kızlar mahkeme salonundan çıkmalarıyla iki gün boyunca kutlama yapmış ve gecelere akmışlardı. tabi bu süre zarfında savcının yeni evlendiği müstakbel eşi tuanaya saldırmaya kalkmış ve tuana bu duruma karşı kadından da şikayetçi olmuştu. artık kimseye tahammülü olmayan tuana en ufak bir şeyde agresifleşmeye başlıyordu. bu savcının onda bıraktığı bir eser olarak kayda geçse de bora tuanayı yumuşatmayı çözmüş gibiydi.
tuanayı iki gün boyunca hiç yanlız bırakmayıp aksine tuana onu kovsa da sövse de yanında durup kendini tuanaya alıştırıyordu. bu süre de ayrıca asel elindeki davalara koşturmaya devam etmiş ve mertan, aselin her davasına katılıp aseli hayran hayran izlemişti. aselin en büyük destekçisi olan mertan aselin de gönlünü fethetmeye başlıyordu. bu duruma asel fazlaca yadırgıyordu. koşturma içerisinde geçen hayatında eski sevgilisiyle böyle bir durum yaşayamayan asel bu şekilde desteklenmesi ve sevilmesi hem hoşuna gidiyor hemde alışmaktan korkuyordu. yine bir hüsranla karşılaşmaktan korkması eski sevgilisinden sonra mantıklıydı. mertan bu durumun farkındaydı. bu yüzden aselin üstüne daha çok düşüyordu.
sıla ise ardanın mahkeme salonuna gelmesinin üzerinden adam akıllı varisle konuşma fırsatı bulamamıştı. gerçi variste o olaydan sonra garip davranmaya başlamıştı. kızlar bunu kıskançlığa vursa da sıla bu durumu fazlaca saçma bulmuş ve bu durumu başka bir şeye yormaya başlamıştı.
kızlar arasında depresyona giren bir tek aryaydı. boranın tuanaya mertanın asele fazlaca sevgi göstermeye başlaması kendisine alparslanı hatırlatıyor ve bu durum canını çok sıkıyordu. gerçi tam depresyona girecekken sürekli ilkerin araması yüzünden üzülemiyordu bile. ilker sürekli aryayı bunaltıp tasarımlar hakkında sorular sorup konuşuyordu. arya asla kendisine fırsat vermeyen ilkere iyice sinirlenmeye başlamıştı. sonunda tasarımının sunulacağı vakit gelmişti. tabi bu süre zarfında kutlama yaptıkları dibine kadar eğlendikleri o müthiş iki günün üzerinden beş gün geçmişti. mahkeme peşinde koşturdukları o günün üzerinden ne ara bir hafta geçmişti arya anlayamamıştı bile.
arya kuaföründen çıkarken hazırlanmış bir şekilde kapıda onu bekleyen ilkerin aracına bindi. sonunda bugün basına resmi açıklama yapabileceklerdi. bu yüzden arya heyecanlıydı. basına açıklama yaptıkları anları alparslanın izlemesi için içinden türlü türlü dua eden arya ne ara geldiklerini anlayamadığı mekana karşı yalancı bir tebessümle aşağı indi. bütün kameraların ikili üzerine dönmesi ve yığınla sorular sorulmasına karşı ikili bklemeye başlamışlardı. arya sorulan soruya karşı odaklandı. tam değinmek istediği bir soruydu. "öykü hanım verdiğiniz röportajdaki şanslı beyin eskiden çalıştığınız ilker altunsoy olduğu doğru mu?" arya başını salladı.
"hayır değil. siz beni çok yanlış anlamışsınız. ilker bey benim iş ortağım ve tasarımlarımın sponsoru. iş hayatıma aşkı bulaştırmam. bahsettiğim kişi bambaşka biri. yakın zamanda onunla boy göstermeyi planlıyorum. beklemede kalın" sırıtarak kameralara bakarken başka bir sorunun ilkere yöneltilmesiyle bu sefer ilker yanıtladı. "ilkr bey işten ayrılan öykü hanımla iş ortağı olmak nasıl bir tesadüf" ilker aryaya baktı. "öykü hanım başarılı bir tasarımcı. zaten bu yüzden benim şirketimden ayrıldı. kendi marasını oluşturmak için. benimde böyle yetenekli bir tasarımcıya destek olmak dışında başka yapabileceğim bir şey kalmıyor." arya memnun bir şekilde gülümsedi. ilker çok az konuşan bir insandı ve hem uzun cümle kurup hemde bunu basın önünde aryaya övgü yağdırırken yapması aryayı mest etmişti. gururla kabaran arya ilkerin ilerlemek adına adım atmasıyla sırıtarak mekana girdi. içerde her şeyin konrtolünü yapan audric ikiliyi görmesiyle "sonunda" diyerek ikilinin yanına gitti.
bu tasarımların iki büyük sponsoru olması bir çok tanınan ünlülerin kıbrısa gelmesini sağlamıştı. bir çok yurt dışında popüler olan ünlü yerini alırken audric aryanın elinden tutup podyuma sürükledi. "bir çok izleyicin var"dedi. arya sırıtmasını arttırırken "bu daha başlangıç ortak "demişti.
