kısmış bir halde aryaya inceledi.

Kararını sorguluyordu. ama yine de aryanın kendi için en doğru kararı vereceğinden emin olduğu için bunu sorgulamak ona düşmezdi. 

arya yeniden söz alırken heyecanını geri getirmiş ve "gördünüz mü magazin haberlerini. tasarımlarım sergilenmesinin üzerinden neredeyse bir ay geçti ve bir çok ünlü benim kıyafetimle galalara katıldı." sıla gururla gülümserken "görmez olur muyum. bende onların reklamını yaptım. insanlar o ünlülerin fotoğraflarını instagramda görürken bende senin hesabını keşfetlerine düşürdüm" arya sırıttı. 

bu kız her zaman onun arkasındaydı ve arya bununla mest oldu. en çok sevdiği şey el üstünde tutulmaktı ve sıla bunu hisettiriyordu.

tuana sılaya bakıp dudaklarını vay be imasıyla kaldırmış ve "sen varya çok tehlikelisin"demişti. sıla e yani diyerek başını yana eğip gülümserken tuana konuyu değiştirmek ve acı gerçekleri sormak adına "dağıldıktan sonra herkes işini halledebildi mi?" sıla başını salladı. 

"robertoyu karşılamaya gittik berk ve kaanla. bizim kumarhanelere de davet ettim. bakalım gelecek mi?"  arya bu sefer söz aldı. "alparslanı ikna ettim. onu tehdit etmek zorunda kalmadan hemde. sanırım bu çocuk bana aşık" sıla ve tuana gülmeye başlarken arya oldukça ciddi bir ifadeyle "komik mi? yeni yeni tanımaya başladığım çocuğun benim hakkımda her şeyi bilmesi ve bana aşık olması gülünecek bir şey değil. aksine tedirgin ediyor" 

tuana bunun üzerine "Allah bilir alparslan seni nerde gördü de aşık oldu? yada sana aşık olduğundan nasıl emin olabiliyorsun?" arya ciddi misin der gibi tuanaya baktı. 

"bunu oldukça hissettiriyor tuana. mesela bugün kısık sesle çiğdemin seni neden buraya gönderdiği belli. sana zaafımın olduğunu biliyor çünkü dedi. ben bu cümleden ne anlamalıyım sence?" sılayla tuana şok olmuş bir ifadeyle aryaya bakarken tuana gülümseyerek "bu çocuk harbi sana aşık"dedi. sıla şoku hala atlatamazken " alparslanın bu kadar hoş sözler söylemesi garip. şahsen ondan beklenmeyecek şeyler" tam burda raya böbürlenerek devreye girdi.

"benim aşkım insanları bülbül eder sılacım. bunu biliyor olman lazımdı" 

sılayla tuana buna oldukça gülerken arya hala böbürlenmeye devam etmiş ve ayağa kalkarak "her neyse bu akşam ne olur ne olmaz kumarhanelerin başına geçiyoruz. gideyimde biraz uyuyayım. gece yarısı uyanır hazırlanır çıkarız" sıla aryayı onaylarken o da ayaklandı. "katılıyorum. çok yoğun bir gündü ve uyumak istiyorum" tuana giden ikilinin arkasından sılanın kalktığı kanepeye geçmiş ve televizyonu açarak kanepeye yayılmıştı.

bir kaç saat sonra uyanmış ve hazırlanmış kızlar kumarhanelerine doğru yol almışlardı. 

zaman çok çabuk geçtiğinden her biri uyku sersemi bir haldeydi. 

vardıkları rulete karşı sıla aracı park etti. kızlar arabadan inerken sıla arkada yeni açılmış kumarhaneye ithafen "bu zevzek mertanın hesabına ne zaman bakacaksınız acaba arya hanım?"dedi. arya umursamazca rulete girerken "onu ikna etmeme az kaldı. kabul etsin onunla kumar oynayacağım" tuana başını bu akıl almaz der gibi salladı. "bir kere de mantıklı bir hareketle al" derken arya kızgın bir ifadeyle "kumarın nesi mantıksız acaba? unutma! ben personayı öyle aldım" sıla aryaya hak verdi. "evet aryaya katılıyorum. hem herkesin raconu farklıdır tuana. sen dengesiz tavırlarınla insanları sıkıştırırsın arya kumarıyla. "arya gördün mü der gibi göz işareti yaparken tuana dil çıkarmış ve "ben arkadaki ofise geçiyorum"demişti.

