Ep.1 "Ölüm vuslat benim için.."

20.3K 217 190
                                    

Hikayemize başlamadan önce kısa bir özet geçelim istedim. Mavinin Siyahı'nı okumayanlar için daha çok aslında. Bu hikaye, Söz 3. Sezon devam hikayesi niteliğinde olacak. 3. Sezonu izleyemeyen, bu konuda yaralı biri olarak, kendimce bir şeyler kurgulamaya çalıştım. Bu sadece Söz'ün orijinal hikayesinin devamı gibi değil de, diğer hikayemizle harmanlanmış şeklinin devamı gibi olacak. Yani orijinal hikayeden çok Mavinin Siyahı referans alarak yazılacak daha çok. Okumaya başlayınca ne demek istediğimi anlayacaksınız ama yine de aklınıza takılan, karışık gelen yerler olursa hemen cevaplarım. Mavinin Siyahı'nı okumayanlar için, burda orijinal hikayeden farklı kurguladığım kısımları belirteyim:

📍Yıldırım Kutlu ve Hamit Karasu, istihbaratın iki kurt ajanı. Yıllar sonra çocuklarına kavuştular.

📍Funda, Bahar ve Yavuz'un evliliğine başlarda karşı çıksa da, bunun tek sebebi kızının bu tehlikeli yerde kalmasını istememesiydi. Daha sonra Yavuz'u kendi evladı gibi bağına bastı.

📍Sinan ve Leyla Yavuz'un çocukluk arkadaşları. Evliler. Leyla Yavuz'un timinde üsteğmen, Sinan istihbaratçı.

📍Yiğit, Hamit Karasu tarafından yetiştirilmiş, arkadaşının emaneti olan, tıp eğitimli bir istihbaratçı. Yavuz'un süt kardeşi.

📍Bahar, Karabayır'da vurulup, Karabayır Hastanesinde tedavi gördü. Yani hikaye İstanbul'da değil, Karabayır'da başlıyor.

Sanırım şimdilik bu kadar. Atladığım detaylar olursa, kısa bilgilendirme geçerim yine. Şimdi çok uzatmayayım.

İçimdeki Yavuz ve Bahar özlemini ve onların yarım kalmış hikayesini yazma isteğini bastıramadığım için yazmaya başladım bu hikayeyi. Umarım siz de beğenir, keyifle okursunuz. Mavinin Siyahı kadar uzun bir hikaye olmayacak ama elimden geldiği kadar güzel ve uzun yazmaya çalışacağım. Ben yine hayal ediyorum, sizleri de hayallerime ortak ediyorum. İyi okumalar 🤗 Bu arada, hikayeye başlamadan önce, açıklama kısmını da bir okuyun derim ☺️

🥀

Yavuz'dan

Duyduğum şeyle kanım çekildi sanki. Kulaklarım çınladı. Gözüm karardı. Hayır, hayır. Yanlış duydum. Bu olamazdı, olmamalıydı. Ben birini daha kaybedemezdim. Sevdiğim kadını kaybedemezdim. Onu toprağa veremezdim. Gözümü önümdeki adamdan ayırmadan yutkunup kendime gelmeye çalıştım.

"Ba- baba. Yanlış duydun de baba. Bahar ö-ölmedi de, yalvarırım."

Olduğum yerde mıh gibi kalmış babamın, hayır oğlum Bahar ölmedi, karın ölmedi, demesini bekliyordum.

"Üzgünüm Yavuz ama başaramadı. Bahar'ı kaybettik. Şehit oldu Bahar."

Dişlerimi sıkıp gözyaşlarıma engel olmaya çalıştım. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemez haldeydim. İnanamıyordum ki Bahar'ın, Bahar'ımın öldüğüne. Nasıl ölürdü, nasıl solardı benim baharım? Beni bırakıp gidemez ki o, kıyamaz ki bana. Başımı çevirip babama baktım. Gözlerim dolu doluydu artık. Ayakta durmak için büyük çaba sarfediyordum.

"Baba, ölemez Bahar. Beni bırakmaz ki o. Beni bırakıp gidemez hiçbir yere."

Babam da yutkunup bir iki adım atıp yaklaştı bana. Onun da gözleri dolu doluydu.

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin