Bölüme geçmeden önce♥️
Mavinin Siyahı'nı okuyanlar bilir. Orda o kadar uzun, o kadar her şeyi yazmıştım ki, yeni bir hikaye talepleri olmasına rağmen yazabileceğimi hiç düşünmüyordum. Sonra Mavinin Siyahı bitince, diziyi de izleyemiyor oluşumun etkisiyle öyle özledim ki Yavuz ve Bahar'ı, tekrar yazmayı denedim. Başlarda beceremedim, bir yerden sonra hep tıkandı kurgu. Daha sonra sizlerden gelen fikirlerle, izleyemediğim üçüncü sezonu kendimce kurgulayayım dedim. Yazmaya başladığım anda da devamı geldi, geldi. Yazmaya ilk başladığımda amacım, Yavuz'un dizide ne hikmetse göremediğimiz o "sonsuz acı"sını yaşadığını görmek, daha sonra ikisini kavuşturup çok uzatmadan bitirmekti. Ama öyle olmadı.. Daha önce olduğu gibi yine yazdıkça yazasım geldi. Yazdıkça özlemim geçti. Yazdıkça mutlu oldum. Ben de yazdım da yazdım. Mavinin Siyahı kadar uzun sürmeyecek dediğim hikaye onu bile geçti gidiyor. Hala severek yazıyorum ama artık bir yerde bitirmem gerekiyor. Neyse canlar, çok uzattım. Hikayemiz büyük ihtimalle 150. bölümde final yapacak. Size şimdiden haber vereyim dedim. Daha yazıyorum, kurguyu toparlamadım ama 150'ye yetiştireceğim gibi. Bu da böyle veda yazısı gibi oldu ama daha birlikteyiz😉♥️ Daha fazla uzatmayayım, iyi okumalar🤗Yavuz'dan
Bahar'ın göğsüne yatmış, koynuna sokulmuş, beline sarılmış derin derin nefesler alıyordum. Bahar da bir eli belindeki kolumda, diğer eliyle usul usul saçlarımı severek sakince yatıyordu.
"Bahar, iyi misin canım?"
Bahar derin bir nefes alıp saçlarımı öptü.
"Çok iyiyim."
Gülümseyip devam ettim.
"Çok yormadım seni di mi?"
"Valla bir miktar yordun hayatım, sanırım birkaç gün de bu yüzden dinlenmem gerekecek."
Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Kaşlarımı çatıp sitemkar şekilde nefes verdim.
"Ben sana dedim ama Bahar. Yorarım seni dedim. Dinlemedin beni, bak ne oldu? Ağrın falan mı var? Ne yapayım, sana bir bitki çayı yapayım mı?"
Yataktan kalkmak isteyince Bahar gülerek kolumdan tutup engel oldu.
"Hayır Yavuz, gitme bir yere. Takılıyorum sadece, ben çok iyiyim sevgilim. Klasik bir yorgunluk sadece, yani her zaman olan kadar. Ama kendimi harika hissediyorum. Öyle özlemişim ki seni, hiç bitmesin istedim."
Muzırca gülüp dudaklarına eğildim. Üst dudağını kavrayıp tutkuyla öptüm. Bahar da bir elini yüzüme getirip karşılık verdi öpüşüme. Yavaşça ayrılıp bu sefer boynuna sokuldum. Koklayarak öpücükler bıraktım narin boynuna. Başımı boynundan çekmeden koynuna yattım. Bahar da başını başıma yaslayıp devam etti saçlarımı sevmeye.
"Yavuz, keşke bu sakallarını hiç kesmesen. Böyle sen öperken içimi gıcıklıyorlar, çok hoşuma gidiyor."
Gülerek başımı sağa sola çevirip sakallarımı sürtünce Bahar da nefes vererek güldü.
"Kesmem. Karımı böyle güzel kendinden geçiren bir şeyi niye keseyim canım?"
Bahar gülerek elini sakallarıma getirip sevdi.
"Ama işe başlayınca keseceksin mecbur."
"Ben de başlamam o zaman."
Bahar yüzümdeki eliyle başımı yukarı çevirdi biraz. Kendisi de başını eğip yüzüme baktı.
"Ne demek o? Ne demek başlamam?"
Bir şey demeden tekrar yerleştim göğsüne.
"Boşver Bahar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...