Eşsiz Savaş Ruhu 2

Bölüm 342: Nereye Gideceğine Karar Vermek

EŞSİZ SAVAŞ RUHU

Zirve Liderleri ve elçiler irkildi. Qin Nan'ın aniden bahisten bahsetmesini beklemiyorlardı. Sonuç olarak, hepsi dikkatlerini Jiang Bilan'ın figürüne yöneltti.

İki Kutsal Lider hafifçe kaşlarını çattı, ancak Zirve Liderleri kendilerine meydana gelen olayı açıkladıktan sonra rahatladılar ve ardından yüzlerinde gülümseme belirdi.

Bu genç delikanlı oldukça kinci.

Jiang Bilan'ın çekici yüzü, vücudu gerginleşirken anında kızardı.

İki Kutsal Bölgenin yetkililerinin hepsinin ona baktığını kolayca anlayabiliyordu. Dahiler kalabalığı da ona bakıyordu.

Bu yüzünün yanmasına ve kalbinin delinmesine neden oldu.

Qin Nan ne ima ediyordu?

İddiayı kimin kazandığına dair herhangi bir şüphe var mıydı?

Şimdi, sorusu sayesinde kalabalığın dikkatini onun üzerinde toplamıştı; onu küçük düşürmeye mi çalışıyordu?

Trading Alliance'ın Azizesi olarak Jiang Bilan, sıradan insanlardan çok daha hoşgörülüydü. Ancak, büyük bir aşağılanma duygusu nedeniyle, patlamanın eşiğinde olduğu için dudaklarını ısırmaktan kendini alamadı.

Buna katlanmak zorundayım!

Beni aşağıladığı için gelecekte bedelinin on katını ödemesine izin vereceğim!

"Seni aşağıladığımı mı düşünüyorsun?"

Aniden Qin Nan, gözleri Jiang Bilan'ın düşüncelerine göz atabiliyormuş gibi konuştu.

Jiang Bilan biraz şaşırmıştı.

Nasıl bildi?

"Düşüncelerini anladığımı düşünüyor olmalısın." Qin Nan, sakin bir gülümsemeyle söylediği gibi bir kez daha çiviledi, “Çok basit; sen çok bencilsin, sadece kendini önemseyen ve hedeflerine ulaşmak için her şeyi yapmaya hazır birisin. Bu nedenle, seni küçük düşürdüğümü düşüneceksin. Tabii bunların hepsi benim uydurduğum saçmalıklar, sadece şunu anlatmaya çalışıyorum..."

Qin Nan, "Seni gerçekten küçük düşürüyorum!" demeden önce bir an duraksadı.

KUYU!

Jiang Bilan, yüzüne inen güçlü bir tokat hissetti.

Qin Nan, sanki aklını okuyabiliyormuş ve eylemlerini açıklamaya çalışıyormuş gibi tüm bunları söyledi. Ancak sonunda aniden ses tonunu değiştirdi ve onu sadece küçük düşürdüğünü itiraf etti.

Sözleriyle oynama şekli onun üzerinde çok daha güçlü bir etki yarattı!

"Qin Nan, sen..."

Jiao Shiyi'nin gözleri, sanki şimdi her an ileri atılacakmış gibi, öldürücü bir aurayla alevler içinde kaldı.

"Ya ben?"

Qin Nan'ın gözleri soğudu, "Senin gibi beyinsiz bir aptalla zamanımı boşa harcama planım yok, siktir git!"

Bu Jiao Shiyi, bana meydan okumaya layık olduğunu mu düşünüyor?

Saygıdeğer kardeşi Jiao Zhe yüzünden olmasaydı, onu çoktan parçalara ayırırdım!

"Jiao Shiyi, pervasız olma!" Jiang Bilan, herkesi şaşırtacak şekilde, çekici gözleriyle Qin Nan'a dik dik bakarken Jiao Shiyi'den öfkeyi aldı, “Bugün bana bir ders verdiğin için teşekkürler; işte kılıcın!”

Qin Nan başlangıçta onu daha fazla cezalandırmayı planlamıştı, ancak eski kılıcı gördükten sonra sol gözü tekrar yanmaya başladı ve dikkatini başka yöne çekti.