yemek yenecek restorana ilk varan sılayla varis olmuştu. kaan, gelinen mekana karşı arabadan hızla inip varisle sılaya karşılayıp brilikte restorana girdiler. restorana girdikleri gibi üçlüyü kapıda karşılayan garson başını eğmiş ve akıcı ingiliz aksanı konuşarak onlar için ayarlanan masaya kadar eşlik etmişti. sıla rahat bir şekilde masaya kurulurken ardından gelen grup üyeleri masalarda yerlerini almıştı. arya neşeli sesiyle siparişini verirken "arkadaşlar bugünkü siparişler benden. bugün hayatımın en büyük ve ikinci en gururlu anım. Biliyorsunuz ilk anım kumarhanemizin açılması. Neyse sırf benim için buralara geldiniz. yanımda olduğunuz için teşekkür ederim" demesiyle alparslan aryanın saçına öpücük kondurmuş ve sıla da "her zaman yanındayız arya. erkekler değişebilir ama biz hep aynı kalıcaz "bütün erkeklerin kaşları anında çatılırken hepsi inkar eden sözcükler söylemeye başlamıştı.
alparslan oldukça sesli bir şekilde "pardon sıla ne dedin? benim değişmem imkansız. ben kendimi tamamen aryaya adamışken sence bu mümkün mü? arya ne derse hemen yaparım ben. eğer o isterse değişirim aksi halde bu mümkün değil" sıla tebessüm ederken arya alparslana sarıldı. "değişmeni de beni bırakmanı da istemem. ben senle mutluyum" alparslan sılanın cümlesine sinirlenen ve gerilen yüz hatlarını aryaya bakmasıyla anında düzeltirken gülümsedi. ah o kalbi ne de hızlanmış, ne de gözleri aşkla bakmaya başlamıştı. arya alparslanın tavrına tebessümle izlerken varisin sesiyle bakışmaktan ayrılmışlardı.
varis sılaya dikkatle baktı. cümlesine anlam verememiş bu da kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu. bu erkekler değişebilir demek ilerde erkeklerin yanımızda olmayabilir yada onlar yerine hayatımıza başkaları girebilir demekle eş değerdi. sılanın bu düşünceye nereden kapıldığını anlam veremezken sinirli çıkan sesini umursamadan "böyle bir şeyin olmayacağından emin olun sıla hanım. ben ne değişirim nede yerimi başkasını doldurturum. bu kalp senin için attığı müddetçe seninleyim. kalbimin atmasının bitmesi de anca ölüm geldiğinde olur" sıla başını varise çevirirken yüzüne dikkatle baktı.
masadan gelen diğer sesler varisi tasdiklerken sıla varisi inceliyordu. sinirlendiği yüz hatlarından belli olurken çenesinin seğirdiğini fark etmişti. bu cümleye bu kadar sinirlenmesine karşı sıla tebessüm etti. varisin bu tavrı ve söyledikleri hoşuna giderken eli varisin yüzüne gidip "sakin ol patron. ne yerin dolar ne de bu kalp senden başkasına atar. " varis kaşlarını düzeltmezken önüne dönmüştü. sıla varisin tepkisine karşı yüzünü varisin kulağına yaklaştırmıştı. " sensiz bir hayatı düşündüğüm için sormadım bu soruyu varis. sordum çünkü başarısız bir sevgililikten mükemmel bir ilişkiye geçince insan ister istemez acaba ilerde böyle olabilir mi diye düşünmeden edemiyor. " fısıldadığı cümleye karşı varis başını sılaya çevirdi. grup kendi içerisinde münakaşaya girmiş konuşurken varis sılanın gözlerine baktı.
sıla varisin yoğun bakışlarına karşı buruk gülümsemeyle "teşekkür ederim. beni böyle sevdiğin ve bu ilişkiyi mükemmelleştirdiğin için. " varisin bakışları yumuşarken " her söylediğin cümlenin bende gerçekliği ve değerli olduğunu bil sıla. bunu bilerek konuş. lütfen..." sıla başını hızla olumlu anlamda sallarken "özür dilerim"dedi. varis sılanın alnını öperken yemekleri getirmeye başlayan garsonla ikilinin odağı yemeklere kaymıştı.
yemeklerini bitirmiş tatlılarını yiyen grupta alparslan hala sılanın söylediği cümleye takılmış ve sürekli sılaya kızarak trip atıyordu. " hayır bunu düşünüp bir de dile getiriyor. ya sabır" diyen alparslana herkes gülmeye başlarken sıla omuzlarını silkti. "gerçeklik payının olduğunu mu düşünüyorsun alparslan? yarası olan gocunur." sıla varisin koluna girerken alparslan hızla kaşlarını çatmıştı. "Allahım sen sabır ver." diyerek iyice sinirlenmeye başlarken arya gülerek alparslana baktı. "ya sevgilim tamam. en aşık sensin. Hem sen sılaya ne bakıyorsun. o genelde kötü şeyler düşünür. " alparslan başını eğip la havle demeye başlarken arya gülerek alparslanın yanağını çekiştirmiş ardından öpmüştü.
