sıla arabasına binmiş evine gidiyordu. varisle evlenmesiyle evim dediği yuvası olarak gördüğü kızlarla evini geride bırakmış ve artık yeni yuvasına gidiyordu. bu değişikliğe hala alışmaya çalıştığı doğruydu. asla mutlu olacağını düşünmeyen biriydi sıla. hep bir yerden olumsuzluk çıkacak bak yine mutlu olamadın diyecek diye bekler dururdu. lakin insan zamanla buna da alışıyordu. hem sıla mutlu olmayı hak eden biriydi.
sıla kendi kendine düşünür vazyette yol aldığını evine gelince fark erti. yolculuğu ne kısa sürmüştü. oysaki varisin evi yani artık evleri şehir merkezine biraz uzak kalıyordu. varis sılayla evleneceğini kesinleştirince evinde sılanın fikrine danışarak değişiklikler yapmıştı. sıla arabasını açılan demir kapılarla birlikte evin garajına doğru yavaş bir şekilde sürerken gülümsüyordu. zamanında varisin iş yeri olarak kullandığı saray yavrusu diye tasfir ettiği bina bile şuan kendilerinin yaşadığı evin yanında küçük kalırdı. varis biraz gösterişi seviyordu sanırım. hoş bunun biraz anlayışından çok uzak abartılıya yaklaşmış olduğu da bir gerçekti. sıla arabayı park edip aşağı inerken koca bahçede adımladı. kaan ve berk evin kapısının önünde durmuşlar konuşuyorlardı. sıla onların yanına ilerlerken ne kouşuyorsunuz bakayım diyerek soru sorarken kaan hızla "yeniden toplanılacakmış"dedi. sıla kaşlarını merakla çatarken "kimler yeniden toplanıyor"dedi. berk kaanın kafasına vururklen "ben açıklayayım detaylı."dedi ardından kaana göz devirmiş ve "varisin kimliğini açık ettiği buluşmayı hatırlıyor musun? bütün yer altı ordaydı. her kulvardan "sıla başını olumlu anlamda sallarken berk devam etti. "işte yine toplanılacakmış. "sıla gülümseyerek kaanın omzuna vurdu. "ortağı olarak başladığım o toplantıyı karısı olarak yeniden girmem de ne bileyim yani"dedi. kaan gülmeye başlarken "ben böyle olacağını biliyordum"dedi.
sıla gülerek dikleşirken "sen?" dedi. berkte merakla ona dönerken "nerden biliyordun pardon"dedi. kaan böbürlenmeye başlayacağını göstermek adına göğsünü kabartıp dikleşirken "daha patron yengenin dövmesini parmağına yaptırdığında anladım. "sıla gülmesini büyütürken "evet hatırlıyorum da o gün bayılıp ayılıyordun" kaan anında yalanlamaya başlayacaktı ki berk kahkaha patlatınca konuşamamıştı. sıla gülerek evin kapısını açarak içeri girdi.
sıla evine girmesiyle mutfaktan çıkan zeliha hemen sılanın yanına ilerlemişti. zeliha, sılanın ev işlerinde ona yardım etmesini sağlaması için işe alınmıştı. zeliha sılayı görmesiyle "hoş geldiniz sıla hanım"dedi. sıla gülümseyerek zelihayı yanıtladı. zeliha yaşını almış dul bir kadındı. canı sıkıldığı için iş arayışına girmiş böyle bir fırsat önüne çıkınca da reddetmek istememişti.
sıla "hoşbuldum zeliha abla. "dedi. zeliha tebessüm ederken "ben sultan hanımla konuştum. sizin sevdiğiniz yemeklerin listesini aldım. bu akşam da onlardan birini seçerek yaptım" sıla zelihanın aktif oluşuna hayran kalırken bu hoşuna gittiğinden teşekkür etmişti. ardından beraber mutfağa ilerlerken sıla "yarın akşam kalabalık bir aile buluşması yapmayı planlıyorum zeliha abla. bir kaç kadın sana yardıma gelecek. hem yemek yapmanda hemde sunmanda sana yardım edecekler. kalabalık olucaz haberin olsun"dedi. zeliha hızla başını sallarken "tamamdır sıla hanım"demişti. sıla mutfaktan kendine su doldururken zelihanın meraklı bakışlarına karşı gülümseyerek "aklındakini sor abla"dedi. zeliha mahçup bir tavırla "bu kadar beli ettim mi"dedi. sıla tebessüm ederek "hiç önemli değil "demiş ve zelihanın başını kaldırmasını sağlamıştı. "artık sende bizim ailemizin parçasısın. nolur bana da hanım deme. kızın yaşındayım"dedi. zeliha başını sallarken sıla "şimdi sor bakalım"dedi. zeliha merakla" kim gelecek ve tahmini kaç kişi diye merak ettiydim"dedi. sıla gülümsemesini büyüterek "ailem gelecek" dedi. ve tahmini sayıyı hesaplamaya çalıştı. çiğdem ve roberto hala kıbrıstaydı onlar iki olsa kafasından saydığı insanlarla "12 kişi gelse ben ve varisle 14 kişi falan oluruz tahmini"dedi. zeliha hızla başını sallarken kapının açılma sesiyle mutfaktan çıktı. sıla buse ve aybarsı çağırıp çağırmamak arasında kaldığından varise sorma kararı almıştı. varis eve girerken onu karşılamaya gelen sılayla gülümsedi. sıla nazlana nazlana kocasına doğru yürürken gülümseyerek "evimin direği gelmiş"dedi. varis güülümsemesimi büyütürken sılayı kollarının arasına aldı.
