sıla ilk danslarını ederken varise gözlerinin içi gülümser nitelikte baktı. "sanırım bu sefer oldu"dedi. variste tebessüm ederken sıla başını varisin göğsüne dayadığı anda şarkı bitmişti. sıla gözlerini devirirken ikili dans pistinden ayrıldı. berk takı merasimi dedi. sıla daha ne olduğunu anlayamadan berk bu söylediğini sesli bir şekilde yeniden dile getirirken ilk önde o durmuş ve "önce damat tarafı"diyerek cebinden çıkarttığı kutuyu özenle açmıştı.
arya berkin sesini duyarken usulca alparslandan ayrıldı. hızlı bir şekilde ayaklanırken aynadan kendine baktı. yüzü kıp kırmızı olmuştu. makyajı da akmıştı. alparslan hala yerde oturur vaziyetteyken arya odadaki banyoya girip elini yüzünü soğuk suyla yıkamış ardından makyajını da orda bulduğu el sabunuyla çıkartmıştı. şimdi makyaj temizleme suyu nerden bulacaktı. yüzünü kurularken soğuk suyun iyi geldiğini fark etti. kızarıklık hemen hemen gitmiş sadece gözleri hafif şiş kalmıştı. arya saçını başını düzeltirken elbisesine de şekil vererek banyodan çıktı. alparslanda ayaklanmış üstünü düzeltirken arya ona kısa bir an bakıp odadan çıkmaya yeltendi. alparslan tam bu esnada aryanın kolunu nazikçe tutarak duraklamasına sebep olmuştu.
"yaptığım her şey için özür dilerim. lakin artık her ne kadar suçlu olsamda senden uzak durarak hem sana hem kendime daha fazla ceza vermeyeceğim. sen git demediğin müddetçe yanından ayrılmayacağım arya. bundan sonra aldığın nefeste yanında olmak istiyorum. "dedi. arya duyduklarına şaşırırken şimdi bu nerden çıktı der gibi başını alparslana çevirdi. "ne yani hem suçlu hem güçlüyü mi oyanayacaksın"dedi. alparslan başını eğdi ve dudaklarında gülümseme peydahlandı. "bence böyle olması daha sağlıklı olacak. diğer türlü"başını kaldırdı alparslan "sana saygı duyduğumdan uzak dururken ilişkimize saygı duymuyormuşum gibi oluyor. deli gibi sevsemde çabalamıyormuşum gibi. bunu istemiyorum" arya önüne dönerken elini alparslandan çekerek odadan çıktı. daha söyleyecek bir cümlesi yoktu. zaten içinden bir yerler alparslana da hak vermiş ve bu söylediklerini daha mantıklı bulmuştu.
arya düğün alanına girerken arkasından ilerleyen alparslanın onu takip ettiğinin farkındaydı. gerçi bunu bütün misafirlerde fark etmişti. arya tuananın yanına giderken yanlarına gelen asel ve çiğdem sorgu dolu gözlerle aryaya bakıyordu. arya ise onların bu bakışlarını fark etmemiş gibi "ne zaman takacağız"demişti. asel konuyu dağıtan aryanın farkında olarak berke doğru döndü. "berk bir taksın sıra dönecek" dedi söylenir vaziyette.
berk kutusundan çıkarttığı beşi birliği sılanın gelinliğine takmak için uzanmıştı ki arya hızla "dur "diyerek bağırdı. berk irkilerek aryaya dönerken arya köşeye bıraktığı kurdalyeyi hızla alırken sılanın yanına giderek üstüne astı. "gelinliğime zarar verirsen seni öldürürüm"dedi. berk korkuyla yutkunurken arya tebessüm ederek berki hareket et işareti vererek takmasını izlemişti. berk altını kurdalyeye takmaya çalışırken aryanın pür dikkat onu izlemesinden gerilmiş neredeyse eli titremeye başlamıştı. sıla bunlara gülerken berke "buna gerek yoktu berk. ben altın takmam ki"dedi. berk başını kaldırırken "vala bende düğünde ne takılır bilmiyorum. kuyumcuya gittim ve ne takayım diyerek sordum. oda bunu verdi. hem olsun takmasanda altın yatırımdır." sıla gülmeye başlarken berk gizli bir şey söylüyormuş gibi" sakın patronun bozmasına izin verme yenge"demişti. varis kaşlarını çatarken berk sırıtarak geri çekildi. sıra kaana gelirken kaanda kutudan beşi bir yerde çıkartıp taktı. ayı zamanda "berk benden kıskandı. bende altın takıcam dediğim gibi gidip altın almış."diyerek şikayet ederken berk "yalan"dedi. sıla ve varis gülmeye başlarken arya ikilinin sılayla varsin yanına geçmesini isteyerek fotoğraflarını çekmiş ve "sonunda artık kız tarafı gelebilir"demişti.
