Yavuz'dan
Bahar oturduğu yerde sabırsızca kıpırdanıyordu. Ben de bıyık altı gülüyordum bu hallerine.
"Of nerde kaldı bu dürümler? Benim karnım çok aç."
"Tamam hayatım sabırlı ol. Gelir birazdan."
"Yavuz, siz buraya sık sık geliyor musunuz?"
"Yani ben pek sık gelmiyorum da bizim çocuklar her fırsatta soluğu burda alıyorlar. Özellikle Keşanlı."
"Ben ilk defa geliyorum ama güzel bir yermiş. Karnımı doyurursam daha da güzel bir yer olabilir."
Gülerek kafa salladım.
"Dürümleri de güzeldir. Keşanlı bayılıyor buranın dürümlerine."
"Yavuz."
"Canım."
"Havalar düzelince şöyle hep beraber bir piknik falan mı yapsak? Ne zamandır mangal yapmıyorlar Sinan'la Mücahit."
"Olur tabi, güzel olur. Bahar gelsin, yaparız tabi."
Bahar gülümseyerek bakarken dürümler geldi. Garson dürümleri ayranları bırakıp gidince Bahar iştahla yemeye başladı.
"Iıımm gerçekten çok güzelmiş. Geçen akşam da burdan alsaymışsın keşke."
"Hangi geçen akşam?"
Bahar ağzındaki lokmayı yutup konuştu.
"Ya işte İstanbul'a gideceğiniz akşam dürüm almıştın ya, onu diyorum."
"Ha evet, o akşam yolumuzun üstündeki yerden almıştım doğru. Zaten asıl amacım dürüm almak değil senin dikkatini dağıtmaktı. Operasyona gideceğimi söyleyince endişelenecektin, ben de konuşmayı geciktirmeye çalışıyordum."
Bahar gülerek bir ısırık daha aldı dürümden. Ben de bir yandan Bahar'a gülüyor bir yandan yiyordum. Bahar ayranı içince dudağına bulaştı. Ben buna iyice gülmeye başladım. Bahar başını kaldırıp 'ne var' der gibi iki yana salladı kafasını. Peçeteyi alıp uzandım oturduğum yerde. Dudağındaki ayranı silip geri yerime oturdum. Bahar da gülüp elini dudağına getirdi.
"Her tarafıma bulaştırdım di mi?"
"Evde olsaydık ben daha güzel alırdım o ayranı ordan da, işte insanların içinde ayıp olur şimdi."
Bahar utanıp eğdi başını.
"Ya Yavuz."
Bu utangaç hallerine gülerek devam ettim yemeye. Bahar da gülümseyerek bana bakarken birden kesti gülmeyi. Gözlerini kısıp arkamda bir yere çevirdi bakışlarını. Ben de kaşlarımı çatıp baktım.
"Bahar?"
Bahar hala aynı şekilde bakarken başımı çevirip arkama baktım, nereye baktığını anlamak için. Tuhaf bir durum yok gibiydi. Tekrar Bahar'a dönüp konuştum.
"Bahar, canım nereye bakıyorsun?"
Bahar ağzındaki lokmayı yutup kaşlarını çattı.
"Şu kız sana mı bakıyor?"
Kaşlarımı kaldırıp arkama döndüm tekrar.
"Hangi kız?"
"Sen ne bakıyorsun ya? Dön bana!"
Hemen başımı tekrar Bahar'a çevirdim.
"Tamam hayatım, ne bakacağım ben?"
Bahar hala ters ters bakarken ben dudaklarımı büzmüş Bahar'a bakıyordum. Bayılıyorum şu beni kıskanan hallerine. Kıskanınca da ayrı bir güzel oluyor iki gözümün çiçeği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...