Bahar'dan
"Canım, hadi biraz dinlen sen de. Geceden beri perişan oldun."
Yüzümü sıvazlayıp geriye yaslandım.
"İyiyim ben Leyla."
Leyla elini sırtıma getirip sıvazladı.
"Bahar böyle olmaz ama. Bak geceden beri uykusuzsun. Çocuklar da perişan oldular. Hadi gel biraz eve gidelim. Bak benim de gidip Zeynep'i almam lazım. Seni de eve bırakayım, birkaç saat dinlen. Sonra yine gelirsin. Hadi Bahar."
"Burdan ayrılmak istemiyorum Leyla. Gidersem daha iyi olamam ki. Yavuz burda öylece yatarken, ben iyi olamam ki. Ha burda ha evde ne farkeder?"
Leyla derin bir nefes alıp ısrar etmedi daha fazla. Dönüp elini tuttum.
"Hadi sen git Zeynep'in yanına. Uyanıp seni göremezse huzursuz olur."
Leyla kararsızca bakıyordu. Tebessüm edip kafa salladım.
"Hadi Leyla."
Leyla burukça kafa salladı.
"Tamam. Zeynep'i doyurup kreşe bırakır sonra da gelirim. İkizleri de götüreyim mi kreşe?"
"Aslında iyi olur. Hastanede kalmasınlar daha fazla."
Başımı çevirip hala uyuyan oğullarıma baktım. Sinan'la Kopuk, başlarını ikizlere yaslamış oturuyorlardı onlar da. Gülümseyip Leyla'ya döndüm.
"Bizimkiler daha uyuyor, sen bekleme onları. Zeynep uyanmadan git."
"Tamam. Sinan da sonra ikizleri götürür o zaman."
Ben kafa sallayınca Leyla kalktı yanımdan. Sinan'la konuşup gitti. Ben de kalkıp Sinan'la Kopuk'un arasına oturdum. Tim de karşımızda bir oraya bir buraya yürüyordu.
"Hepiniz perişan oldunuz geceden beri. Burda yapacak bir şey yok. Ayrıca yorgunusunuz da. Siz de gidip dinlenseniz biraz."
Ali Haydar abi karşıma gelip tebessüm etti.
"Biz iyiyiz Bahar. Erdem yarbay gelecek birazdan. Sen bizi düşünme."
Başımı sallayıp Sinan'a döndüm.
"Ben alayım artık onları. Birazdan uyanırlar."
"Tamam Bahar. Uyandıktan sonra ben götürürüm onları kreşe."
Sinan'a kafa sallayıp kucağındaki Yiğit'e uzandım. Oğlumu kucağıma alıp Kopuk'a döndüm. Yağız'ı da almak için uzanınca Kopuk itiraz etti.
"İkisini birden nasıl alacaksın Bahar? Kalsın işte uyanana kadar."
"Odaya götüreceğim Kopuk. Altlarına da bir bakmak lazım."
"Tamam, o zaman Yağız'ı ben getireyim."
"Tamam."
Ben ayağa kalkınca Kopuk da kalktı benimle. Çocukların çantasına uzanınca Kopuk benden önce davranıp aldı çantayı. Gülümseyip yürüdüm odama doğru. Odaya gelince kapıyı açıp içeri girdim.
"Kopuk, Yağız'ı şöyle yatırabilirsin."
Kopuk kafa sallayıp Yağız'ı sedyenin üstüne yatırdı. Çantayı da sandalyeye koyup bana döndü.
"Bir şeye ihtiyacın olursa seslen Bahar."
"Saol Kopuk."
Kopuk gülümseyip çıktı dışarı. Kapıyı kapatıp sedyenin yanına gittim. Yağız'ın başını sevip Yiğit'in başına bir öpücük kondurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...