herkes yemeğini bitirmiş ayağa kalkarken arya hesabı ödemeye gitmişti. aryanın hesabi ödemesiyle aynı anda bankasına yatırılan parayla arya alparslana döndü. alparslan omuzlarını silkerken "biz ortağız. para ikimizin. benim yarısını atmam daha doğru olurdu." arya kaşlarını çatarken alparslan yaramazlık yaptığının bilincinde olan küçük bir çocuk gibi gülümseyerek aryayı kolunun altına aldı.
sıla elini kavrayan ele baktı. varisin elini tutmasıyla gülümsedi. varisin yapılı olmasından ve sılanın minyonluğundan dolayı varisin eli sılanınkinden kat ve kat büyük oluyor sılanın eli varisinkinde ufacık kalıyordu. sıla aslında bu durumu oldukça seviyordu. herkes arabalarına ilerleyip sonunda galaya hareket etmeye başlarken en arkadan gelen assolist arya ve alparslan restorandan yeni çıkıyordu.
arya alparslana söylense de onu umursamayan alparslana karşı laf anlatmanın çokta önemli olmadığını fark etti. çünkü alparslanın oralı bile olmuyordu. arya başını olumsuz anlamda sallayıp arabaya ilerlerken restorana girmek üzere olan başka bir çiftteki erkeğin alparslana selam vermesine karşı arya merakla alparslana döndü. alparslan şoför koltuğuna geçerken arya merakla arabaya binip "tanıyor muydun?"dedi. alparslan emniyet kemerini takarken "tanımama gerek yok. " arya kaşlarını çatarken alparslanın yanıttan memnun olmamış gibi "ne alaka? adam akıllı cevap verir misin? o kimsesizin miydi?" alparslan aryaya döndü. tebessüm ederken "evet. kimsesizdi. şimdi kemerini takta galaya geç kalmayalım" arya şaşkınlıkla kemerini takarken "londra da bile kimsesizin mi var" alparslan arabayı çalıştırırken aryaya döndü. "benim her yerde kimsesizim var sevgilim. bütün ülkelerde" arya şaşkınlığını üstünden atamadan alparslanın arabasını sürmesini izlemeye başladı.
Merak ettiği ve aklına dank eden şeyle "restoranda ne kadar kimsesiz vardı?" alparslan düşünürmüş gibi gözlerini kısarken "tam sayılarını bilmiyorum" arya bir kez daha şaşırırken afalladı. olsa olsa bir iki adamı vardır diye düşünüp sorduğu soruya sayısını bilmediğini söyleyen bir yanıt beklemediği aşikardı.
Arya bu durumu anlamaya çalışıyordu. Bu nedenle sürekli kafasına takılanları soruyor ve aldığı cevabı kafasında tartıyordu.
"garson kimsesizlerden miydi?" alparslan "tı" demiş ve aryaya kısa bir bakış atmıştı. "o varisin adamıydı. " arya kaşlarını çatmaya başlarken "o restoranda normal müşteri yok muydu be" diye sitem ederken alparslan gülerek yanıtladı.
"yüksek ihtimalle yoktu." derken arya alayla gülmeye başlamıştı. "siz neymişsiniz be" diye çıkan haykırışına karşı alparslan keyifle gülümsemiş ve aryanın şaşkınlığını atmaya çalışan yüzüne karşı " buna alış sevgilim. bundan sonra böyle. sen artık sadece kumar mafyasında anılan kupa kızı arya değilsin. kimsesiz alparslanın en değer verdiği kişi ve kimsesizlerin reisisin" oldukça özenle seçtiği kelimelerle kurduğu cümleyi yine de kafasında tarttı alparslan. farkında olmadan yanlış bir şey söylemeye oldukça çekiniyordu.
arya inanmadığını gözler önüne sererken "bunun olma ihtimali düşük farkında mısın?" alparslan kaşlarını çatarken "düşük mü? yanılıyorsun sevgilim. bir sesin bir cümlen yeter hepsi senin etrafını sarar ve yardım eder. seni tanımayan kimse yok. "arya kaşlarını kaldırdı. inanmadığı hala yüzünden okunurken "hadi sen yokken reisleriyim. sen varken ne olacak peki beyfendi." alparslan aryanın sorusuna sırıtırken "senin dediğin olacak tabiki" dedi.
arya kaşlarını daha da kaldırırken alparslan aryaya kısa bir bakış attı. "senin her dediğini başta ben dinliyorum arya. ağzından çıkan her cümleni dikkat ederken onların seni dinlememesi ve dediğini yapmaması mümkün değil. böyle bir şey olmaz ve olamaz." alparslanın ciddileşen suratına karşı arya tebessüm etti. bu konuda haklıydı.
sonuçta alparslan, aryanın haddini aşıyorsun imasıyla aryadan kendini uzaklaştırmamış mıydı? sırf arya zarar görüp üzülmesin diye kendini acı içerisinde bırakmamış mıydı? aşk acısı yaşayıp tam mutlu oldum derken hayal kırıklığı yaşamamış mıydı? alparslan kendinden çok aryaya değer verirken her sözüne dinleyip hayatına geçirirken bir lafıyla kıyameti kopartacak yada bir lafıyla kendini öldürecek kadar aşıkken bu mümkün değildi. alparslan aryayı bu denli dinlerken kimsesizlerin dinlememesi olası değildi.
arya gülümseyerek araba süren alparslanın elini tutmuştu. alparslan bunun üzerine aryanın elini alıp avucunun içine hapsedip dudağına götürmüş şefkatle öpmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...