arya direk masalara doğru ilerlerken sıla da dağılan kızlara karşı kendi bölmesi olan aşağı kata ilerledi. 

ilerleyen saatlerde berk ve kaan rulete gelmiş ve aryanın masasına katılmışlardı. yaptıkları en büyük hata olsa da berk bunu itinayla reddediyor ve aryaya sürekli olarak bana da öğret diyordu. 

arya ise küçük çocuk gibi davranan berke baktı. esmer teni kıp kıvırcık saçları tabiri caizse bonus kafası pülermiş kahverengi gözleri ışıl ışıl parlıyor ve aryaya bakıyordu. çene gamzesi ve belirgin çene kemikleri berkin masum bakışları altında tatlı bir hal alırken arya gözlerini devirdi. "bana böyle bakman bir şeyi değiştirmeyecek berk. sen küçük masum köpek yavrusu değilsin, bende o bakışları yiyecek insan değilim" kaan buna gülmeye başladı.

berk dudaklarını büzüp küserken arya sabır çeker vaziyette bu sefer kaana döndü. ne gülüyorsun der gibi kaana bakıyordu.  

kaanın da saçları kıvırcıktı. ama berkin kadar değil. her ne kadar kaanın saçları da sık buklelerden oluşsa da sadece tepe bölgesi kıvırcıktı. berkin ise saçının her bir yeri. kaan berkin aksine beyaz tenli ela gözlü belirgin çene kemikleri ve sol elmacık kemiğinin üzerinde ben olan yakışıklı denilebilecek bir çocuktu. özellikle saçma sapan harekelterini varsayarsak komik bile olabiliyordu. lakin şu anda komik değil aryanın sabrını taşıracak kadar sinir bozucu biriydi. arya hala neden güldüğünü anlayamazken masadan kalktı. zaten yeni oyuna berkin konuşmasından katılmayı kaçırmıştı. bu yüzden masadan kalkarken berk ve kaanda onla birlikte kalktı.

arya ne olduğunu şaşırırken bar kısmına doğru ilerliyordu. lakin aklı sağ ve solunda olan erkeklerin boyunun uzunluğundaydı. berk bir sekseni geçik kaan ise berkten bile uzundu. ve aralarında masum kalan arya bir altmış altı boyuyla minicik duruyordu. arya bu duruma bozulsa da tuanadan alışık olduğu için çok üstünde durmadı. şahsen tuana da çok uzundu. bir yetmiş yedi boyundaydı ve kızların yanında deve gibi duruyordu. ama bu onun için iyi bir şeydi. şahsen bir kaç kere bir ajanstan mankenlik için iş teklifi bile almıştı. 

arya düşünceleriyle birlikte bar kısmına varırken "tekila"dedi. barmen anında bardağa içkiyi doldururken kaan ve berkte isteklerini dile getirdi. 

arya bir dikişte içtiği içkisinden sonra "sizin varis bir kereliğine bile olsa bizim kumarhaneye glemeye teşrif edecek mi? " berk omuzlarını silkip votkasından yudum alırken kaan "bunu o karar verir. bu bizim bileceğimiz bir iş değil"dedi. tavırları ciddileşmişti. bunun üzerine arya gözlerini kıstı. varisin isminin bile geçmesi kaan ve berki ciddileştiriyordu. arya buna oldukça şaşırsa da pot kırmadı. 

o sırada telefonuna mesaj gelen arya mesaja baktı. mesaj sıladandı.

* çiğdem robertoyla yarın gece rulete geleceğini söyledi. yorgunsanız eve geçin. bu gece gelmiyorlar* arya okuduğu mesajın rahatlığıyla ayaklandı. erkeklere bakarken "size iyi eğlenceler baylar ben artık kaçar"diyerek arkasını dönmüş ve kumarhaneden çıkmak adına çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştı. 

tuana ise mesajı göremeyecek kadar derin bir uykudaydı. ofise gittiği gibi ofiste bulunan minik kanepeye uzanmış ve anında uyumuştu. 

sıla kendi sığınağından çıkıp berk ve kaanın olduğu bar kısmına doğru ilerledi. onun uykusu yoktu ve berk ve kaanla muhabbet etmek iyi bir fikir gibi geliyordu. bu yüzden sıla ikilinin yanına gitmiş ve onlarla muhabbete girişmişti.  

52Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin