Sıla erkenden kalkmış ve bilgisiyar odasına geçmişti. yeniden yazılımlarını hazırlamaya başlarken aynı zamanda saati kontrol edip aryanın röpotojının yayımlanacağı zamanı bekliyordu. sıla yazılım işlerine dalmış giderken alarmının çalmasıyla durakladı. aryanın röpotajı yayımlanmıştı. hızla açarken aryayı izlemeye başladı. yanına tuana elinde telefonu tutarak girerken "aryanın röportajı yayımlandı. izliyor musun?" tuana sorduğu soruyla başını telefonundan kaldırmış ve sılanın bilgisiyarlarında yayımlanan röportajı izlemeye başlamıştı. röportajın sonuna doğru aryanın ilişkisi var mı sorusuna kızlar dikleşmişti. aryanın var imasıyla birlikte tuanayla sıla hızla bakıştılar. tuana kaşlarını çatarken sıla düşünür vaziyette "alparslan mı yoksaa?" dedi. tuana belli belirsiz başını sallarken "aryanın başka yakınlaştığı erkek mi var sıla?. Alparslandır her halde de, sahi Arya Alparslan için ne ara ciddi düşünmeye başladı." sıla bilmiyorum derken ekledi. "bunu bizden saklamasının bedelini ödeyeceği net " derken tuana onu onayladı.
tuana röportajın bitmesiyle sılanın odasından ayrılmıştı. sılada yazılım işlerine dönerken telefonu çalmaya başlamıştı. arayan varisti. sıla telefonu açıp kulağına götürürken "evet..?"diyerek telefonu açtı. varis sılanın sesiyle konuşmaya başladı. "şirkette toplantı olucak. yazılımcımız olarak katılman şart. yarım saat içerisinde burda olman gerek" sıla kaşlarını çattı.
"bunu bana en son söyleme gereği mi duydun?" varis telefonun karşısından sırıtırken "ne kadar hızlısın görelim. sakın geç kalma"diyerek telefonu kapatırken sıla kaşlarını çatarak ayaklandı. söylene söylene odasından çıkarken kapıyı kilitlemiş ve yatak odasına doğru ilerlemeye başlamıştı.
odaya geldiği gibi hızla hazırlanırken toplantı konusundan haberi olmadan gideceği toplantıyı düşünüyordu. oraya aslında konuyu bilmediğinden boş gittiği çok belliydi ama olsundu.
sıla on dakika da hazırlanıp evden çıkarken saatini kontrol ede ede arabasına bindi. hızla şirkete sürmeye başladı.
çok geçmeden şirketin otoparkına gelirken yönetici kısmına ilerledi. varisin arabasının yanına park edilen arabaya karşı kaşlarını çatmıştı. otoparkta gezmeye başladı bu sefer. O arabanjn sahibi kimse sılayı oldukça zora sokmuştu. Sılanın en uygun yeri bulması bile on dakikasını götürmüştü. sinirle arabasından inerken asansöre ilerledi. varise bu yarım saat süre vermesinin hesabını soracaktı elbet. iki elini bir pabuça sokmuştu.
sıla duran asansörün sesiyle asansörden inerken onu karşılayan sekretere karşı "görkem nerde?"dedi. sekreter toplantı odasını gösterirken sıla teşekkür ederek toplantı odasına doğru ilerledi. varisle konuştuğunun üzerinden 28 dakika geçmişti. ucu ucuna toplantıya yetişmişti.
sıla toplantı odasına girerken içerdeki kalablıkta gözlerini gezdirdi. varis sılanın gelmesinden memnun keyifli bir gülümseme eşliğinde sılaya bakarken sıla içerdeki insanlar arasından simgenin yüzünde duraklaşmıştı. kesin yönetici otoparkına park eden simge düşüncesi sinirlenmesine sebep olmuştu. simgeyle bakışmaya başlayan sıla çatık kaşlarını düzeltmeden ona bırakılan varisin yanında yer alan koltuğa ilerledi. varis sılanın tavırlarına karşı kaşlarını çatmış ve sıla oturduğu gibi kulağına "bir sorun mu var?"demişti. sıla ciddi misin der gibi varise döndü. toplantı sılanın gelmesiyle başlarken varis ve sıla bundan etkilenmeden ikisi arasında konuşmaya hazırlanıyordu. sıla varise bakarak "bana verdiğin kısıtlı sürenin hesabını sana daha sonra soracağım varis." varis sılanın sözlerine karşı sırıtmaya başlarken "sonuçta hızlıymışsın ve geldin"dedi.
