arya ertesi gün erkenden uyanmış ve sılanın bütün bilgisiyarlarının şifrelerini girerek açılmasını sağlamıştı. ardından sılanın dediği ve ilerlemesi gerektiği yolu hatırlamaya çalışarak aselin öğrendiği ve sılanın içeri girmesine vesile olan savcının adını yazarak arıştırmaya başladı. güral çetin on beş yıldır savcı olarak işini sürdürüyordu ve geçirdiği yıllar boyunca epey de tanıdığı her türlü insan olmuştu. özellikle mafya babalarıyla pek içli dışlıydı. arya savcının ismini yazmasıyla önüne çıkan bir sürü dökümanla şok yaşadı. anlaşılan sılanın dediği yol aryaya kolaylık sağlamıştı.
arya öğrendiği bilgileri kaydederken yanına gelen çiğdeme dönmüş ve "haydi gidiyoruz"demişti. çiğdem bu anı bekler gibi ayaklanırken asel "nereye "dedi. uykudan yeni uyanmış sersem gibiydi. arya asele döndü. "güralla konuşmaya. sen burda kal bebeğim. avukatlık namın zedelenmesin. biz bunu çiğdemle hallederiz "asel peki derken arya çiğdemle evden çıkmış ve arabasına binerek güralın evine sürmeye başlamıştı.
çiğdem aryaya döndü. "bir planın var mı?"dedi. arya yola odaklanmış ve düşüncelerinde yapması gerekenleri tartarak "gidicez ve insan gibi sorucaz"dedi. çiğdem önüne dönerken "bunun işe yarayacağını düşünüyorsan eyvallah"demişti. arya anlık çiğdeme baksa da yoluna devam etti.
sıla ve tuana erkenden uyanış ve kahvaltı için yemekhaneye doğru ilerlemişti. nimet onları sürekli takip ediyor ve izliyordu. sıla bunun farkındaydı. mesela yemeklerini aldıkları gibi nimet sılayla tuanayı yanına çağırmıştı. e hal buyken sadece bu durumun farkında olan sıla ve tuana olmuyordu hemen hemen herkes tuana ve sılayı anlamaya çalışıyordu. hayatlarında ilk defa gördükleri bu iki kızın nimetle yakın olması hepsini şaşırtmıştı. özellikle sılaya bıçak çekenler şok yaşıyorardı. sıla ve tuana nimetin yanına giderek kahvaltılarını onlarla yapmaya başladılar.
arya çiğdemle vardığı eve karşı arabadan inmiş evin kapısına ilerlemişti. evin kapısını defalarca çalsa da kapının açılmaması savcının evde olmadığını gösteriyordu. bunun üzerine arya arabaya binmiş aracı uzak bir yere park edip çiğdemin evin kapısını usta hırsız yöntemleriyle açmasını izlemişti. ardından ikili eve girdi. çiğdem aynı şekilde evin kapısını kilitlemiş ve ikili eve bakmaya başlamışlardı. savcınnın ofis olarak kullandığı odayı bulan ikili orda bakınırlarken buldukları açıktaki dosya dikkatlerini çekti. bu sılanın hakkında bilgilerin yer aldığı bir dosyaydı. arya bunu anında çantasına koymuş dolap ve çekmecelere bakmaya devam ederken çiğdemde bilgisiyara giriş yaptı. bilgisiyarın parolasını açmalarını sağlayan aygıt sayesinde çiğdem bilgisiyarı kurcaladı. evin içinde kamera olduğunu fark eden çiğdem hızla aryaya döndü. "evde kamera varmış"derken arya hızla bilgisiyara bakmış ve "tamam kameraları kapat ve kayıtları hemen sil"dedi. çiğdem aryanın dediklerini yapmaya başladı. bu sürede evin önünden gelen araba sesi aryanın cama yaklaşmasını sağladı. arya savcının geldiğini görmesiyle çiğdeme "oldu mu?" dedi.
çiğdem başını kaldırdı. "oldu"dedi. aynı zamanda bilgisiyara vurarak parçalanmasını sağlamıştı. bu kayıtlar yeniden bulunup kurtarılmasın diyeydi. arya duyduğuyla harekete geçip salona ilerledi. çiğdem onu takip ederken ikili salonun orta yerinde durmuş savcının içeri girmesini bekliyordu. çok geçmeden açılan kapıyla içeri giren savcı usulca anahtarını çıkartıp anahtarlık kısmına asmış kabanını ve ayakkabısını çıkartıp yerlerinie koyarak içeri girmişti. önce adımları mutfağı bulup orda biraz uğraştıktan sonra girdiği salonda kızları görmesiyle elindeki tabak korkuyla yere düşmüş ve kırılmasına sebep olmuştu. arya usulca adamın hareketlerini takip etti. "korkuttuk sanırım"dedi oldukça sakin bir ses tonuyla. adam dehşetle aryaya bakıyordu. "sizin burda ne işiniz var?"derken çiğdem başını salladı. "yanlış soru"dedi bir adım atarak adama yaklaştı. adam bu sefer "benim kim olduğumu biliyor musunuz? ben savcı .." arya hızlı davranıp adamın cümlesini tamamladı. "savcı güral çetin. senin kim olduğunu biliyoruz. sorun şu ki sen bizi bilmiyorsun" adam telefonuna yeltenmeye kalkınca çiğdem atak yaparak elinden telefonu almış ve adama vurarak yere çökmesini sağlamıştı.
arya adama doğru ilerledi. ofiste bulduğu dosyayı elinde sallayarak "sana bu emri kim verdi"dedi. adam ezberlediği dosyaya karşı burda neler olup bittiğini yeni anlıyordu. "hatasını bulduk. kimse emir vermedi."demesiyle arya öfkeyle bağırdı. "dalga mı geçiyorsun savcı? ne bu dosyada ne de gerçek hayatta sılanın hatasını bulamazsın. bir daha soruyorum ve bu son olacak. sana bu emri kim verdi?" son cümlesini heceleye heceleye söylemişti. adam başında zembellah gibi dikilen çiğdeme bakarak "evimde kamera var. kayıtlarınız polislere düşüyor. ya beni şimdi bırakırsınız yada bir daha hapisten çıkamazsınız" arya başını olumsuz anlmada sallamaya başladı. elinde tuttuğu dosyayı da bir ileri bir geri götürürken "kameralar kapanalı kayıtlar silineli çok oldu savcım. en son bilgisiyarını da parçalara ayırmıştık. seni şuanda elimizden kimse alamaz. ha bu arada haberin olsun "dedi. sılanın dosyasını çantasına geri koyarak yanında getirdiği savcının dosyasını açtı. "bu dosya senin hapise girmene yetecek kadar bilgi içeriyor. asılsız suçalamalarla masumları hapise attığın üst mertebe mafyaların para tekliflerini kabul ederek yolsuzluk yaptığının kayıtları elimde duruyor. öyleyse söyle bana.. ben sana ne yapayım?" savcı korkuyla irkildi. bunu beklemediği her halinden belli olurken ne yapacağını düşündü.
"onlar ortaya çıkarsa ölürüm"dedi. çiğdem onaylarken " bu şimdi yaşayacağının garantisini de vermez. " adam başını eğdi. çok kötü bir şekilde köşeye sıkıştırılmıştı. "ne istiyorsunuz"dedi. arya beklediği cevapla "sılanın içeri girmesini senden isteyen kişi kim? sana bu emri kim verdi?"adam sessizleşmişti. odadan çıt çıkmazken çiğdem sabırsız bir şekilde adama vurdu.. "söylesene lan"dedi. sabrı taşmak üzereydi. adam düşünür gibiydi. "bilmiyorum." dedi. aryanın kaşları anında çatılırken "ne dedin sen?"dedi. sesi iyice öfkeli çıkmaya başlamıştı. adam anında "yemin ederim bilmiyorum. geçen gün yanıma biri geldi. otoparkta kapşonlu bir kıyafet giymiş elinde de çanta vardı. bana sılanın içeri girmesini sağlamam karşısında para vereceğini açıkladı. o an elime parayı verdiği gibi yanında harekete geçtim. ne yüzünü gördüm ne de onu tanıyorum." çiğdem aryaya baktı. ne düşünüyorsdun der gibiydi.
arya gülümsdedi. samimiyetten oldukça uzak gülümsemesi eşliğinde "sana inanacağımızı falan mı sanıyorsun?" adam önce çiğdeme arkasından da aryaya bakmış ve "bakın yemin ediyorum yalan söylemiyorum. onun yüzünü görmedim onu tanımıyorum sadece.... sadece bildiğim tek şey elinde dövmesinin olmasıydı. bana parayı uzatınca gördüm." aryayla çiğdem anlık bakışırken çiğdem "ne dövmesi"dedi. adam düşünür gibiydi. "sağ elinde, işaret parmağındaydı"dedi. adam kendi kendine konuşur gibi devam etti. "iskambil kartlarında bulunan bir simgeye benziyordu. neydi o simgenin adı." çiğdem gözllerini kapatmış bir halde "sinek amblemi" adam hızla başını salladı. "evet oydu"dedi. arya dosyasını çantasına koyarken öfkeyle bağırmaya başladı. "bir bu eksikti" derken çiğdem adamı ittirmiş ve "bir şey biliyorsan ve bize söylemiyorsan ölüm fermanını imzalamışsın demektir. duydun mu" adam başını hızla sallarken arya çiğdeme bakarak gidelim işareti yapmıştı. ikili beklemedikleri ve memnun kalmadıkları yanıtla arabalarına doğru ilerlerken çiğdem "şimdi ne yapacağız"dedi. arya başını belli belirsiz salladı. "bilmiyorum çiğdem ... bilmiyorum"dedi. çiğdem sessizleşirken arya vardıkları arabaya binerek elini saçından geçirdi.
sanki adamı bulmak kolay ve rahatmış gibi işler daha da saçma sapan bir hal almıştı. şimdi ne yapacaktı. telefonunu çıkartırken aseli aradı. anında açılan telefona karşı "sılayla görüşmemiz gerekiyor asel. hemde hemen"dedi. asel bir şeylerin ters gittiğini anlarken "tamam ayarlıyorum"diyerek telefonu kapattı. işler şimdi kızışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...