maç günü üzerinden bir hafta geçmiş çiğdemin düğün telaşı iyice artış göstermişti. çiğdemin düğününe sayılı günler kalırken düğün telaşı bütün herkesi sarmaya yetmişti. sıla gergin bir şekilde etrafta geziyor güvenliği ve organizasyonla ilgilenirken tuana ruletin biten kaba inşasından dolayı iç dizayna geçmiş onu ayarlamaya başlamıştı. arya bu süre zarfında çiğdemin gelinliğini ayarlamış üstüne kızlarla eşsiz kıyafetler giyinsinler diye kıyafet tasarlamaya koyulmuştu. tabi jest olsun diye buse ve berrine de özel kıyafet tasarlamıştı.
sıla sonunda mekana karar verip uygun yerleri seçerek oraya koyacağı korumaları not ederken cuma gerçekleşen kına gecesine de hazırlanmaya çalışıyordu. personayı kapatıp yapacakları kına gecesine karşı asel hazırlıklara başlamış arya da kıyafetleri ayarlıyordu. zaten cuma gününden sonra pazar günü düğün gerçekleşecekti. cumaya da son bir gün kaldığına dikkat çekersek sıla baya gergin bir şekilde etrafta koşturuyordu. aynı zamanda romada ki organizayon şirketleriyle iletişim kurup her şeyi ayarlamaya çabalıyordu. saat farkı buna zorluk çıkartsa da sıla bunun da geçeceğini umut ederek kendine teselli veriyordu.
çiğdem bu süre zarfında kızların evinden ayrılmamış yedi yirmi dört birlikte zaman geçirmişlerdi. kendi annesinden çok kızları gören çiğdem bu durumdan şikayetçi değildi. lakin erkekler şikayetçiydi. kızlar organizasyona kendini kaptırmış erkeklere zaman ayıramayınca bütün erkekler durumdan şikayet etmeye başlamıştı. tabi bu süreçte kızlar onları duymazlıktan gelerek işlerini en güzel şekilde yapmaya çalışıyordu.
erkekler isyan bayraklarını çekmiş kızların evini basmaya giderken sıla kulağında telefonla etrafta volta atarak organizasyon şirketine emirler yağdırıyordu. roma da terk edilmiş kalenin bahçesini düğün olarak kullanma fikrini ortaya attı sıla. bu fikri çiğdem beğenince sıla organizasyonu tamamen terk edilmiş kalenin bahçesine göre organize etmeye başlamıştı.
sıla evde volta atarken arya çalan kapıyı açmaya gitmişti. elinde şampanyayla içeri giren mertan "nerde sevgilim"diyerek içeri girerken arkasından bora, varis, roberto ve en son alparlan sırayla içeri girmişti. alparslan aryanın yanağını öperken "özledim seni" diyerek sitem etmişti. arya sırıtarak alparslanı öperken içeri geçtiler. varis etrafta volta atıp emir yağdıran sılayı izlerken sılanın onu fark etmesini bekliyordu.
sıla karşıda konuştuğu kadının sılanın istediği fikrin daha pahalı tutacağın söylemesine karşı sıla öfkeyle "hanımefendi. parayla sorunum olsa sizi tutmazdım. her şeyi istediğim şekilde yapın. parayı dert etmeyin"derken sonunda kadınla anlaşmayı başarınca telefonu kapatmıştı. çiğdem sılanın bu tavrına sırıtarak izlerken "bu paraları ben sana ödeyim sıla. organizasyon zaten sana kaldı. bari bütçeyi izin ver ben karşılayım."derken sıla gözlerini devirerek çiğdeme baktı. "ordan bakınca paraya ihtiyacım var gibi mi gözüküyor?" dedi. ardından içerde onu izleyen varisi görmesiyle sıla anında yumşarken gülümseyerek varise ilerledi. varis sılanın bu tavrını gülerek izlerken sılanın kollarını boynuna dolamasına izin verdi. varis kollarını sılanın beline yerleştirirken "ah benim zengin ve yoğun güzel sevgilim"derken sıla sırıtarak " öyleyim ama"dedi. varis gülerek sılanın boynuna başını gömerken sılanın boynuna usulca öperek sıladan ayrıldı. sıla gülümseyerek varisin kolunun altına geçerken kızların ona ters bakışlarına karşı afalladı.
"ne var be!" diyerek sitem eden sılaya karşı tuana "kaç gündür bize gerginlikten zehir kusuyorsun hani bu zehrin nerde? varis gelince unuttun bakıyorum"derken sıla başını olumsuz anlamda salladı. "çok ayıp. ben öyle bir şey yapmıyorum" derken arya "kesinlikle yapmıyorsun"demişti kinayeli bir şekilde. sıla gözlerini kısmıştı ki varis gülerek sılayla kanepeye oturttu.
asel konuyu değiştirmek adına erkeklerde gözünü gezdirirken "hayırdır? size nerdden esti?" dedi. mertan söylenir vaziyette söz aldı. "altı üstü düğün olacak. mübarek düğün olana kadar sizin yüzünüzü göremiyoruz. hayır gelin siz misiniz çiğdem mi anlamadım" asel sırıtarak mertana sokulurken arya "eh bizde çiğdeme ayak uydurduk"dedi. alparslaan "uydurmasanız daha iyi olurdu "derken tuana mertanın getirdiği şampanyayı eline aldı. "o zaman bir yorgunluk içkisi alalım"derken tuana şampanyayı çiğdeme uzattı. "patlat o zaman müstakbel gelin adayımız" çiğdem robertoya dönmüş elinde çalkalamaya başladığı şampanyayı doğrultmş çekinerek kapağını çekiştirirken bir anda patlayan şampanyayla herkesten alkış sesi yankılanmaya başlamıştı. sıla yere akan şampanyaya karşı "temizlik şirketi çiğdemden"diyerek çiğdeme baktı.
