Multi medya Asel
Sıla oturduğu koltukta dikleşti. Kaç saattir sosyal medyaya dikkat çekmeden şu fotoğrafı koymaya çalışıyordu ve sonunda başardı. Bunun verdiği rahatlıkla arkasına yaslandı.
Şimdi savcı düşünsün diye tebessümle kendiyle gurur duyarken telefonun çalmasıyla dikleşti.
Gece yarısı olmuştu ve bu saatte onu arayabilecek iki kişi vardı. Biri sorgu odasında diğeri de saat sekizde gelmiş ve uyuklayan aryaydı. O halde onu arayan kimdi? Sıla düşüncelerinin sonunda telefonu açmayı akıl ederken telefona uzandı.
Gördüğü isim onu şaşırtmaya yetmişti. Arayan sinek varisiydi. Sonunda diye içinden geçirdi sıla. Sonunda zarfla yolladığı mesajına yanıt verecekti. Efendim diyerek konuşma başlatırken uzun sessizlik sonrası sinek varisinin sesini duydu.
"İşinde uzman olduğunu gösterdin. Şimdi sıra bende" sıla anlamsız bir şekilde kaşlarını çatarken alayla güldü.
"Beni bununla tedirgin edeceğini mi sandın? Hadi ama görkem gerçekçi ol."
Sinek varisi duyduğu kendi ismiyle ister istemez oturduğu koltukta dikleşti.Bu kızın onu nasıl bulduğunu hala aklı almıyordu.
O zarftan çıkarttığı kağıdı okuduğu zaman şaşkınlıktan küçük dilini yutacak kadar olmuştu ama bunu ne kaan nede berk anlamıştı. O kağıtta kendi ismi ve soy ismini görmesi varisin beyninden vurulmuşa çevirmişti.
Kağıtta koca harflerle
"GÖRKEM KARAYEL
namı değer: SİNEK VARİSİ" yazıyordu.Varis kendi ismini gördüğü zaman aklından türlü türlü şeyler geçmişti. İsmini bildiğine göre bu kız, onun src sini bile çıkartırdı. Görkem karşısındakinin dişli bir rakip olduğunu işte o an anlamıştı. Aslında en başından beri farkındaydı ama bu kadar olacağını düşünmemişti.
Sıla görkemin sessizliğine karşı tebessüm etti. Onda şok etkisi yarattığını bir kez daha anladı.
"Hmm beni aradığına göre bana bir teklifte bulunacaksın. Senin gerçek kimliğini saklamam uğruna ne veriyorsun bana? "
Varis dişlerini sıkarken sinirle gülümsedi. Görkem sılayı öldürebilirdi. Hiç bir tehtit olmadan yaşar giderdi. Ama canı sılayı öldürmek istemiyordu. Aksine sılanın eline düşmüş olduğunu düşünmesi hoşuna gidiyordu. Yinede bunu sonlandırması yakındı. Bu kız yeri geldiğinde onu fena kızdırabiliyordu. Görkem işte buna sabredecek miydi ondan emin değildi..
"Teklif... Aslına bakarsan evet bir teklifim var. Bana çalışman karşılığında canını bağışlayabilirim" sıla kahkaha atarak sandalyeden kalktı.
"Canımı bağışlayacaksın..(?) Güldürüyorsun beni varis. Ben öldüğüm zaman bu gerçekten kaçacağını falan mı zannediyorsun. Seni bulan biri B planı yapmış olmaz mı?"
Varis oldukça nötr bir şekilde sılayı yanıtladı. Sıla bu kadar tepkisiz bir ses tonu karşısında tedirgin olmuştu.
"Arkadaşın... Neydi ismi? Hah asel. Bir kaç saat önce yardım istediğin kişinin ölmesi hoş olur mu? Ah birde tuana var öyle değil mi? Asel ölürse onu savcıdan kim kurtarıcak sıla? Evet benim de bir B planım vardı. Mesela çok gizli zannettiğin telefon konuşmalarını dinleyebiliyorum. Evet! Belki seni bulacak kadar yetenekli değilim. Ama sen kendini ifşa edecek kadar yeteneklisin"
Sıla bir türlü anlam veremiyordu. Aselin telefonun dinlenmediğine emindi. Bu nasıl olurdu. Kendininkinin dinlenme olasılığı içerisinde bile değildi. O kendini İyi koruyordu. Peki ya bu varis, onu nasıl bulmuştu. Aklına gelenle kaşlarını çattı. Hayır umarım bu gerçek değildir diyerek tedirgin olurken sordu.
"Asel.. elinde mi?"
Varisin beklediği soru nihayet geldi. Gülümseme eşliğinde sılaya "evet. Şimdi. sana teklifimi yeniden hatırlatacağım ama şartları değişecek. Senin canın karşılığında değil arkadaşının canı karşılığında bana çalış. Ne dersin?" Sıla duydukları karşsında sinirle dudaklarını dişledi.
Varis bekelemediği yerden vurmuştu. Buna yedek planı yoktu işte. Sıkıştığını hissetti. Böyle hissetmekten hoşlanmazdı. Şimdi ne yapacaktı. Ne diyecekti.
"Senin malın olmam varis. Unut bunu!" Derken oldukça ciddiydi. Kendini kurtaramıyorsa bile şartları değiştirebilirdi.
"Malım ol dediğimi duydun mu sıla? Malım olmana daha zaman var. " Sıla tehlikeli bir şekilde gülümsedi. Varisin dediği şey oldukça sinirini bozmuştu. Ne demek malım olmak için zaman var. Bu ne demekti? Ne kadar iddalıydı. Küfretmemek için kendini zor tutarken gözlerini yumdu. Fena kapana kıstırılmıştı.
"Asel... O yanıma gelene kadar bu anlaşmayı kabul etmem"
Varis gülümseyerek oturduğu sandalyede yayıldı. " Asel yanına geldiği gibi anlaşmayı kabul etmiş sayılacaksın. Kabul ediyor musun?"
Sıla yumruklarını sıkarken "evet. Senin bir çalışanın olacağımı kabul ediyorum"dedi. Varis sılanın cümlesine karşı "sana bir sözleşme gelecektir. Nede olsa bundan sonra patronun benim. Belli bir maaşının olması lazım öyle değil mi? Sözleşmeyi imzala ve bana yolla."
Sıla cümlenin bitmesiyle yüzüne kapanan telefona karşı öfkeyle telefonu yere fırlattı. Sen o kadar düzen kur sonra bir telefon konuşmasıyla herkes ifşa olsun. Sıla buna oldukça öfkelenmişti. Sinirden odada volta atmaya başladı.
Şimdi ne olacaktı. Ahhh bu görkem sılayı fena kızdırmıştı. Bunun bedelini ödeyeceksin diyerek bağıran sıla sakinleşmeye çalıştı. Aksi halde bu öfkeyle hareket ederse kendini daha çok zora sokardı. Bu isteyeceği en son şeydi. Akıllıca davranması gerekiyordu. Sakin kalmalı ve zekice hamleler yapmalıydı. Önceliği tuanayı hapishaneden kurtarmak sonra kendi işini halletmekti.
Odadan usulca çıktı ve kapıya doğru yol aldı. Odadaki Kamerasında eve yanaşan arabayı görmüştü. Kapının önünde duran korumaları kapıyı açmaları konusunda uyarınca kapılar açıldı. İçeriye giren araba usulca sılanın önüne yanaşırken sıla oldukça dik ve ciddi bir halde arabadan inen kişilere baktı.
Arabadan inen berk arabanın arka kapısını açarak elleri ve ağzı bağlı olan aseli dışarı çıkardı. Kapıdaki korumalar anında aseli alırken sıla berke oldukça tehtitkar bakıyordu. Ve berk bu uzun soluklu bakıştan rahatsız olmaya başlamıştı. Bu yüzden hemen arabaya binmiş ve bahçeden ayrılmıştı.
Asel elleri ve ağzının çözülmesiyle söylenmeye başladı. "Aptallar. Onları dava edeceğimi haklarımı söylemeye başlayınca korkudan ağzımı bağladılar. Ellerime onları geçirirsem fena yapıcam"
Sıla asele dönerek gülümsedi. "Emin ol dava edeceğinden değil çok konuştuğun için ağzın bağlanmıştır. "diyerek gülümserken asel bozularak Sıla'nın omzuna vurdu. "Aşk olsun"derken eve giriyorlardı.
Asel oturma odasında kendini koltuğa atarken ciddiyetle sılaya baktı. "beni kurtarman şartıyla neyi kabul ettin?" Sıla tebessüm etti.
Asel oldukça zekiydi. Bazı şeyleri hemen kavrayabiliyordu. "Mühim bir şey değil. Kumar mafyasında lider olan mafya liderine çalışacam sadece" asel duydukları karşısında kaşlarını iyiden iyiye kaldırdı.
"Mühim bir şey değil dediğine bak. Kumar mafyasının liderine çalışacaksın. Bundan daha mühim ne olabilir" sıla omuzlarını silkti. " Daha iyi işte asel. Onun her şeyini yakından takip edeceğim. Onun bütün işleri elimden geçecek" asel bu düşünceyle arkasına yaslandı. Bu hoşuna gitmişti. Belkide sandığı kadar tehlikeli değildi.
Asel gülümsedi ve aklına geleni dillendirdi. "Doğru söylüyorsun. O liderin eline düşen sen olduğun ne malum. Belkide lider senin eline düştü. Bunu kim bilir" sıla aselin cümlesine karşı gülümsedi. İşte çok iyi bir yere değinmişti. Sıla soğukkanlı kalıp görkemi içten içe bitirebilirdi. Bu plan aklına yattı. Ne demişlerdi. Şer sandığınızda hayır olabilir.
Sıla rahat bir şekilde arkasına yaslandı. O sırada her şeyden habersiz kumarhaneye gitmek için hazırlanmış arya, salona girerken sıla ona baktı.
Arya şaşkınlıkla bir asele bir sılaya bakıyordu. Aselin burda ne işi vardı?? Yoksa hala uyanamamış mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...