Kızlar eve varınca salonda toplanmış plan yapmaya çalışıyorlardı. Sıla ayaklanmış odada volta atarken " biz bu adamı bulduk ama nasıl ortadan kaldıracağız. Arkası sağlam. Öncelikle onu potadan düşürmeliyiz" tuana saçlarını karıştırarak "iyide onu nasıl yapıcaz?"dedi. Sıla başını olumsuz anlamda salladı. Bilmiyorum diyerek fısıltıyla konuştu.
Arya oturduğu koltukta dikleşirken "bu alparslan benim tasarımlarımı nerden biliyor ya? Sıla onu araştırır mısın?" Bütün kızların bakışları aryayı bulurken tuana "gerçekten! Konu bu mu arya? La havle" arya bakışlarını tuanaya çevirirken "kafama sokmayacaktın o zaman takıntılı muhabbetini. Bu senin suçun. Neyse ben gidiyorum" ayaklanmış bir halde konuşurken, asel oldukça ciddi bir şekilde "saat gece bire geliyor arya. Tam olarak nereye gidiyorsun!" Arya saati duymasıyla Asele döndü. "Ne? Saat bir! Gece bir!" Asel kaşlarını çatarken "evet!" Dedi.
Arya rotasını değiştirirken "günüm çok yoğun geçti. Hapise girip çıkmış biri olarak yatmaya gidiyorum" sıla arkasından alayla bağırdı. "Sorgu odası demek istedin herhalde. Takıntılın kurtardı seni unutma!!"derken arya döndüğü köşeden başını çıkartmış ve "bu konuyu bir daha açarsanız kıyamet kopacak." Diyerek uzaklaştı. Tuana da ayaklanırken asel de ayağa kalkmış "bende evime gideyim artık. Daha girmem gereken davalarım var"derken sıla "kalsaydın derdim ama kalmayacağını çok iyi biliyorum"dedi. Asel hah şunu bileydin der gibi gülümsemiş ve evden çıkmıştı. Herkes yataklarına dağıldı. Bu yoğun gün Nihayet bitiyordu.
Ertesi gün öğlene doğru yeni yeni ayılan kızlar kapılarının alacaklı gibi çalmasına karşı ayaklanmışlardı. Asel bütün kızları arayarak polislerin evlerine geleceklerini söylemiş ve kızlar hızla uyanıp ortalığı toparlamaya başlamıştı. Mesela sıla bilgisayarlarında ki gizli belgeleri flash diske atıp bilgisiyardan silmiş Alparslan dan aldığı belgeyi de odasında yer alan gizli bölmeye koymuştu.
Sultan abla hala çalan kapıya koştururken kızlarda holde toplanmış tek sıra halinde bekliyorlardı. Kapının açılmasıyla içeriye savcıyla polisler girerken bütün kızlar kaşlarını çattı. Onların arkasından giren asel savcının önüne geçti. "Savcım burda ne işiniz var?"derken alp gözlerini tuanaya dikip "burda oldukça önemli bir belgenin olduğuna dair ihbar aldık. "Savcı bakışlarını polislere çevirip"etrafa bakın"derken asel "arama belgenizi görebilir miyim savcım? " Savcı çatık kaşlarıyla cebinden çıkarttığı belgeyi Asele uzattı ve "aramaya başlayın"diyerek emir verdi.
Sultan abla içeriye giren polislerin arkasından kapıyı kapatırken kızlar her yere dağılan polislere baktı. Sıla sinirli bir şekilde "bu bilgiyi nerden öğrendiği hakkında bilgisi olan?"gözleri arya ve tuanaya giderken tuana çatık kaslarıyla "bunun hayatını kurtarmış biri olarak öldürmek bana düşer"dedi. Sılanın dediği şeyleri duymazlıktan gelmiş bir halde. Arya başını olumsuz anlamda sallayarak "o bir devlet memuru. bir Savcı!!" Tuana aryaya dönerken "bu beni ilgilendirmez"demiş ve savcıya doğru ilerlemişti. Asel, aryayla sılanın yanına gelirken sıla aynı soruyu ona da sordu.
Asel "bilmiyorum. Bu bilgiyi nerden öğrendiğini bulamadım"dedi. Sultan abla aryanın yanına giderken "efendim sizin kumaşlarınıza dokunuyorlar"derken arya bir anda öfkeyle bağırmaya başlamış ve polislerin yanına ilerlemişti.
Sultan aryanın peşinden ilerlerken sıla asele dönüp "sende git peşinden. Mazallah bir polise sıkmaya kalkar ani öfkeyle. Hiç durumu toparlayamayız." Asel başıyla onaylayarak aryanın peşinden koşturdu.
Sıla tuanayla savcının tartışmasını izlerken kapının çalmasına karşı gözlerini tuanadan ayırmadan kapıyı açtı. Ani dengesizliğini bildiğinden hakikatten savcıya sıkar korkusu vardı.
"Anlaşmayı uymadın karo!" Sıla berkin sesini duymasıyla afallamış bir halde berke dönmüştü. "burda ne işiniz var?"derken gözleri kaan ve berkte gezdi. Kaan resmi bir halde "sinek varisi seni bekliyor"derken sıla yüzüne gülümseme koydu. "söyleyin varisinize beni bir daha beklemesin. Onunla işim bitti. Kendi onayladığı anlaşmayı uymayıp, Hüseyin'i öldürmek için berke emir veren birine bir daha asla güvenmem. Şimdi, gidin!" Diyerek kapıyı kapatacaktı ki berk kapıyı tuttu.
"Bunu nerden çıkarttın?"derken sıla alayla güldü. "Kendi kulaklarımla duydum berk. Hala bilmezliğe yatıyorsun" öfkelenmeye başlayan sılaya karşı kaan oldukça ciddi bir halde " ne olursa olsun. Git bunu varisle konuş. Seni bekliyor"dedi. Sıla kaşlarını çatarak kapıyı sonuna kadar açtı. Bakışlarını kaan ve berkten çekmeden "savcım sana zahmet buraya da bir el at"diyerek bağırırken kaan ve berk duydukları cümleye karşı kaşlarını kaldırdı.
Savcı öfkeyle tuanaya yürüdü. "ortak olduğumuzu düşünmüştüm." Tuana aynı şekilde savcıya yürüdü. "Bu bilgiyi nerden öğrendiysen yalan haber!"derken sılanın savcıyı çağırmasıyla dip dibe bir birlerine ölümcül bakışlar atan ikili ayrılmış ikisi de sılaya dönmüştü. Bir kıvılcım yeterdi kavga etmelerine. Yada tuananın savcıya sıkmasına.
Savcı sılaya doğru ilerlerken kapıda olan berk ve kaana bakıp "bunlar kim?"dedi. Sıla oldukça ciddi bir şekilde "bende bilmiyorum ama sizin aradığınız belgeyle alakalı bir şeyler diyorlar. Tam çözemedim. Birde siz el atın dedim"diyerek geri çekilirken savcı kaşlarını kaldırmış bir halde Berk ve kaana yaklaştı. "O belgeyle alakalı ne biliyorsunuz " berk öfkelenmiş bir halde sılaya bakmıştı ki sıla onu umursamadan arkasına dönmüş ve tuananın yanına gitmişti.
"Onlar sinek varisinin adamı değil mi? Burda ne işleri var?" Sıla omuzlarını silkti. "Ondan önce belgeyi aldığımı duymuş. Onun hakkında beni ayağına çağırtıyor beyfendi. Daha çok bekler" tuana savcıya dik bir şekilde bakarken "bırak işte. Bir birilerini yiyip dursunlar." Tam o sırada öfkeyle bağırarak salona giren arya "bütün kumaşlarımı bütün tasarımlarımı dağıttılar. Şimdi söyleyin bana. Nasıl burda katliam çıkartmayayım" Sıla gergin bir surat ifadesiyle tuanaya döndü. "bu işi düzelt"derken tuana sabır çekerek aryayı sakinleştirmeye çalışırken aynı zamanda asele durdur şu aramayı imajı veriyordu. Yoksa arya burda gerçekten katliam çıkartırdı.
Kaan savcının konuşmasını oldukça ciddi ve düzgün cevaplar verirken "savcım sorması ayıptır isminiz nedir?" Savcı oldukça ciddi bir tavırla "alp araz."derken berk başıyla onaylamış "izninizi isteyelim biz. Sizin işinizi bölmeyelim"diyerek arkasına döndü. Savcı ikilinin arkasından oldukça dik bakarken bu berk ve kaanın ismini tekrar ederek araştırmayı düşündü.
İçeriye geçerken polislerin savcının yanına gelip "efendim ev boş. Her yere baktık. Öyle bir belge yok"derken arya hızla savcıya ilerledi. "Şimdi bizden kork savcım. Sıra bizde. Ve emin ol!! İşler pisleşmek üzere!." Savcı duygusuz bir halde aryanın cümlesinin bitmesiyle tuanaya baktı. "o belgenin burda olduğunu biliyorum. Bu durumu daha çok zorlamayın" derken tuana umursamaz bir halde omuzlarını silkti. Savcı iyice sinirlenirken evden çıkıp gitti.
Sokakta geri dönüşümleri toplayan ufak bir çocuk polislerin çıktığını görmesiyle onların gidişine baktı. Onların uzaklaşmasıyla anında alparslanı arayan ufaklık durumdan haberdar etti.
Asel polislerin gitmesiyle "bu alparslan herkese mi duyurdu? "Derken arya öfkeyle " onu bilmem ama eğer bu savcıya dava açıp kazanmazsan işte o zaman olanlardan ben meshul değilim. Bütün kumaşlarım bütün tasarımlarım dağıldı." Sesi sona doğru titremeye başlarken sıla aryaya sarıldı.
Asel aryanın dediğiyle başını sallarken "o iş bende. Hemen işlemleri başlatıyorum"demiş ve evden çıkmıştı.
Tuana kendini koltuğa atarken " savcıyla kavgalı olduk hiç yoktan. Puf"derken o sırada çalan sılanın telefonu konuşmaları böldü.
Sıla aryadan ayrılıp telefonu alıp arayana baktı. "Görkem arıyor"dedi. Ani gazla telefonu açarak "ne var?"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...