berk ve kaan aryaya göz devirerek geri çekilirken arya ilk kişi olma şerefini üstlenerek elindeki telefonla birini aradı. çok geçmeden açılan telefona karşı sılaya baktı. "öğrendiğim kadarıyla nimet hanımın haline üzülmüşsün sıla. onun kızının yaşladıklarına daha çok üzülmüşsün. ben sana maddiyatla ilgili bir hediye vermek istemedim. aldığım her şeyi sende alabilirsin ama bu hediye bana daha anlamlı geldi."dedi. sıla olayları anlamaya çalışırken arya kamerayı sılaya çevirdi. görüntülü aramada yer alan nimet gülümseyerek sılaya bakıyordu. "teşekkürler sıla"diyen nimete karşı sıla şaşkınlıkla "ne oluyor anlamadım"dedi. bunu açıklamayı nimet üstlenirken "senin sayende kızıma kavuştum sıla. senden Allah razı olsun. kızım senin sayende gidemediği üniversitesinde okumaya başladı. hiç bir şeyi düşünmek zorunda kalmadan okuyor ve bende onun yanındayım. sana ne desem boş." nimet ağlamaya başlarken sıla gözlerinin dolduğunu fark etti. ağlamamak için kendini sıkarken "hiç bir şey demene gerek yok. hem sende bana yardım ettin unuttun herhalde"derken nimet buruk bir tebesüm etmiş ve titrek sesiyle "benimki seninkinin yanında yardım diye anılamaz bile sıla. hem rabbim iyiki seni hapise soktu da benimle karşılaştırdı mı diyeyim bilemiyorum." sıla gülmeye başlarken variste tebessüm etmişti. arya telefon konuşmasını kapatırken sıla aryaya sıkıca sarıldı. "bu çok anlamlı bir hediyeydi arya. çok teşekkür ederim. "arya sıladan ayrılırken rica ederim dedi. sıla merakla "bunu nasıl başardın peki. nimetin dışarı çıkması kolay değil bildiğim kadarıyla" arya asele dönerken "elbette yardım aldım"dedi. asel tebessüm ederken sıla asele öpücük gönderdi.
arya bu sefer varise döndü. "biz kızımızı sana vermiyoruz varis. seni bizim eve alıyoruz bilesin. yani artık senin ailende biziz "demiş ve gülerek aynı berk ve kaanın yaptığı gibi beşi bir yerde çıkartıp varise asmıştı. varis aryanın bu hareketine gülmeye başladı. varisin direk takımına altını asan aryaya karşı berk" taakımı sen tasarlamadın diye umrunda bile olmuyor tabi"dedi. arya berke dönerken "sen çok konuşuyon bugün ha"demişti ki berk hızla ağzının fermuarını kapatır gibi yaparak sessizleşti. aryanın ne tür manyak olduğunu o çok iyi biliyordu ve kızdırmaya hiç gerek yoktu. arya bunun farkında itinayla berke yaklaşıp kamerayı verdi. "çek fotoğrafımızı. bari bir işe yara"diyerek varis ve sılanın arasına girerek sılaya sokuldu. varis aryanın bu hareketine gülerken sıla da tebessüm etmişti. fotoğraf çekildi ve arya sırasını savarak kenara çekildi. aryanın aslında bunu yapmasının ana nedeni asıl varisin ailesinin olmamasıydı. varisin ailem dediği sadece iki kişi vardı. onlarda berk ve kaandı. sıla gene kalabalık kaçıyordu. varisin kendini yanlız hissetmemesi adına yaptığı bu hareketten oldukça memnundu.
sırayla takılar takılırken çiğdemin arkasında yer alan berrin şaşırtmıştı. zaten sılaya hediye vermişti. yinede neden sıraya girdiğini kimse anlayamazken çiğdem dikkatleri üzerine çekti. elinde bir tane kartvizit vardı. "aryanın ki kadar anlamlı olmasa da bizde balayınızı yapacağınız yeri karşılamak istedik. bu seyehat acentası size her şey de yardcımcı olacak. gitmek istediğiniz ülkeyi seçip tarihini vermeniz yeterli. " sıla teşekkür ederek çiğdeme sarılırken robeto da varisle el sıkışmıştı. çiğdem ile roberto sılayla varisin yanına dizilip fotoğraf çektirip ayrıldı. berrin ve arslan yeniden sılayla varisin karşısına çıkarken berrin elinde tuttuğu büyük kutuyu açtı. sıla hızla "daha önceki hediyenizi açmadıydım"diyerek kaana bakmıştı. kaan hemen önceki hediyeyi getirirken berrin "önce bunu takayım sonra onu açarsın. önemli değil"demiş ve kutudan çıkarttığı pırlanta seti itinayla sılaya takmıştı. önce pırlanta kolyeyi ardından yüzük ve bilekliği takarken küpeleri de kurdalyeye astı. bilakis onları hemen takabileceğini sanmıyordu. sıla bu kadarına gerek yoktu diye teşekkür ederken aynı zamanda şaşkınlığını atmaya çalışıyordu.
berrin hiç bir şey yaşanmamış gibi davranması sılayı şaşırtmaya yeten ana yegan şeydi. arslan varise bakarak "eh artık bizim damadımız olduğuna göre"diyerek diğer kutudan çıkarttığı gümüş işlemeli özel tasarım bilekliği varise taktı. " sana bu yakışır diyerekten bunu yaptırdık"dedi. varis şaşırmıştı. arslanın ona böyle bir jest yapmasını beklemezdi. kaldı ki araları yeni düzelmişti. arslanla el tokuşurken kaan getirdiği hediyeyi sılaya uzattı. sıla eline aldığı büyük poşeti varisinde yarımıyla açarken içinden çıkan büyük tabloya uzunca baktı. gözlerini dolmasına sebeb olan bu tabloda çiğdemin düğününden kare vardı. bütün herkesin yer aldığı kocaman aile toblosuydu bu. sıla titreyen sesi ve akan göz yaşlarını umursamadan "teşekkür ederim"dedi. berrininde gözleri dolmaya başlarken "aile olduğumuzun kalıcı olarak kalıp hatırlanması için güzel bir yöntem olduğunu düşündüm. "dedi. sıla tabloyu nazikçe kaan geri uzatıp berrinin ona sarılmasına izin verdi. artık küslüye gerek yoktu.
gün sonunda herkes toplanıp berkin fotoğraf çekmesini bekliyordu. berk "ben çıkmıyorum ama bekleyin"diyerek korumaya kamerayı verip hızla kaanın yanına vardı. aile tamamlanınca herkesin yüzü gülmeye başlamıştı. alparslan usulca aryanın yanına kaynak yaparak yaklaşırken arya başını çevirip yanına gelen alparslana baktı. alparslan aryanın onu fark ettiğin görünce dursamış arya ise gözlerini devirmişti. "ne bu? kırmızı ışık yeşil ışık mı oynuyorsun? gizli gizli yanıma geliyorsun" alparslan aryanın tam olarak yanında yer almayı başarmasıyla "o oyunu bilmiyorum ve bu kadar dikkatli olduğunu da sürekli unutuyorum. " arya gülmeye başlarken alparslanda gülümsedi.
sılanın süreki o istediği aile tablosu nihayet olmuştu. elbette hala kırgınlıklar aksilikler vardı ve belkide devam ederdi ama iyi şeylerin olması emek ve zaman isterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...