sıla varisin yanına gitmiş otel adına çalışanlarla uğraşması için insan kaynaklarını kullanmak istediğini söylemiş ve varisle anlaşma yapmıştı. bir yerde bu anlaşmalar olurken diğer yanda aryayı arayan ilker gala için hazırlıkların başladığını galanın varlığını unutup unutmadığını tartmak adına yoklamak için aramıştı. açıkçası arya bu koşuşturmada galayı tamamen unutsa da bozuntuya vermeden unutmadığını söylemişti.
arya telefonunu kapattığı gibi yanında inşaat ustalarıyla konuşan tuanaya dönüp "yarın galam var ve benim kıyafetim bile hazır değil. nasıl unuttum bilmiyorum. ne yapacağım şimdi?" arya telaşla bir ileri bir geri giderken tuana "nasıl olurda sen bunu unutabildin?" arya telaşla ne yapacağını şaşırmış bir şekilde telefonunu çıkartmış ve alparslanı aramıştı. ilk çalışta açılan telefona karşı "aşkım yarın gala var. unutmadın değil mi?" direk konuya girme ve sesindeki telaşlı tona karşı alparslan "ben unutmadım da sanki sen unutmuş gibisin" demişti. arya maalesef derken "neyse haber vermek için aradım. daha çok işim var. görüşürüz" diyerek telefonu alparslanın suratına kapatırken tuanaya yeniden döndü. "hemen hazırlanmaya eve geçmeliyiz. sılayı ara acil gelsin" tuana başıyla onaylarken aynı zamanda sılayı da arayarak aryayla birlikte ruletten çıkmaya çalışıyordu.
arya gala için kızlara da özel davetiye verdiğinden onlarda katılacaktı. tuana ve sıla da arya gibi galayı unuttuklarından ikisi de sevgililerine haber vererek eve geçmişlerdi.
arya eve geldiği gibi tasarım odasına girerken önceden tasarladığı elbiselere bakmaya başladı. iddialı ve şık olmalıydı sahnenin yıldızı olmayı hedeflediğinden kıyafetlerini ona göre seçiyordu.
saatler süren kıyafet arama nihayet kızlarla hemfikir olarak bitmişti. arya memnuniyetle seçtiği elbiseyi çıkartıp göz önüne koyarken kızlara dönmüştü. arya sıla ve tuana da gözlerini gezdirirken "asel ne zaman gelecek "dedi. tuana saatine bakarken "birazdan gelir. en son yoldaydı"dedi. arya tebessüm ederken "sıra sizin kıyafetiniz seçmeye geldi. " tuana belli belirsiz başını sallarken " borayla göz önüne çıkıp magazincilere poz veremem abartılı bir tepki değil dimi?" arya daldığı kıyafet dolabından "değil tabiki tuana. saçmalama. bu yerinde bir hareket. hem boranın senin için doğru erkek olduğunu düşünüyorum. ona kapılmaktan korkma" sıla aryayı onaylarken "aryaya katılıyorum. hepimizin yanlış insanlarla deneyimi oldu tuana. bu şüpheli olmamıza sebep olsa da bazen durumu kabul etmek gerekiyor. " tuana düşünceli bir şekilde oturduğu sandalyede geriye yaslandı.
"peki ya sen varisle gelmekten çekinmiyor musun?" sıla başını olumsuz anlamda salladı. arya da sılanın yanıtına merak ettiğinden kıyafet dolabından elbiseyle çıkmış sılaya bakıyordu. sıla gözlerin üzerinde olduğunun bilincinde sakince yanıtladı. "varisi gerçekten seviyorum. onunla gözler önüne çıkmak sorun oluşturmuyor. nede olsa koskoca mafya liderlerinin arasına onla çıkmış biri olarak alışmaya başladım." kızlar tebessüm ederken sıla devam etti. "ama bu gerilmediğim anlamına gelmiyor. varis oldukça tanınan bir iş adamı. bütün gözlerin üzerimde olacağından korkuyorum sanırım. "arya sılaya doğru ilerleyip elini omzuna koyarken "merak etme. ben herkesin dikkatini kendime çekmekten onur duyarım" derken sıla ve tuana gülmeye başlamıştı. tuana bunun üzerine "dikkatleri üzerine çekmene gerek kalmaz arya. herkesin dikkatinin direk sana kayacağından hiç şüphemiz yok" derken arya da gülmeye başlamıştı.
arya çıkarttığı kıyafeti tuanaya gösterirken "övgün için teşekkürler canım. bak bakalım. bu elbiseyi giymek ister misin?" tuana aryanın elindeki elbiseyi dikkatle süzüp ayağa kalktı. elbiseyi aryanın elinden alıp aynanın karşısına geçerken elbiseyi üstünde tuttu. "yakıştı sanki" sıla ve arya aynadaki yansımaya bakarken sıla "manken gibi olduğunu göz önünde bulundurarak söylüyorum. sana her şey yakışıyor zaten. bu elbise de şaşırtmadı" sıla göz kıparak övgü sözlerini söylerken arya öksürerek "afedersiniz hanımefendi. bu kadar ilgiyi başkasına vermeniz hoş değil. bir daha olmasın." tuana gülerek aryaya döndü. "başkası" dedi. sorgularcasına. arya dikleşirken "bana gelmeyen her övgü sözcüğü yanlıştır. neyse ki sizlere değer veriyorum. " tuana kaşlarını kaldırmış ciddi misin der gibi alayla aryaya bakarken arya gözlerini devirerek yeniden kıyafet dolabına ilerledi. "dürüst olmak gerekirse sılaya katılıyorum. elbise yakıştı. "tuana gülmeye başladı. "manken gibi olduğumu söylemen gururumu okşattı" derken arya başını kıyafet dolabından çıkartıp tuanaya baktı. "beni sınıyorsun sanırım" tuana bu sefer kahkaha atmaya başlamıştı.