sıla kaşlarını daha çok çatarken onları izleyen simgeden bir haber varise daha çok yakınlaşmış ve "yönetici otoparkına biri park etmiş.otoparkta yer bulmakta zorlandım ve neredeyse geç kalıyordum" varis sılaya dikkatle baktı. cümlesinin devamının olduğunu hissederek sessiz kalmayı seçti. tam tahmin ettiği üzere sıla cümlesine devam etmişti. "sanıyorum park edeceğim alana %5 hissedarlı simge park etti" varis sılanın karın ağrısına gülmeye başlarken "tamam benim aracımın yanına senin ismini yazıcam. böylelikle kimse oraya park etmez. başka sorun kaldı mı?" sıla varisin hemen çözüm odaklı olmasına şaşırırken "bu sürenin hesabını sormayacağım anlamına gelmez. beni sınamakta neyin nesi"dedi. varis sırıtarak sılanın saçlarını karıştırıp önüne döndü. sıla varisin hareketine oldukça afallarken şaşkınlıkla önüne döndü. daha temin varisin onun saçını karıştırması hayal falan değildi. sıla şaşkınlığını atmaya çalışırken simgenin ona dik baktığını fark etmesiyle simgeye odaklandı. anlaşılan daha teminden beri onları izliyordu. sıla durumu gayet iyi anlarken sırıtmaya başladı.
şimdi hava atma sırası sıladaydı. sıla aklına gelen düşünceyle varise dönerken usulca varise yaklaştı ve "en başından beri simgenin bizi izlediğini biliyor muydun?" varis sılanın sorduğu soruya karşı sılaya döndü. uzunca sılaya bakıp yeniden önüne dönerken sıla aldığı yanıtla memnun ifadeyle önüne dönmüştü. simgenin başından beri onları izlediğini biliyor ve bu hareketleri bilerek yapmıştı. bu anlamsız bir şekilde sılanın hoşuna gitti. varis ilk defa sılayı kendi rızasıyla düşünmüştü.
varis çaktırmadan sılaya baktığında sılanın gülümsediğini görmesiyle sırıttı. varis simgenin sesiyle sılayı izlemekten ayrılırken simgeye döndü. simge bizzat sılaya ithafen "burcu, sen ne düşünüyorsun?"sıla varisle konuşmaktan konuya bile adapte olamamıştı. varis simgeye çatık kaşlarla bakmaya başladı. neyi hedeflediğini gayet iyi anlayan varis bu duruma sıladan önce sinir olmuştu. sıla kaşlarını çatarken "hangi konuda?" dedi. simgeden önce atlayan odadan başka bir erkek "güncel yazılım sürümünün geniş yelpazeye yayılamasına. böyle bir şey yapabilir misin?" sıla yazılımın neye bağlamayı hedeflediklerini bile anlayamazken pot kırmadan gülümseyerek "ben yazılım konusunda her şeyi yapabilirim. şüpheniz olmasın"dedi. iğneleyici gülümsemesiyle simgeye dönmüştü.
simge yarım bir gülüşle "kendinden ne kadar eminsin böyle. yazılımı neye bağlamayı düşündüğümüzü biliyor musun? bizi dinlediğinden bile şüpheliyim"dedi.
sıla tehlikeli bir gülümseme sundu. herkesin ortasında onu aşağılamaya çalışan bu kız fazla olmaya başlamıştı. "yetmişten fazla şirketin yazılımını ben tasarladım simge. bir sürü geliştirip sattığım yazılımlardan bahsetmiyorum bile. her türden ve her işe uygun. birazda senin anlayacağın türden konuşayım. ben paramla hisse alıp burda söz hakkına sahip değilim. zekamla geliştirdiğim yazılımlarım sayesinde burdayım. yanlış anlaşılmasın küçük hisse sahiplerini küçümsemiyorum sadece o küçük hisse sahibinin beni eleştirmesinden bahsediyorum. sen kendi işinle ilgilen benim işime karışma" simge kaşlarını çatmıştı.
