multi görkem karayel (sinek varisi)
tuana vardığı savcının evine karşı gelişi güzel arabayı park edip savcının kapısına dayandı. hızlı hızlı çaldığı kapıya karşı kapı usulca açıldı. savcı çatık kaşlarıyla tuanaya baktı. "burda ne işin var?" tuana onu oldukça sevecen karşılayan savcıya karşı gözlerini devirdi ve içeri girdi. savcı evine izinsiz giren tuanayla birlikte içeri geçerken "ne yaptığını sanıyorsun sen? savcı olduğumun farkındasın değil mi?" tuana aniden arkasına dönüp dibinde olan savcıya bakarak "unutturmuyorsun savcım. merak etme."
bir adım geriye atarken savcı "o zaman burda ne işin var?" tuana yogun bir nefes aldı. "uyuşturucu baronların yerini artık öğrenemiyorum. en sonki olaydan sonra önüme oldukça güçlü engeller koydular. sende de durumlar aynı mı?" savcı tuananın açık açık konuşmasına karşı başını kaldırdı. tuananın bu tavrı hoşuna gitmişti. bilakis kendisi sır küpü her şeye agresif yanıt veren biriydi.
"bir şeyler biliyor olsam da bunu sana söylemem" tuana savcının bu dediğiyle üzerine yürüdü. savcı bunu beklemediğinden gerisi geri gitmiş ve şaşkınlıkla tuanaya bakmıştı. "ne yapıyorsun?"derken tuana oldukça öfkeli bir şekilde "senin hayatını kurtardım savcım. bana hayatınızı borçlusunuz. bu yüzden söylemek zorundasınız!" savcı tuananın ani değişen ruh haline karşı kaşlarını çattı. "sana hiç bir şey borçlu değilim." tuanaya karşı bir adım atıp aralarındaki mesafeye sıfıra indirdi. "asıl sen bana borçlusun. o gün birini öldürmeni engelledim." tuana alayla güldü. ne kadar masumdu savcı. gerçekten bunun için kendini şanslı mı hissedecekti tuana. hayatında yığınla insan öldürdüğünü savcı bilse ne olurdu acaba?
tuana geriye bir adım atıp gülümserken " savcım size bir daha soruyorum. ve düzgün cevap vereceğinizi umuyorum. uyuşturucu baronlarından herhangi birinin yerini buldunuz mu?" savcı daha temin tuananın verdiği tepkiye anlam vermeye uğraşırken dediğini kaçırmıştı.
şahsen aklında hala gülümsemesi vardı. alay içeren gülümsemesi. yani birini öldürmüş müydü tuana? savcı kafası karışmış bir halde tuananın sorusunu yenilemesiyle kendine geldi ve hızla yanıtladı. "eğer bilgimiz olsaydı şuan o yerde olurduk." tuana kaşlarını çattı. savcı devam etti. persona güzelmiş" tuana savcının konuyu değiştirmesiyle gözlerini kıstı.
konuyu değiştirmesini umursamadı. belliki savcının gerçekten haberi yoktu. "evet. kumar oynayarak kazandık." savcı kaşlarını kaldırdı. tuana ciddi miydi? gerekten kumar oynayarak kumarhane mi kazanmışlardı. tuana savcının şaşırmış yüzünü umursamadan devam etti. "ilk kumarhanemize beklemiştim sizi. ama siz sürpriz olsun diye personayı tercih ettiniz sanırım" savcı başını salladı.
"en yenisine gitmeyi tercih ettim diyelim. " tuana anladım der gibi başını salladı.
"hiç kumar oynar mısınız savcım?" tuana yol kapısına giderken duraklamış ve savcıya soru sormuştu. savcı sorulan soruya karşı sanki hakaret edilmiş gibi "ne münsebet!!"dedi. tuana alayla gülümsedi. iğeleyici bir ses tonuyla "yazık... çok yazık... " arkasına dönüp savcının gözlerine baktı.
"ne kaçırdığınızı bilseydiniz böyle düşünür müydünüz? sizce de her şeyi bilmek yorucu değil mi?"savcı kaşlarını çattı. tuananın ne demek istediğini anlamaya çalışırken "her şeyi bilmek ve bir sıfır önde olmayı tercih ederim"dedi kesin bir tavırla. tuana başını eğdi. "çok zıtız savcım. her şeyi bilmek benim için yorucu ve eğlencesi de yok. ama sen doğru ve gerçekçi bir insansın." gözlerini kaldırıp ona dikkatle bakan savcının gözlerine kenetledi.
"risk alın savcım. hayatınızda bir kez olsun kumar oynayın. illa kartlarla olmak zorunda değil. hayatınızla oynayın. yanlış yapın sorun yok.. işin sonunda doğruyu öğrenmek varsa yanlış yapmanın bir mahsuru yok. " savcı, cümlesini bitirip arkasını dönen tuanaya karşı sakin bir ses tonuyla aynı onun yaptığı gibi konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...