sıla ikili arasındaki atışmaları gülerek izlerken odanın kapısı çalınmış ve içeri asel girmişti. sıla gülümseyerek ayağa kalkarak aseli selamlamış ve onun kolundan tutup oturduğu kanepeye sürüklemişti. asel sılayla birlikte hareket edip kanepeye otururken "kıyafet faslı için geç kalmadınız mı?" arya hızla kıyafet odasından çıkarken "senin haberin var mıydı?" asel başını salladı. "bana davetiyeyi sen verdin arya. tabiki haberim vardı" arya elini başına vurdu. "niye bize hatırlatmadın be" diye çemkirmeye başlarken asel şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "ne bileyim ben unuttuğunuzu be" aaa diyerek kendini sakinleştirirken devam etti. "yarın erkenden uçak bileti aldınız inşallah" diyerek merakla kızlara bakarken kızlar donup kalmıştı. arya galanın yurt dışında olacağını da unutmuş bir halde dehşetle sılaya bakmaya başlamıştı.
sıla durumu fark ederken "ben davetiyeye bile bakmadın. çok yoğunum arkadaşlar. yurt dışında galanın olduğunu bilmemem normal yani." arya yere çökerken "ayvayı yedik gerçekten" dedi. sıla ayağa kalkarken "dur hemen paniğe kapılma. ayarlarız bir şeyler." tuana merakla sılaya bakarken "ne gibi bir şey ayarlayıp bu durumu kurtaracaksın acaba?" sıla odada volta atmaya başlarken arya da kendine kızıyordu. en önemli olayı nasıl unutabilirdi. ne zamandır bu günü bekliyordu hemde. sıla aklına gelenle kızlara döndü. "çok basit iki seçenek var." kızlar merakla sılaya bakarken asel "bir değil iki seçenek var " emin olmak ister gibi sorarken sıla başını salladı. "kızım etrafımızda iki tane zengin erkek var. afedersin zengin az kalır. bunlar multi milyardar" kızlar olayı anlamaya çalışırken sıla gözlerini devirerek basitçe anlattı.
"bildiğim kadarıyla hem alparslanda hemde variste özel uçak var. " asel gözlerini iri iri açarken "özel uçak dedin doğru mu duydum?" sıla başını sallarken arya ayağa kalktı. "evet bende öyle biliyorum" demesiyle sıla "iki seçenek var. kiminkine bineceğiz?" arya sılaya doğru ilerledi. "taş kağıt makasla belirleriz bence. bari erkekler alınmaca gücenmece yapmaz." sıla gülmeye başlarken tuana dalga geçmeye başladı. "hangi özel uçakla gideceğimizi taş kağıt makasla seçtiğimize göre artık bizde zenginiz" kızlar gülmeye başlarken sılayla arya taş kağıt makas oynamaya başlamıştı. aryanın kazanmasıyla arya "hemen alparslanı arayıp ayarlıyorum" diyerek kıyafet odasına yeniden girerken sıla yerine oturdu. "taş kağıt makasta hiç bir zaman kazanamamam halis mi? neyse varis bahtına küssün." asel gülmelerinin arasından "benzinden tasarruf ediyor. bahtına küsmek değilde işten yırttığını düşünelim biz "sıla omuzlarını silkti. "onca parasının arasından birazı eksilse bir şey olmaz" derken asel gülmeye devam ediyordu.
arya elinde başka elbiseyle kıyafet odasından çıkarken "alparslan benim unuttuğumu anladığı gibi uçağı hazırlatmaları için emir vermiş. bu yüzden sevgili arkadaşlarım hemen sevgililerinize haber verin. yarın erkenden alparslanın uçağına gelsinler. kimse bekletmesin. zamanında galaya varamazsak kıyameti kopartırım bilesiniz. " asel hızla telefonuna sarılırken "ben mertana sıkı sıkı tembihlerim canım. dert etme" derken tuana aseli onaylamış ve oda mesaj atmaya başlamıştı.
arya sılaya doğru ilerlerken sılanın varisi aramasına ara verdirip elindeki elbiseyi sılaya uzatmıştı. "bu elbisenin sana yakışacağını düşünüyorum. bak bakalım giyer misin?" sıla elbiseyi eline alarak aynaya ilerledi. elbiseyi oldukça beğenirken "giyerim. teşekkürler canım" demiş ve elbiseyi kenara koymuştu.
kızlar uçağı ayarlamanın ve kıyafetleri hazırlamanın rahatlığıyla salona geçip muhabbet etmeye başlamışlardı. artık sadece yarın gala için hazırlanmaları saçlarını yapıp uçağa yetişmeleri gerekiyordu. sonra zaten galadaydılar. arya heyecanla atan kalbini sakinleştirmeye çalışarak vakit harcıyordu. dünya çapında tanınan bir tasarımcıydı. artık ne türkiye nede kıbrısla sınırlıydı. kendini çok daha özgüvenli ve mutlu hissediyordu. hayellerine ulaşmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştı. aryanın önünde hiç bir engel yoktu. göz açıp kapatıncaya kadar kendi firmasını bile kurmuş olacaktı. bu düşünce bile aryayı mest eden yegane şeydi. ama henüz bu fikir için erkendi. arya önce iyi bir reklamla kendini dünya pazarına tanıtmak daha sonra kendi markasını çıkarmak istiyordu. çoğunun bitip azı kaldığından arya yakında bunu da yapacağını düşünüyordu. bu başarıları ona daha da ilerlemek için haz veriyordu. ahh şu gala da hallolsun arya sonrasını düşünecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Novela JuvenilNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...