"küçük hisseme bakıp seni eleştiremeyeceğimi söylemen aptallık. bu şirkette benim sözümün daha önemli bir yeri olduğunu tahmin edersin diye umuyorum"dedi. sılanın sabrı taşmaya başlamıştı. varise döndü. "%20lik bir hisse almak istiyorum görkem. böyle bir boşluğunuz var mı?" varis sırıtmaya başlarken "benim hisseme dahil olabilirsin" simge şaşkınlıkla varise baktı. "ne yani kendi hissenin %20'sini buna mı vereceksin"dedi. bütün odadakiler gerilmeye başlarken simgenin neden bu kadar konuyu uzattığını düşünmeye başlamışlardı.
varis simgeye ciddiyetle dönerken "%70'lik hissemin %20'sini burcuya vermem de sorun yok simge." varis eliyle sılayı göstererek devam etti. "burcu artık sadece yazılımımızdan sorumlu deği. o aynı zamanda şirketimizin %20 hisse sahibi. artık ona göre davranırsınız diye düşünüyorum" gözü simgede takılı kalırken simge oldukça bozulmuş bir ifadeyle otururken varis ayağa kalkarak "bugünlük bu kadar. başka bir zaman devam ederiz. simge sen odama gel"diyerek toplantı odasından çıktı. simge el mahkum varisin peşinden odadan çıkarken sıla sakinleşmeye çalıştığından hala oturmayı tercih ediyordu. simgeyi paramparça edebilirdi. gerek illegal gerekse legal olarak simgeyi bitirirdi. kariyerini, parasını her şeyini bitirebilirdi. ama bunu yapmak istemiyordu. varisle birlikte ağzının payını yeterince vermişti. çok geçmeden toplantı odasında yalnız kalırken gözlerini kapattı.
anlık gaza gelip %20 hisse sahibi olmuştu. iyi hoştu da bu %20 hisse sahibi olmak için kaç para vermesi gerekecekti. bu parayı varise kakalasa aslında çok güzel olurdu. sonuçta varise o para lazım değildi. çölde kum variste de para eksik olmazdı. bu yüzden varise o parayı vermemeyi tercih edecek bu yüzden buu varisle konuşacaktı. bedava hisse sahibi olmak cazip geliyordu.
sıla toplantı odasından çıkıp varisin odasına ilerken asansöre ilerleyen simgeyi gördü. yüzü beş karıştı. anlaşılan varis bir kez daha ağzının payını vermişti.
sıla varisin kapısına gelmesiyle durakladı. varis bugün oldukça garipti. kaç oldu sılayı düşünüyor onu koruyordu. bu hayra alamet değildi. bu hissenin para mevzusunu da kabul ederse sıla varisin başına eyfel kulesi düştüğünü düşünecekti. yada kabul etmekte zorlandığı diğer şık. varis sılaya, alparslanın aryaya aşık olduğu gibi aşıkta olmaya başlamış olabilirdi. sıla bunu anında inkar ederken böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kendine ikna ederek kapıyı açarak içeri girdi. kendi düşüncesine sinirlenmişti. varisten bahsediyorduk. her konuda çıkarını düşünen kişiden. kesin bu hareketlerinin de kendine sağladığı bir yarar vardı. sadece daha sılaa fark edememişti. sıla kendini böyle telkin ede ede sakinleşmeye çalıştı. varisi aşk kavramının içerisinde düşünmek sıla için oldukça yabancı kavramdı. gerçi bu kavram varis içinde farklıydı. Variste bunu kendi için düşünemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...