21. BÖLÜM (KOD)

57 6 4
                                    

kumar oynamalarının ertesi günü arya şirkete gelmiş ve ilkerin kapısını çalarak beklemeye başlamıştı. kendi çizimlerinin arasından seçtiği bazı parçalar yada yeni ekleme yaparak çizdikleriyle istenilen miktarı bir araya getirmişti. tek sorun asıl gündemde olacak 10 tane çizimi yapıp tasarlamaktı. arya gir komutuyla içeri girerken elindeki dosyayı ilkerin masasına bıraktı. 

ilker dosyayı açmadan aryaya dönmüştü. "kumar oynuyorsun..?"emin olmak ister gibi yönelttiği soruya karşı arya başıyla onayladı. "evet. hemde çok iyi oynuyorum" derken ilker bu kadar pişkin olmasına karşı şaşırdı. arya ilkerin şaşkınlığına anlam veremezken o da kendi merak ettiğini sordu." siz de kumar oynuyormuşsunuz " derken o da ilker gibi onaylanmak ister gibiydi.  ilker aryaya bakarak evet demiş ve ellerini masa üzerinde birleştirmişti. arya" beni şaşırtan kısmı illegal bir kumarhanede kumar oynamanız ilker bey. doğrusu sizden bunu beklemezdim. " ilker hakarete uğramış gibi kaşlarını çatarken "neden?"dedi merak ve sinir karışımıyla. 

arya ilkerin masasına daha çok yaklaşırken" sonuçta koskoca atunsoy markasının tasarımcısı ve sahibisiniz. kusura bakmayın ama burnundan kıl aldırmayan tiplerdensiniz. her istediğiniz olsun diyen biri olarak bu kadar yasa dışı ve güçlü miktarlarla oynanan kumar oyununa girmeniz falan hiç sizlik bir hareket gibi gelmiyor."  ilker aryanın onun hakkında ki görüşlerine sinirlenirken kendi hareketlerini düşündü. çoğu dediğinde haklı çıkması ilkeri daha çok sinirlendirmişti. 

"peki ya sana ne demeli öykü hanım? cici kız rolü herkesin yardımına koşup arkasına alıp koruyan biri olarak güve salmışken nasıl olurda bu kadar yasa dışı bir kumarhanede oldukça yüksek miktarlarla kumar oynaya biliyorsun.? doğrusu senden hiç beklemezdim" arya pişkince gülümsedi.

 "kaybedeceğim oyuna girmem ilker bey. bunu şimdiye kadar öğrenmemeniz üzdü açıkçası. ama mühim değil. sonuçta şimdi anlamışsınız. geç olsun güç olmasın demişler. bir diğer dediğinize gelirsek beni bu kadar iyi bir kız olarak betimlemeniz açıkçası çok hoşuma gitti. lakin her insan aslında özünü saklar. ve ne yazıkki sizle ben gereksiz yere ve beklenmedik bir şekilde özümüzü tanıma fırsatı buluyoruz."dedi.  ilker maalesef der gibi başını sallarken "özel hayatımızı ilginç bir şekilde öğreniyoruz."dedi. arya da maalesef derken aynı anda ilkerle "bunlar sır" dediler. 

arya tebessümle ilkere bakarken "aynı anda aynı şeyleri düşünmemiz de ilginç değilmi? her neyse ikimizde hemfikir olduğumuza göre artık sırdaşız."dedi. ilker bu duruma karşı eğlenen aryaya bakarken evet demiş ve en nihayetinde dosyayı incelemeye başlamıştı. doğrusu, yanlışı çizimlerde bulup hem takdir edip hemde geliştirmesi gereken tasarımları söylerken genel olarak beğendiği çizimlerle "ben bunların kıyafete dönüşmesi adına çalışmalara başlatırım. peki ya diğer ana onlu tasarımı naptın?" arya dudaklarını dişlerken "onlar beni çok zorluyor ilker bey. her gece onları düşünüp hayal ettiğim görselleri çizmeye kalktım ama bir türlü beceremedim. ne yapacağımı bilmiyorum"derken oldukça ümitsiz bir şekilde yerinde kıvrandı. 

ilker ilk defa aryanın bu denli umutsuz olmasına karşı "takıldığın bir yer olursa bana danışabilirsin öykü. sonuçta baş tasarım asistanımsın. " arya memnuniyetle gülümserken "gerçekten mi?" dedi. ilker başıyla onaylarken arya da başıyla teşekkür etmiş aynı zamnada sözlü bir şekilde de dile getirmişti.

arya ilkerin dosyadaki tasarımlarını beğenmesi ve onaylamasıyla gönlü rahat bir şekilde ilkerin odasından ayrıldı. gerçi gönlünün bu denli rahat olmasının asıl sebebinin nedenini herkes biliyordu. ilkerin ona yardım edecek olması aryayı oldukça memnun etmişti. ilkerle fikirleri tasarım konusunda oldukça çatışsa da ikisi orta noktayı bulduğunda aşırı güzel şeyler ortaya çıkıyordu. aryayı tam olarak mutlu eden de buydu. 

 bu sırada tuana inşaat alanından çıkmış arabasına doğru ilerlerken arabasının üzerinde duran siyah zarfla dikleşti ve direk arabasının kapısını açıp torpidodan silahını eline almıştı. 

gergin bir şekilde etrafı izlerken birilerinin etrafta olup olmadığını konrtol ediyordu. kimseyi göremeyince silahı beline koymuş ve gergin bir şekilde zarfa uzandı. içinde yer alan krem rengi mektubu açarak okumaya başladı. 