arya eve gelmesiyle kızlarla ayrı ayrı konuşmaya başlamıştı. yarın sılanın evinde buluşulacağından hepsinin gelmesi gerekiyordu. tuana günü birlik londraya gitmiş gibi olacak olsada bu sıla için değerdi. ve kıbrısa yeniden dönmek zorundaydı. asel de bunu onaylayınca hepsi sevgilileriyle konuşmaya başlamıştı.
asel hala mertanla tuana da borayla ayrılmadığından ve ilişkileri ciddi bir şekilde ilerlediğinden onlarla birlikte katılacaklardı yemeğe. arya evde tek başına kendini koltuğa atarken başını kanepeye yasladı. koskoca evde tek başına kalmıştı. tuana londroya gitmişti. asel yurt dışındaydı. sıla evlenmişti. özellikle sılanın evlenmesine hala kızlar alışmaya çalışıyordu. gruptan birinin evlenmesi garip bir üzgünlük yaratmıştı. sultan aryanın yanına giderken "bir şeyler ister misiniz arya hanım"dedi. arya başını kaldırıp sultana baktı. "bana içki getirir misin sultan"dedi. sultan başını sallayarak mutfağa ilerlerken arya televizyonu açtı. insan yanlız kalınca ne yapardı. arya hiç yanlız kalmamıştı. nerden bilecekti.
sultan içkiyi getirip sehpaya kadehlerle birlikte bırakırken çalan kapıyla, kapıya ilerledi. arya kaşlarını çattı. bu saatte kim gelirdi? neticede tuananın hemen gelme olasılığı yoktu. tam sultana kim gelmiş diyecekti ki içeriye önce göbüşü ardından kendisi giren çiğdem ve arkasında yer alan alparslanla gözlerini devirdi. çiğdem gülerek aryaya sarılırken "sıladan yanlız kaldığına dair duyum aldım. ve yanlız olmana dayanamadım"dedi. arya gülerek çiğdeme sıkıca saırlırken alparslana baktı. "hadi çiğdem seni anladım bu niye burda." alparslan kolları açık aryanın ona sarılmasını beklerken "ben senin yanlız kalmana asla dayanamam. sen nerde ben orda."dedi. arya gülümserken alparslan hala aryanın ona sarılmıyor oluşuna dayanamayıp aryayı kendine çekip sarıldı. arya, alparslanın kollarının arasında yerini alırken "iyide daha sabah brilikteydik. sonra benden sıkılmayasın."demesiyle alparslan "ömrümüz birlikte geçsin ben yine senden sıkılmam"demişti. arya hızlanan kalbine karşı gülümsemesini büyüttü. arya bu adama aşık olmayıp napacaktı. bu adam ona aşkın nasıl incelikli, düşünceli bir şey olduğunu öğretmişti. aryayı çekip sarıp sarmalarken bu adamdan nasıl uzak durabilirdi.
çiğdem koltuğa otururken sehpadaki içkilere karşı sultana seslenip "bana da su getirir misin. malum hamileyim"demişti. sultan gülümseyerek hemen su getirmeye giderken arya alparslandan ayrılıp kanepeye oturdu. alparslan aryanına yanına otururken arya sehpadaki içkilerden iki kadehe doldurup birini alparslana verip diğerini de dudağına götürerek yudumladı.
arya, hayatında hep böyle düşünceli olan ve her daim varlığını gösteren sılayla yanlız hissetmesinin çokta mümkün olmadığını fark etti. sıla her yerde ve her daim kendini belli ediyordu. hoş yanlız hissetmemesini sağlayan hayatının aşkı ve arkadaşlarının varlığı ve düşünceli tavırları aryayı mutlu eden ve duygulandıran yegane şeylerdi. o gece arya ışıl ışıl gözleriyle neşeli bir şekilde muhabbet etmiş gür kahkahası tüm salonda yankılanmıştı. hayatında mutlu olduğu anlardan bir tanesini kendini en yanlız hissettiği akşam yaşaması ne ikonik bir andı.
bu durum aynı an'ı yaşayan alparslan için de bir o kadar değerliydi. alparslan aryanın bu haline gülümseyerek izlerken hayatının en doğru kararını verdiğini anladı. bu kadın alparslanın hayatında görüp görebileceği kendine has enerjisi olan güçlü bir kadındı. alparslanı kendisine bağlamasını sağlayan bir etkiye sahipti. enerjik hali, herkesi güldüren yeri gelince analık taslayan çok dik başlı ama bir o kadar şefkatli biriydi arya. üstelik alparslanı etkilemek için hiç uğraşmamış biriydi arya. ama alparslan daha onu çiğdemin ağzından ilk defa duyduğunda hayatında bir şeylerin değişeceğini hissetmişti. üstüne aryayı ilk gördüğü o an.. alparslan için unutulmaz bir andı. şanslıydı alparslan yani en azından alparslan kendini şanslı hisseden bir adamdı. nede olsa hayatına arya girmişti. bu alparslanı şanslı yapardı. hele aryayla aralarını tam olarak düzelttikleri o an aryaya evlilik teklifi edecekti. bir daha aralarına ayrılık girmesini istemiyordu. buna daha fazla dayanamazdı. kesinlikle çok yakında aryaya evlilik teklifi edecekti. artık uyandığında göreceği ilk şey yatarken göreceği en son şey arya olsun istiyordu. bütün günü bütün zamanında arya yanında olsun istiyordu. aşk böyle bir şey miydi? kendinden çok onu görmek, onu sevmek aşk mıydı? kendinden önce onu düşünmek üzgün mü? üşüyor mu? diye dert etmek aşkın sonucu muydu? ah bu aşk alparslanı sarıp sarmalayan ve hayatının merkezine aryayı koymasını sağlayan bir durumdu ve alparslan buna alışmıştı. bunu sevmişti ve en önemlisi bu durumu benimsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...