Yavuz'dan
"Yavuz şurda dursana biraz."
"Neden hayatım?"
"Baksana çok güzel burası, fotoğraf çekelim."
"Durayım durayım da bu gidişle Sümela'ya varamayacağız."
"Hadi hadi."
Gülerek sağa çektim arabayı. Bahar hemen inip telefonunu çıkardı. Ben de oğlanlara bakıp indim arabadan. Paşalar uyumuştu yolda. Bahar bir taraftan fotoğraf çekiyor bir taraftan şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Bu nasıl olmuş ya? O kaya yukardan yuvarlanıp burda böyle kalmış mı yani?"
Ben de kaşlarımı çatmış bakıyordum. Gerçekten ilginç görünüyordu. Yukardan, dağ tepesinden akan su, küçük bir şelale oluşturmuştu. Ortada duran kocaman bir kayaya çarpan sular etrafa saçılarak akıyordu. Doğa muhteşemdi gerçekten.
"Öyle olmuş herhalde. Ya da kaya hep burdaydı."
"Hadi gel bir de selfie yapalım."
Gülerek gidip sarıldım Bahar'a. Bahar da başını başıma yaslayıp birkaç fotoğraf çekti. Başımı çevirip tekrar arabaya baktım. Çocukları arabada bırakmıştık.
"Hadi gidelim Yavuz, çocuklar yalnız kaldı."
"Tamam canım, hadi."
Tekrar bindik arabaya. Sümela'ya çıkan yolun kendisi bile görülmeye değerdi. İnsan doğaya, yeşile, maviye doyuyordu burda.
"Yavuz saat dört oldu. İki saatte gezebilecek miyiz acaba?"
"Gezeriz canım gezeriz. Gezebildiğimiz kadar artık. Bu sarı kafalar da uyudular. Onları ne yapacağız?"
"Uyanır onlar sen merak etme. Uyanmazlarsa da bırakamam o kadar uzun süre yavrularımı kimseye."
"Aman da aman, ne de güzel anne olmuş bu kadın. Daha da ne kadar güzel olurmuş şöyle daha fazla çocuk doğursa da pek bir güzel olurmuş."
Bahar benim tatlı tatlı konuşmama gülüp bana çevirdi başını.
"Bak bak dillere bak. Yani Yavuz, şu konuyu dönüp dolaşıp da istediğin yere getiriyorsun ya, hayran oluyorum doğrusu."
"Teveccühün karıcım."
Bahar gülerek uzanıp yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Ohh."
Bahar kıkırdayıp yaslandı koltuğa. Ardından arkaya dönüp oğlanlara baktı.
"İşte, uyandı bile benim paşalarım. Annecim, kuzucuklarım benim. Bakın babanız ne diyor, siz de ister misiniz bir kardeş?"
"İsterler isterler. Şöyle bir kız kardeşleri olsa bayılırlar bile. Di mi lan sıpalar?"
Ben dikiz aynasından oğlanlara bakarken, Bahar da gülüyordu. Hadi bakalım doktor hanım, sizi de ikna etmem yakındır bu gidişle.
➰
Sümela'yı da gezdikten sonra bir şeyler yemek için şirin bir yere gelmiştik. Ben birden derin bir nefes alınca Bahar başını bana kaldırdı.
"Yavuz, canım n'oldu?"
Bahar'a bakıp burukça güldüm.
"Bitti, tatilimiz bitti. Yarın yine dönüyoruz Karabayır'a."
Bahar da hafifçe gülüp masanın üstünden uzanıp elimi tuttu.
"Tekrar geliriz hayatım, tekrar yaparız tatil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...