herkes gülmeye başlarken sıla uzattığı kadehi dolduran çiğdemi izledi. çiğdem sılanın bu tavırlarına alışmış gülümseyerek kadehini doldurmuş ardından herkesin bardaklarına da şampayna döküp robertoun yanına ilerledi.
sıla robertoya bakarak aklına gelenle dikleşmiş ve ingilizce bir şekilde konuşmaya başlamıştı. "sorun çıksın istemiyorum roberto. mekanı ayarladım ve korumalarımızı da yerleştireceğim düzeneği hazırladım. düğün günü bu kadar çok koruma görünce sorun çıkartmaman için baştan seni uyarıyorum. oraya sadece bir mafya lideri gelmiyor. bu nedenle bu kadar koruma şart"derken roberto anlayışla başını salladı. "benim size süikast hazırlama gibi bir gayem yok. bu nedenle yerleştirdiğin korumaların sayısı da yeri de önemli değil"demesiyle sıla memnun olmuş gibi gülümsedi. "iyi o zaman. ben baştan söyleyim istedim"derken roberto sılaya doğru dikkatle bakarak "organizasyon ücreti ne kadar?" demişti. sıla sabır çekerken "yahu benim paraya mı ihtiyacım var varis. " sitem ederek varise dönen sılaya karşı varis başını olumsuz anlamda salladı. roberto sılanın türkçe kurduğu cümleyi anlayamazken arya robertoya dönüp "10,000 avro tutuyor takriben. ben sana ibanı atarım. oraya yolllarsın parayı"dedi. sıla aryanın dediği şeyle aryaya döndü. arya bunun üzerine omuzlarını silkti. "az para değil hocam. robertonunda durumu yok değil. verme şansı varken versin. bari sen o parayla çiğdeme hediye alırsın" çiğdem başıyla onaylarken sıla ikna olmaya çalışır gibi başını salladı. roberto aryanın dediği şeye karşı "ibana gerek yok"demişti.
arya merakla robertoya dönerken roberto giydiği montun gizli cebinden bir deste avro çıkartarak sılaya uzattı. arya şok içerisine robertoya bakarken alparslanı dürtmüş "ali ağoğlu gibi mübarek. hazırlıklı geziyor"demişti. alparslan aryanın bu haline gülmeye başlarken asel sılanın eline verilen desteye bakarak "say bakayım doğru mu?"dedi. çiğdem ayıp oluyor ama derken asel gülerek "yerde gördüğün parayı bile sayacaksın kızım bu devirde. hem bakalım avro sayımı zevklimi. onu öğrenelim"demişti. sıla sırıtarak desteyi masaya bırakırken roberoya teşekkür etti. roberto da teşekkür ederken arya robertoya dönmüş "nasıl anlaştın mı bizimkilerle"demişti. roberto başını olumlu anlamda sallarken bora "anlaşılmayacak kişiler değiliz" demişti. arya boranın egoistliğine göz devirirken roberto söz aldı. "ilerde bende kendi şehrimde sizi misafir etmek isterim"dedi. arya başını sallarken "geliriz tabi. ama sonra çağırdığına pişman olma"derken roberto gülümsedi. "pişman olmam" demişti. eline aldığı çiğdemin elini dudağına götürüp öperken. arya başını sallarken "sen kaşındın"diyerek alparslana döndü. "o zaman en kısa sürede yurt dışına çıkıyoruz"demişti. alparslan gülmeye başladı. "sen yeterki iste"derken çiğdem ciddi bir şekilde "evet gelin. hepinizi bekliyorum"demişti.
asel merakla "orda hepimizi kaşılamaya yetecek kadar odan olacak mı?"derken roberto tabiki derken çiğdem başını salladı. ve ekledi "roberto ben kıbrıstan oraya geleceğim için baya büyük, kale gibi ev yaptırdı. sırf kıbrıstan böyle arkadaşlarım gelir kalcak yerleri olsun diye" sıla dudaklarını şaşkınlıkla kaldırırken "roberto düşünceliymiş"demişti. çiğdem havayla kabarırken alparslan "eh yapsın bir zahmet" diyerek gözlerini devirdi. arya onu dürterken çiğdem kaşlarını çatmıştı. alparslan bunun üzerine kuzenine dönüp "senin gibi biriyle evleniyor çiğdem. yapacak tabi" demesiyle çiğdem biraz daha kasıldı. roberto alparslanın cümlesine hak verdi. "katılıyorum"derken çiğdem sırıtmaya başlamıştı.
saatlerce oturup hem içip hem muhabbet eden grup gece yarısı geç saatlerde dağılmış kızların yarın sabahtan hazırlanacaklarını bildiğinden onları yanlız bırakmışı. çiğdem heyecanlı bir şekilde etrafta koştururken "ay sonunda evlenicem"demişti. sıla çiğdemin bu haline gülümserken arya" gerçekten sonunda"demişti. çiğdem aryayı dürtüp "sus kız. olmaz diye korkup duruyordum."derken tuana "doğru. bende olmayacak sanıyordum"demişti. çiğdem başını sallarken asel ayaklandı. "eh hadi yatalım. yarın büyük gün."derken herkes odalarına dağılmıştı.
büyük gün sonunda geliyordu. artık çiğdem evlenecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...