*bana ihanetlerin artık canımı sıkıyor velet. savcıyı arkana almış olman hiç bir şeyi değiştirmiyor. eğer bir mekanıma daha baskın yaparsan değil seni öldürmek ilk önce o savcı bozuntusundan başlarım. daha sonra da arkadaşlarını teker teker öldürürüm.  anladın mı!? bakalım savcı öldüğünde de bu kadar kolay baskın yapabilecek misin? yada arkadaşlarının teker teker ölmesine nasıl tepki vereceksin.? beni kızdırma tuana! yoksa sonnuçlarına çok ağır katlanırsın!*  -baban-

tuana okuduğu mektubu eliyle buruşturup arabanın içine fırlatırken öfkeyle bağırdı. bir bu eksikti diyerek sinirlenirken peşini bırakmayan bununla da yetinmeyip onu tehtidiyle korkutmaya cesaret eden babasına karşı oldukça öfkelendi. ahh babasını bulduğu gibi ona yapacaklarını çok iyi biliyordu. hızla arabasına binip eve sürerken aynı zamanda babasına ağzına her gelenle sövmeye başlamıştı. 

bu nasıl bir yüzsüzlüktü. nasıl tuanayı tehtit etmeye cesaret etmişti. tuana ona bunun bedelini çok ağır ödetirdi. lakin bir türlü babasının olduğu yeri bulamamıştı. tuana babasının hangi ülkede hangi yerde yaşadığını bulsaydı onu düşünmeden hemen öldürürdü. lakin babası gerçekten iyi gizlenmişti. onu sıla bile bulamamıştı. gerçi babası tuana gibi kendini ölü gösterip kendine yeni bir kimlik çıkartıp ardından hemen yurt dışına çıktığından bulunması zordu. 

tuana geldiği eve karşı arabayı gelişi güzel park edip eve girerken aynı zamanda kızları grup aramasıyla arıyordu. arabada gelirken aramayı akıl edemeyişine kızsa da açılmayan aramaya karşı daha çok kızdı. ne arya nede sıla aramayı açıyordu. tuana bir kez daha denedi. 

sıla görkemle birlikte toplantıdayken sürekli çalan telefonuna karşı bütün masanın ona dönmesiyle usulca telefonu açtı. tuananın öfke dolu sesine karşı sakince "toplantıdayım. önemli bir şeymi? değilse seni sonra arasam olur mu?"derken tuananın sinirli sesine karşı "önemli bir şey. "demesiyle sıla yerinde dikleşmiş bir şekilde "hangisi"demesiyle tuana "mavi.. mavi kod" sıla duyduğu cümleyle telefonu kapatmış ve görkeme bakarak "acil bir işim çıktı. siz devam edin."diyerek ayaklandı. görkem bir anda sılanın ayaklanmasına karşı kaşlarını çatarken bir neden söylemesini bekliyordu. 

sıla görkemin bu bekleyişini fark edip umursamaz bir şekilde arkasını dönerek odadan çıktı. görkem sılanın bu davranışına öfkelenirken "o halde biz devam edelim"cümlesini söyleyen adama bakarak başıyla onayladı. ama kafasında sılaya bunun bedelini ödetmekle alakalı fikirler geziyordu.

sıla hızla arabasına binip eve doğru sürmeye başladı. aynı zamanda görkeme kızıyordu. " beyefendiye bak! sanki ben ona açıklama yapmak zorundayım. hem o beni sadece yer altında ki işlerle uğraştırıcak değil miydi? lakin beyfendi bana tatili çok görüp  uluslararası ticaret yaptığı şirketine de beni kattı. üstüne üstlük açıklama yapmadığım için bana surat yapıyor. surat yapması gereken benim. "diyerek  söyleniyordu. 

arya ise sessizde kalan telefonundan dolayı başta tuananın onu aradığını fark etmemiş daha sonra görünce hemen aramıştı. mavi kodu duymasıyla hızlı bir şekilde eve yol aldı.

kızlar önemli olaylar için sürekli kendi çaplarında kodlar yaratmışlardı. sorun oluşabilecek şeylerin yer aldığı kodları vardı. mavi kodun anlamı tahmin edeceğiniz gibi tuananın babasının yer aldığı tehlikeli bir durumu simgeliyordu. başka örnekler vermek gerekirse;

sarı kod:ruletin başına gelmiş olan tehklikeli bir durumu

turuncu kod: personanın başına gelmiş olan tehlikeli bir durumu

pembe kod: kızlardan birinin başına gelmiş olan tehlikeli bir durumu

kırmızı kod: gerçek kimliklerinin ortaya çıkmasını 

lila kod: kızların çevresindeki insanların kızları etkileyen ama çok mühim olmayan olayları ifade ediyordu. 

 ve bu kısa bilgiyi size vermemle beraber kızlar eve varmış bir halde tuananın konuşmasını bekliyorlardı. 

52Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin