kızlar memnun bir şekilde gülümserlerken erkeklerde hayran bir şekilde duruşmayı izliyorlardı.
asel söz aldı. "savcı alp arazın o baronları uzun zamandır araştırdığını ama bir türlü bulamadığını biliyoruz. peki neden bulamıyordu yada bulmak mı istemiyordu. bu sorunun cevabını vermesi için diğer tanığımı çağırmak istiyorum" hakimin onayıyla bora gidip yerine yenisi gelirken karşıdaki avukat savcıya döndü. "neler oluyor. ben bunun için tutulmadım. bu konu hakkında bilgim yoktu" dedi. savcı çatık kaşlarıyla "sus ve ne olursa olsun beni savun"dedi. sesi kesin ve otoriter çıkmıştı.
kürsüye çıkan adama karşı asel en başta gelecek itiraza karşı yada gelme olasılığına karşı "burda herkes içinde yalan söylemeyeceğine ve gerçekleri sapıtmadan dosdoğru anlatacağına yemin eder misin?" adam arka sırada oturan görkemin arkasında duran kaan ve berke bakarak "yemin ediyorum."dedi. bu adam varisin sözleşmesine imza atanlardandı. adamı alparslan bulmuş gerekli işi de görkem yapmıştı. artık adamı nasıl ikna etti kimse bilmiyordu.
asel bunun üzerine devam etti. "hüseyin zengin için çalıştığın doğru mu?" adam "evet"derken asel "onun işlerini sen mi yapıyordun?" adam başını sallarken "evet. hüseyin ne derse ben onu yapıyordum" asel memnun bir şekilde gülümserken "peki bu adamı tanıyor musun?" adamın gözlerini savcıya dikerken adam "evet"dedi.
asel "nerden tanıyorsun?"derken adam "hüseyinle hafta da bir gün buluşup işleyiş hakkında konuşurlardı. " etraftan yine şaşkınlık nidaları yükselirken hakim tokmağını vurdu. sesler hızla kesilirken asel "hüseyinle iş birliği yapıyor muydu?" adam küstahça güldü. "tabiki. iş birliği yapmasalardı hüseyinin baronları çökerdi. hüseyinin baronlarının bu kız olmadan ortaya çıkmamasının sebebi ne zannediyordunuz"dedi. tuanayı bu kız diye nitelendirip nefretle bahsetmesi tuananın hoşuna gitmişti.
arkada izleyen boranın ise hiç hoşuna gitmezken bora mertana döndü. ellerini dizine dayamış hayran bir şekilde aseli izleyen mertana karşı, mertanı dürten bora "olum kendine gel. ne bu hal"derken mertan sarsılmanın verdiği etkiyle dikleşip "görmüyor musun abi? bu kız efsane"dedi. bora gülmeye başlamıştı. "ağzının suyu akıyor mertan. ağzını sil ağzını. " mertan hahaha çok komik diyerek önüne döndü.
asel hakime ciddiyetle bakarken "müvekkilim olan tuana zenginin suçsuz olduğunu, kendi suçunu tuananın üzerine yıkan asıl suçlu olan savcı alp araz hakkında soruşturma başlatılmasını, ve müvekkilimin serbest kalmasını istiyorum"dedi.
hakim tokmağı vururken "yarım saat ara veriyoruz"diyerek kalkarken herkes ayağa kalkmıştı. herkes bunu beklemezken hakim odadan çıkmadan savcının dışarı çıkmaması için polislere bilgi verip gitmişti. mola haberini duyan alparslan aryayla göz temasından kaçmak için hılza salondan çıkarken varis alparslanın neden gittiğine anlam vermeye çalışıyordu. o sırada kızlara bakmak için arkasını dönen asel üç erkek karşısında şok oldu. kızlar aselin neye u kadar dik baktığını çözmeye çalışırken erkekleri görmesile onlarda şaşırmıştı. sıla varise oldukça dik bir şekilde bakarken salonun kapısının açılması ve içeriye giren ardaya karşı kızlar daha da şaşırdılar. varis ardayı görmesiyle kaşlarını çatmıştı.
arya "bunun burda ne işi var?"derken sıla sinirle "bende bilmiyorum"diyerek ardaya baktı. arda kızların yanına otururken "dava olduğunu bana niye haber vermediniz. yardımcı olabilirdim " arya sabır çeker vaziyette "sen nasıl yardım edeceksin acaba sümsük suratlı" arda aryayı es geçerken çiğdem "bu kim?édedi. arda çiğdeme bakarken "asıl sen kimsin?"demesiyle sıla "buraya nasıl geldin arda?" arda omuzlarını silkti. "rulete seni görmeye gitmiştim. ordaki korumaların davası var deyince bende buraya geldim" arya gözlerini devirerek yanıtladı. "aman iyi ettin"derken arda "neler oluyor"dedi. sıla bıkmış bir şekild "neyi amaçlıyorsun bilmiyorum arda ama burdan sana ekmek çıkmaz. git burdan"dedi. sesi oldukça netti. arda arkasına yaslandı. sılanı git demesinden anladığı buydu. sıla sabırsız bir şekilde ardanın yakasını tutup kendine çekti.
"bak oğlum seninle yaşadıklarımız geçmişte kaldı. ya şimdi burdan gidersin yada" arda sılaya dikkatle bakarak yanıtladı. "yada ne?" sıla gözlerini kıstı. "hayatını mahfederim arda. hayatını karartırım insan yüzüne çıkamazsın" arda sılanın ürkütücü yüzüne dikkatle baktı. oldukça ciddi olduğu her halinden belliydi. bu tehditine kulak vermeyi tercih etti.
varis pür dikkat sıla ve ardaya bakarken arda kendini sıladan kurtarmış ve yakasını düzeltmişti. "her neyse. iyilikte yaramıyor"diyerek ayağa kalkarken "hayatında olan erken şu orağın mı?"dedi. arkadaki varisi gösteriyordu. sıla ardanın söylediği cümlenin saçmalığına karşı "bunu nerden çıkarttın"derken arda "her şey belli oluyor sıla. ona bakışların bile farklı. hayatına olan erkek o mu?" arya sıladan önce devreye girdi. "aynen canım o. karakter ve yürek sahibi. sılanın her daim yanında durup onu yarıyolda birakmayan biri. şimdi defol" arda aryanın sözlerine muhtemel vermeden direkt sılaya bakıyordu. sıladan onay istiyordu aryadan değil.
sıla arya ve çiğdemin dürtmesiyle "bu konu seni ilgilendirmese de evet hayatımda olan kişi o" dedi. arda kaşlarını çatmıştı. hayal kırıklığına uğramış bir halde arkasına dönüp çıkışa ilerlerken kalbinin kırıldığını hissetti. sanki bu sefer sıla onu yarıyolda bırakmıştı. zamanında onun sılayı bıraktığı gibi.
asel tuanaya moral verirken savcının avukatı da "hapishaneye gideceksiniz"diyordu. savcı bildiği şeyi duymasının verdiği rahatsızlıkla "sus artık"diyerek bağırırken nihayet hakim içeri girdi.
herkes ayağa kalkmıştı. hakimin tokmağıyla yerine oturan insanlara karşı hakim "KARAR VERİLDİ." herkes dikleşmiş bir şekilde hakime pür dikkat bakıyorlardı.
hakim nefes alıp devam etti. "kayda alınsın, elde edilen kanıtlar eşliğinde tuana zenginin masum olduğuna karar verilmiş ve serbest kalması uygun görülmüştür"
bütün herkesten sevinç nidaları yükselirken kızlar bir birine sarılırken tuana zaferle gülümsüyordu. hakim bu sefer yönünü savcıya çevirdi.
" savcı alp araz hakkında ki güçlü iddaaların kanıtlarına karşı savcı alp araz suçlu bulunmuştur. savcı ünvanını kötüye kullanmak ve uyuşturucu işine yardım ve yataklıktan 40 yıl 25 gün tutuklanmasına karar verilmiştir." tokmak yeniden vuruldu. bu seferki sevinç nidaları daha da yükselmişti. kızlar sadece kazanmamışlar aynı zamanda hem adaleti gerçekleştirmişler hemde intikamlarını almışlardı.
savcının yanına giden polis memurları savcıyı tutuklarken tuana savcıya doğru ilerledi.
"beni sürekli olarak kötü belleyip akamdan kuyu kazana da bakın. ah savcım... yanlış kişilere çattın" savcı sürüklenirken "siz kimsiniz? bunun bedelini ödeyeceksiniz"son sözü bu olan savcı çoktan salondan çıkarılmıştı.
kızlar hızla tuananın yanına doğru yol aldı. zaferlerini kutlamalarını izleyen erkekler gülümsemeden edemiyorlardı.
alparslan kapı eşiğinden aryanın mutlu halini izleyip ordan ayrıldı. bir kez daha kalbi burkulmuştu. aryanın onun yanında da gülmesini onunla mutlu olmasını isterdi. belki bir gün gerçekten bu gerçekleşirdi.
erkekler kızları tebrik etmek için yanlarına doğru giderken kızlarsa bu mutlu ve kutlu zafer için parti düzenlemeye karar vermişlerdi. bunu kutlamalıydılar. öyle değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...