heloooo bitiricem diye yola çıktığım 70. bölümden sonra 80'ne gelmenin şaşkınlığını yaşıyorum. bu kitap bende çok ayrı bir yere sahip. umuyorum ki sizde de öylediir. neyseee lafı uzatmadan yorumlarını esirgemezseniz çok sevinirim diyor ve sizi okumanız için rahat bırakıyorum. diğer bölümde görüşmek üzereee....
alparslan çatık kaşlarıyla ilkeri süzdü. şimdi bunun burda ne işi var diye düşünmeden edemezken arya başını geriye atıp alparslana baktı. ilkerin gelmesine ve tam karşısına oturmasına arya da şaşırmıştı. bu nedenle alparslanın tepkisi için başını arkaya atmıştı. arya, çatık kaşlarıyla bakışlarını ona indiren alparslana karşı tebessüm ederek dudaklarını uzattı. alparslan bir anda yüz mimiklerini düzeltirken tebessümle aryanın dudaklarına eğilmiş ve öpmüştü. ardından "onu yenmen beni mutlu edecek"demişti. arya sırıtmasını büyütürken "sen mutlu olacaksan onu yenmekle kalmam ezerim"demişti. göz kırparak önüne dönerken alparslan keyifle gülümseyerek varise döndü. bakışları gördün mü der gibi variste geziyordu. varis alparslanın bu haline gülmeye başladı. "ailenin karşısında ulu orta ayıp"derken alparslanda gülmeye başladı.
sıla hala ondan cevap bekleyen berrine karşı "meslek sırrı"diyerek geçiştirmek istese de berrinin bundan vazgeçmeye niyetinin olmadığını "hile yapıyorlar hemde rakiplerinin elini görerek. kurnazca." demesiyle anlamış oldu. sıla dudağını dişledi. bu onu sıkıntıya düşürebilirdi. o sırada sıla masaya oturan ilkeri görmesiyle "bu ne zaman geldi" dedi. varis sılaya döndü. sılayı kolunun altına sıkı sıkıya alırken kulağına "bir sorun mu var"dedi. berrinle konuşmasını kastederken. sıla başını olumsuz anlamda salladı. "sorun yok"dedi. sıla bakışlarını varisten çekip pusuya yatmış gibi ilkeri süzen aybars ve arslana bakmaya başladı. sıla bu bakışlara karşı alparslana döndü. alparslanın da ilkere düşmanca bakmasına karşı ailesininde gard aldığını anladı. bu sılayı gülümsetmişti. aile kavramı böyle bir şey miydi? oğlunun bir mimiğiyle bir insana dost bir insana düşman olabilmek canının yanmamasını sağlamak... sıla buruk bir tebessümle arya ve tuanaya döndü. sılanın ailesi olmamıştı. en azından arkadaşları vardı. aklına çiğdemin ailesinin ona karşı kullandığı sahne geldi.
*flashback
"ne var bunda? annen ve baban mezardan çıkıp seni mi koruyacak? ah!! çiğdem beni kızdırmaya başlıyorsun. zaten başıma vurduğun için sana öfkeliyim. seni burda öldürüp robertoyla kanlı savaşa girmemek için kendimi zor tuttuğumu biliyor musun? "çiğdem sılanın ani değişen ruh haliyle gerildi. o kadar sert ve ürkütücü bir sesle söylemişti ki tedirgin olmadan edemedi.
çiğdem dikleşirken "beni öldüremezsin sıla. bunun kendini tutmakla alakası yok. beni öldürmek, senin için bile büyük bir adım" sıla tehlikeli bir gülümseme sunarken "beni küçümsüyorsun çiğdem. benim kaybedecek bir şeyim yok. ben birinin kızıyım demiyorum çünkü ben ailemi tanımadım. beni seven biri var demiyorum çünkü hiç aşık olmadım. ama senin kaybedecek çok şeyin var. ve etrafındakilerin. eğer gerçekten, hala seni öldüremeyeceğimi düşünüyorsan "derken kaandan aldığı silahı belinden çıkartıp çiğdeme doğrulttu. "bir daha dene"dedi.
*günümüzden devammm
çiğdemle bu raddeden ailesini robertoyla evlenmesi için ikna eden raddeye gelmek şaşırtıcı adımlardan biriydi. bazı şeyleri aştıklarına sevinse de aile kavramının hala sıla için silik olması üzücü etkiydi. sıla göz ucuyla varise baktı. varsi, pür dikkat arya ve tuananın kumar oynamasını izliyordu. sıla burukça gülümsedi. belkide ailem zamanla varis olurdu diye iç geçirerek varise bakıyordu. tam o anda varisin de ona bakmasıyla sıla anlık utançla gerilmiş ve hızla önüne dönmüştü. en savunmasız anına denk gelmişti. varis sılanın duygu yüklü bakışlarıyla karşılaşıp hızla önüne dönmesine afalladı. daha temin ne yaşandı der gibi sılaya bakarken aryanın sevinç kahkası düşüncelerinden sıyrılmasına yol açtı. sıla da bu sevinç kahkasını duymasıyla gerildi. tam oyuna müdahale edecekti ki berrinin sılayı tutmasına karşı sıla durakladı. berrin sılaya döndü. "bırak. oynasın" sıla kaşlarını çattı. sen kimsin de bana karışırsın der gibi berrine bakıyordu ki kolundaki eli yavaşça ittirerek berrine döndü. "rica ediyorum berrin hanım. bir daha işime karışmayın" sesindeki tehditkar tını berini bile rahatsız etmişti. belkide sılayı ilk defa bu kadar ciddi ve ürkütücü görüyordu. bir kez daha arkadaşlarının sıla için çok değerli olduğunu anladı. sıla hızla varisinde kolunun altından sıyrılıp aryanın yanına vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...