sıla geldiği şirkette anlaşmaları üzerine yazılımını satmış ve kredi kartına gelen para transferiyle ordan ayrılmıştı.
her şey yolunda ilerliyordu. şimdi asıl sorun yer altına girmesini sağlayacak yollardaydı.
arabasına binerken aynı zamanda haritalardan konum ayarlamaya çalışıyordu. bugün muratın eski dostunu ziyaret edecekti. konumu sonunda ayarlamayı başarınca yola koyuldu. aynı zamanda kızların grubuna durum bilgisi vermiş ve eve geç geleceğini söyleyerek gruptan çıkmıştı.
google haritaların bir kaç kez gazabına uğrasa da vardığı eve karşı arabasını park ederek kapıya yöneldi. kapıda koruma olmayışı sılayı şaşırtmıştı. ilginç bir tesadüftü.
sıla kapıyı çaldı. bir değil bir kaç kere çalmaya devam etti. bilakis kapıyı açan olmuyordu. bu sinirlenmesine yol açtı. adamın telefonundan nerde olduğunu bakmak için araştırmaya başladı.
telefon sinyali evden geliyordu. sıla kaşlarını çattı. evin arka tarafına doğru usulca ve temkinli adımlarla yürüyordu. arka bahçeye girdiği anda gördüğü manzara karşısında irkildi. yerde bir sürü ceset sırtı üstü yatıyor vaziyette duruyordu. en önde de muratın arkadaşı sezer vardı.
sıla bütün bunlara nasıl tepki vereceğini düşünürken evin bu kadar sessiz olduğunu şimdi anlamıştı. sezerin neden öldüğünü araştırmak adına ve kızlara haber vermek için telefonunu çıkartıcaktıki başının arkasından aldığı sert darbeyle sendeledi. bir kaç adım öne doğru ilerlerken arkasına döndü. iki tane siyah kıyafetli adamların ona baktığını görebiliyordu. sorun şuydu ki aldığı darbenin etkisi sılanın bayılmasını sağlıyordu. sıla her ne kadar dirense de yere düştü. başını sağa çevirdiğinde sezerle göz göze geldi. bir ölünün dibinde ona bakarken bayılmıştı.
etrafından gelen iki erkeğin sesini yavaş yavaş duyarken ayılmaya başladı. başında bir bez vardı ve ellerini hareket ettiremiyordu. ellerini önden bağlamışlardı. sılanın hareketendiğii gören iki erkek bir anda sessizleşmişler ve sılayı izlemeye başlamışlardı.
sıla ellerini başındaki beze götürüp çekerken kıstığı gözlerle karşısında oturan iki erkeğe baktı. bir arabanın içinde hareket halinde olduklarını fark etti.
iki erkek sılayı hala pür dikkat izliyorlardı. Erkekler bileğindeki ipleri ağzıyla açmasına seslerini çıkartmadan öylece sılaya bakıyorlardı. sıla bile bu duruma şaşırmıştı.ama halinden memnun olduğu için bir an önce bileğindeki ipleri çözmeye odaklandı.
nihayet çözdüğü ipten ellerini kurtarırken "beni neden kaçırdınız"dedi. iki erkekten biri "bizde bunu merak ediyoruz. normalde seni hemen orda öldürmeliydik. ama patron kesin emir verdi. seni ona sağ salim götürmek" sıla kaşlarını kaldırdı.
bahsettikleri patronda kimdi. konuşan erkeğin yanında ki onu dürterken "çok konuşuyorsun kaan. sesini kes bir kere" sıla kaan ismine sahip erkeğe dikkatle baktı. ve hızla cebinden çıkarttığı telefonuyla kaanın fotoğrafını çekti. kaan ve ismini bilmediği diğer erkek şaşkınlıkla sılaya bakarken "sen ne yaptığını sanıyorsun. ver telefonunu"diyerek sılaya atılan erkeğe karşı sıla elini kaldırmış ve " bir dakika ver"diyerek araştırma yapıyordu. erkek kaana öfeyle bakarken "sana telefonunu al demiştim"diyerek bağırdı. sılanın elindeki telefonu almak adına harekete geçti. sıla telefonunu erkekten uzak tutmaya çalışırken "kaan cingöz.. soy ismin baya havalıymış "diyerek gülümserken kaan ve erkek sılanın söylediği cümleyle durakladı.
kaan merakla sılaya bakarken "soy ismimi nasıl buldun"dedi. sıla kaanın sorusunu görmezden gelirken "banka hesabında 20 bin doların var. çalıştığın meslek güzel olmalı" kaan büyüttüğü gözleriyle bir erkeğe bir sılaya bakarken "sen bunları nasıl bilebilirsin"dedi. sıla telefondan gözlerini kaldırıp kaana baktı. "arkadaşının ismini söyle kaan. yoksa banka hesabında ki bütün paraları bağışlarım"demesiyle kaan hızla ağzını açtı.
arkadaşı eliyle kaanın ağzını kapatsa da kaan bir hışımla kurtulmuş ve "berk... berk koç"demişti. sıla tebessümle teşekkür ederken berk sılanın elinden telefonunu almaya yeniden yeltendi. kaan onu satmıştı ve son umudu sıladan telefonunu almaktı.
