Yavuz'dan
"Güzelim biraz da ben kullansaydım. Yoruldun sabahtan beri."
"İyiyim ben canım. Sen nasılsın, yoruldun mu?"
"Ben niye yorulayım Bahar? Oturuyorum burda sepet gibi. Asıl sen yoruldun."
Ben kaşlarımı çatmış, dudaklarımı bükmüş bakarken, Bahar gülerek elini yüzüme getirdi. Bakışlarını bir anlığına yoldan ayırıp bana baktı.
"Ya, yapma şöyle, sallandırma şu alt dudağını"
Başımı çevirip Bahar'a baktım. O da elini çekip tekrar yola verdi dikkatini.
"Ne vardı biraz da ben kullansaydım? Araba kullanmak ciğerlerimi yormazdı heralde?"
"Ciğerlerini yormazdı ama sürekli sabit şekilde oturmak yaralarını acıtabilirdi."
"Ya Bahar yara mı kaldı Allah aşkına? İyileştim güzelim ben. Sen de rahatla artık. Aslında bence ciğerlerim de iyi de."
Elimi göğsüme getirip derin derin nefesler aldım.
"Valla iyi."
Bahar gülerek bana kısa bir bakış atıp yola döndü tekrar.
"İyi olsun iyi olsun. Yaraların da iyileşsin ki ben yenilerini açabileyim."
Anında parladı gözlerim. Gülerek Bahar'a döndüm.
"Bana diyene bak. Bakıyorum da siz de iyice edepsiz oldunuz doktor hanım."
"Ee, üzüm üzüme baka baka karardı."
Gülerek baktım Bahar'a. Ardından başımı çevirip arkada oturan oğullarıma baktım.
"Paşalar, sizden n'aber?"
İkizler ağızlarında emzik, tepkisizce bakıyorlardı bana.
"Bahar bunlara n'oldu? Çok sakinler."
"Yayla havası daha şimdiden iyi geldi herhalde. Yol da yormuştur benim oğluşlarımı. Annecim, az kaldı bebeğim, birazdan varmış olacağız."
Bahar dikiz aynasından bakarak konuşunca gülümsedi ikisi de.
"Haah, tamam, oğlanlar normale döndü. Bana bakın sarı sıpalar, anneyle aramıza girmek yok. Biz ananızla haftaların hasretini dindireceğiz ve eğer aramıza girerseniz bu sefer oğlum falan dinlemem, yerim yanaklarınızı."
Ellerimi uzatıp gıdıklayınca gülmeye başladılar ikisi de.
"Ya Yavuz, çocuklara neler diyorsun hayatım?"
"Ne var hayatım? Anlamıyorlar ya."
"Tamam tamam hadi bakın geldik mavişler."
Önüme dönüp baktım etrafa.
"Valla hava karardı falan ama burası harika görünüyor."
"Yarın sabah çok daha harika görünecek. Ben fotoğraflarına baktım, gerçekten harika bir doğası var buranın."
Bahar arabayı sağa çekip parketti.
"İşte geldik."
Bahar arabadan inince ben de inip etrafıma bakındım. Kollarımı açarak gerindim. Derin bir nefes alıp kapadım gözlerimi.
"Oh, mis gibi dağ havası."
Bahar da gülerek kafa salladı.
"Di mi? Hadi girelim artık otele."
"Tamam canım."
Arka kapıları açıp çocukları aldık kucağımıza. Bahar başını çevirip etrafına bakındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanficBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...