Yavuz'dan
"Yavuz, acaba diyorum salona mı geçsek?"
Başımı dizinden kaldırıp yanına oturdum.
"Neden canım?"
"Ya burda böyle yattıkça kendimi hasta gibi hissediyorum."
"Ama dinlenmen lazım Bahar."
"Tamam, kanepeye uzanırım."
Bahar tatlı tatlı bakarken ben de gülüp oğlanlara uzandım.
"Tamam sevgilim, sen nasıl istersen. Ben oğlanları alayım göğsünden. Sonra da seni götürürüm içeri."
Bahar kafa sallarken ben de oğlanları almaya çalışıyordum ama bırakmıyorlardı Bahar'ı. İki yanından kollarına sarılıp göğsüne yatmış, bırakmıyorlardı annelerini.
"Oğlum, hadi içeri gideceğiz babacım."
İkizler memnuniyetsiz sesler çıkararak iyice sokuluyorlardı Bahar'a. Bahar da dudaklarını büküp eğdi başını.
"Tamam annecim, gitmeyelim o zaman. Burda böyle kalalım biz."
Ben de gülümseyip bıraktım oğlanları. Annelerinden ayrılmak istemiyorlardı. Onlar da benim gibi tekrar kaybetmekten korkuyorlardı annelerini. Ben de burukça baktım annelerine sıkı sıkı sarılmış oğullarıma.
"Anlaşılan biz kolay atlatamayacağız seni kaybetme korkusunu. Mavişler de bırakmıyor annelerini."
Bahar da dolu gözlerini bana çevirdi.
"Sen de gel sevgilim. Yanıma gel."
Gülümseyerek yaklaştım Bahar'a. Yağız'ın yanına gidip başımı Bahar'ın omzuna dayadım. Bahar da elini yüzüme getirdi.
"Ben bayılıyorum mavişlerime. Yavuz, acaba Umut'un gözleri de sana benzer mi?"
Gülümseyip elimi karnına getirdim.
"İnşallah her şeyiyle sana benzer. Annesi gibi güzel, annesi gibi cesur, annesi gibi harika biri olur."
"Gözleri mavi olsun isterim ben ama."
"İki tane mavişin var zaten Bahar. Umut da annesi gibi olsun işte. Annesi gibi gülünce kısılan gözleri olsun. Küçük ağızlı, hokka burunlu, güzeller güzeli bir kız olsun."
Bahar da gülüp başını başıma yasladı.
"Olsun sevgilim. Nasıl istiyorsan öyle olsun."
Gülerek devam ettim karnını sevmeye. İkizler de başlarını kaldırıp ayrıldılar Bahar'dan. Gülerek ellerini göğsüne getirdiler.
"Anlaşılan senin mavişler acıktı. Oğlum, öyle doymaz o göbüşler. Babanız size şimdi güzel bir kahvaltı hazırlasın ha?"
"Ben de biraz emzireyim o zamana kadar."
"Tamam canım. Ben de kahvaltı hazırlayayım çocuklara."
Tam yataktan kalkıyordum ki Bahar'ın sesiyle geri döndüm.
"Yavuz."
"Söyle canım."
"Bu kadar iyi bir eş, bu kadar iyi bir baba olduğun için teşekkür ederim. İyi ki kocamsın, iyi ki çocuklarımın babasısın. Çok seviyorum seni."
Gülümseyerek yaklaştım.
"Sen öyle iyi, öyle güzel, öyle şefkatli bir annesin, öyle mükemmel bir eşsin ki, sen sadece çocuklarına değil, bana bile annelik yaptın Bahar. Hasret kaldığım anne şefkatini bile bana sen verdin. Benim yaptığım bunların yanında ne ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
Hayran KurguBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...