berk sılanın onun hakkında araştırma yapmasını istemiyordu. kız işinin ehliymiş düşüncesi onu daha da paniğe sokarken kaan "sende kimsin be. nerden buldun benim bilgilerimi"diyerek sitem ediyordu. sıla kaanı bir kez daha umursamadan berkin az daha telefonunu alacak olmasıyla ayaklanmış ve "eğer bir daha telefonumu almaya kalkarsan berk, bütün kişisel verilerini tüm sosyal medyaya salarım"dedi. berk ellerini kaldırmış ve teslim oluyormuş gibi yaparak kaanın yanına oturmuştu.
kaana dönüp kafasına vururken "kendini yaktın beni niye yakıyorsun. "öfkeyle söylenmeye başlasa da kaan berkin ona sürekli vurmasına karşı "dur yeter artık vurma. senin ismini söylemeseydim paramdan olucaktım"dedi. berk kaşlarını çatıp kaana bakarken "20 bin dolara beni mi sattın sen"dedi. sıla konuşmaya dahil olurken "20 bin dolar az para mı berk?"diyerek berke baktı.
ve ekledi "senin için az para olabilir. sonuçta senin bankanda 1 milyon tl var." kaan duyduklarıyla berke dönerken "oha!! bu kadar parayı nerden buldun"dedi. berk kaanın ona saldırmaya hazırlanıyor olmasına karşı "mal mısın kaan? bu para patronun. onun bankasına havale yapılacak"dedi. kaan gözlerini kısarak berke bakarken ikna olmaya çalışıyor gibiydi.
sıla bir kez daha patronun ismini duymasıyla "patronunuz kim?"dedi. berk ve kaan korkuyla birbirlerine bakarken sıla kaşlarını çattı.
"evet?? cevap verin!!" kaan zorla yutkunurken berk "bunu sana söyleyeceğimizi sanıyorsan yanılıyorsun" sıla gülümsedi. "berk... berk... madem öyle diyorsun patronunun parası hayır kurumuna bağıslansa da sesini çıkartmazsın sanırım"dedi. kaan gözlerini belertirken berk "bunu yapamazsın"dedi. sıla gülümseyerek telefonunu berke çevirdi. "yaptım bile" berk telefonda koskaca yazıya baktı. *1 milyon tl bağışlandı. teşekkür ederiz. *
kaan bayılma takliti yapmaya başlarken berk sılaya baktı. "bunun bedeli var. farkında mısın? patron çok kızacak"diyerek sılaya doğru hamle yapmış ve sılanın elinden telefonu almıştı.
sıla kaşlarını çatarken ona öfkeyle bakan berke karşı "eğer o telefonumu hemen geri vermezsen..." berk alayla güldü. "vermezsem ne? ne yaparsın" sıla usulca arkasına yaslandı.
"mesajlara gir berk. yukarda ki gruba bak istersen. bütün bilgilerin zaten bizimkilerin eline düştü bile. eğer telefonumu geri vermezsen ve ben onlara mesaj atmazsam bütün bilgilerin ve kaanın kilerde dahil olmak üzere her yere yayılır. karar senin"
kaan kendi ismini duyasıyla bayılma taklidini son verirken başını kaldırmış ve berkin elindeki telefona bakıyordu. kendi bilgilerini görmesiyle şaşkınlığa uğradı. banka hesabından sosyal medya hesabına fotoğraflarından videolarına her şey ama her şey vardı. kaan berkle göz göze gelirken ne yapacaklarını düşündüler. ilk defa bu kadar korkmuşlardı.
bu nasıl bir savaştı. onlar silahla kavga ederlerdi böyle değil. buna nasıl karşılık verebilirlerdiki.
arabanın durmasıyla berk ve kaan kendilerini hızla arabadan attılar. sıla arkalarından usulca inerken berk ve kaana doğru ilerledi.
sıla elini uzatıp berkten telefonunu isterken berk tedirgin bir şekilde telefonu uzattı. sıla eline telefonunu aldığı gibi gülümsemiş ve "evet ne duruyoruz. patronunuzun yanına gidelim"demişti. berk kaanı öne doğru itiklerken kaan yutkunarak sılaya yol göstermeye başladı. aynı zamanda berke sessizce "onu silahla tehtid etseydik bunları yapamazdı"derken berk "bunu asla bilemicez kaan. bu yüzden sakın patronun yanında böyle konuşma"dedi. kaan hızla başıyla onaylarken sıla "bu saray yavrusunun sahibi internette yazmıyor. illegal yollarla mı kalıyor patronunuz? ne acı" kaan kaşlarını çatarken "hayır iyi bak. orda yazar ismi"dedi. sıla kaanın ciddi haline karşı tekrar araştırmaya başlamışken beraber namı değer saray yavrusuna girdiler.
sıla "buranın sahibi yazmıyor"dedi. berk ve kaan gülümserken sıla "çok mu komik"dedi. bozulmuştu. nasıl olurda bulamazdı. bu sinirine dokunmuştu. berk sılanın bozulmuş suratına karşı " cevap yazıyor ama sen göremiyorsun. patron bulunmak istemez. o gizli olmayı sever. ama o seni veya herkesi bulabilir"derken sıla kaşlarını kaldırdı. kaan ve berk patronlarından bahsederken oldukça kasılıyorlardı.
sıla omuzlarını silkti. "çok idaalı konuşuyorsunuz. bakalım patronunuz beni bulabilecek mi"diyerek kaan ve berkin önün geçmiş ve durdukları kapıyı açmıştı. kaan ve berk sılanın arkasından gözlerini devirerek peşlerinden odaya girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...