en nihayetinde tasarımları sonunda sergilenmeye başlayan arya bütün tasarımlarının gerçek hayata uygulanmış halini izledi. nasılda gurur duyacağı bir şeydi. kendine ait olan tasarımlarının gerçek hayatta bir çok insana ulaşması.. aryanın en büyük hayallerinden biriydi.
podyum gösterisinin bitmesiyle audric mikrofonla podyuma çıkmış ve aryayı tanıtmak adına boğazını temizlemişti. "bu eşsiz tasarımları çizen ve bizlere sunan öykü hanım. lütfen bana katılın" arya audricin uzattığı elni tutup ayağa kalkarak podyumda yerini aldı. gülümseyerek podyumda kendini gösterirken bu muhteşem ve görkemli akşamı bitirmenin verdiği rahatıyla derin bir nefes alabilirdi.
basın konuşmalarını tekrar tekrar dinleyen alparslan kaşları çatık bir şekilde televizyonuna bakıyordu. çiğdem sıkılmış bir şekilde "ay içim şişti alparslan. ne diye aynı açıklamaları tekrar tekrar izliyorsun"dedi. alparslan çiğdemi umursamadan televizyona odaklanmıştı. çiğdem bunun üzerine "yahu bak arya bu adamla ilişkimyok dedi." alparslan ağzında geveleyerek yanıtladı. "o halde aşık olduğu kişi kim?" çiğdem zor bela duyduğu cümleye karşı "arya ne dedi? yakın zamanda onunla boy göstermek isterim dedi. bekle biraz. yakında o kişiyle gözükür. " alparslan çiğdeme dönerken sen ciddi misin der gibi çiğdeme bakmaya başlamıştı. çiğdem sırıtmaya başlarken "aman be! surata bak... tamam şaka da yapmıyorum bundan sonra" alparslan kalkıp yanından giden çiğdeme karşı "şaka dediğin komik olur çiğdem. ben gülmedim"diyerek yeniden televizyona dönmüş ve kaydı başa sarıp izlemeye başlamıştı.
sıla asel ve tuana eve gece sonuna doğru gelen aryaya karşı sıla ve asel konfeti patlatıp tuana da şampanya açarak kutlama yapmışlardı. aryanın bu başarısını kutlarlarken hepsi aryayla ayrı gurur duyuyordu.
arya onun her daim yanında olan bu üç kıza bakıp gülümserken "yaa canlarımm. biliyorum en büyük hayranlarımısınız. " tuana ve asel gözlerini devirirken sıla "her zamannn"diyerek aryaya sarılmıştı. tuana ve asel ellerinde tuttukları şampanya bardaklarını tokuşturmuş ardından keyif alarak içmişlerdi. arya bu ikiliye karşı başını olumsuz anlamda sallamıştı. "terbiyesizler"derken asel "ee alparslan açıklamanı izlemiş mi?" arya aselin sorduğu soruya karşı hemen dudaklarını büzmüştü.
"çiğdeme sordum. ama mesajıma cevap verme zahmetinde bulunmadı." sıla kanepeye kendini atarken "telefonunu hackleyim istersen." arya sırıtmaya başladı. tuana sılanın yanıtına karşı "dünden hazırmışsın gibi hissettim" sıla omuzlarını silkti. "ben her zaman her şeye hazırım" sıla aryaya dönmüş ve ne diyorsun der gibi aryadan yanıt bekliyordu.
arya kaşlarını çatmış ve "evet. hackle"demesiyle sıla memnun bir ifadeyle diz üstü bilgisiyarını alıp çiğdemin telefonuna erişim sağlamaya çalışıyordu. sıla çok geçmeden çiğdemin telefonunu ele geçirirken çiğdem telefonunun bir anda onun harketlerinin dışında hareket etmeisne afallamış ve çığlık atmıştı. alparslan hızla çiğdemin odasına girerken "ne oldu?"ddi endişeli bir şekilde. çiğdem telefonunu yatağına fırlatmtış ve ayakta dikilirken "telefonum kafayı yedi. ben dokunmadan hareket ediyor ve işlem yapıyor. "alparslan "aptal mısın çiğdem? daha korkunç bir şey oldu sandım"diyerek yatakta duran telefonu eline aldı.
sıla notlar kısmına girmiş mesajlara bak (şeytan emojisi) arya öfkeli. yazısını görmesiyle gülmeye başlamıştı. çiğdem alparslanın gülmesine karşı "niye gülüyorsun be"diyerek yanına giderken telefonuna baktı. mesajı okurken "yok artık! sıla telefonumumu hackledi" dedi.
alparslan gülmeye başlarken "mevcut duruma bakılırsa evet! seni hacklemiş." diyerek çiğdeme döndü. "sana ne yazmış?" çiğdem telefonunu eline alırken "söyleyemem özel"diyerek aryayı aramaya başladı. bu sırada da alparslanı odasından kovuyordu.
alparslan gülmesini kesmeden salona geçti. aryayı çözemiyordu. neler olduğunu anlayamıyor ve mantıklı bulamıyordu. ah bu kızı anlamak alparslan için çok zordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...