Yavuz'dan
Yatakta sırtüstü yatan Bahar'ın üzerine eğilmiş, sinsi sinsi gülerek geceliğinin göğüs dekoltesine öpücükler konduruyordum. Göğsünden boynuna doğru öpücükler bırakırken, Bahar başını yana çevirmiş uyuyordu hala. Artık öperek de uyandıramıyoruz bizim hatunu. Gülerek elimi karnına getirdim.
"Siz iyice uykucu yaptınız ama anneyi."
Başımı kaldırıp baktım Bahar'a. Uyurken çok güzel oluyordu. Gülümseyip başımı göğsüne yasladım. Sıkıca doladım kolumu beline. İyice kendime çekip kapadım gözlerimi. Kalkıp tabura gitmem lazım ama özellikle son zamanlarda Bahar'dan ayrılmak istemiyorum hiç. Onunla daha çok vakit geçiriyorduk artık ve ben karımdan bir an bile ayrılmak istemez bir hale gelmiştim iyice. Tamamen kapılmıştım Bahar'ın büyüsüne. İçim dışım Bahar olmuştu. Hiç şikayetçi değildim bundan. Bahar'ın beni mest eden büyüsüne ayrıca aşıktım. Tek sorun onsuz geçirdiğim vakitlerdi.
Bugün de sınırötesine bir operasyona gidecektik. Kopuk'un beklediği istihbarat gece gelmişti. Bugün bir mühimmat sevkiyatı yapılacaktı bölgeye. Gidip silahları ve diğer mühimmatları alacaktık. Bölgede peyda olan yeni terörist gruplarına gönderiliyordu silahlar, bizim de engellememiz lazımdı. Kısa süreceğini düşündüğümüz ama tehlikeli bir görevdi. Bölgedeki grupların sayılarıyla ilgili net bir bilgi alamamıştık henüz ama mühimmatları ele geçirmek için bugün gitmeliydik ve daha fazla istihbarat için bekleyemezdik.
Derin bir nefes alıp iyice yerleşim Bahar'ın göğsüne. Gözlerimi kapatıp durdum bir süre daha. Biraz daha oyalanırsam geç kalacağım. Başımı yavaşça kaldırıp gerdanına bir öpücük kondurdum. Gülümseyerek baktım yüzüne. Bu sefer dudaklarına eğilip küçük bir öpücük kondurduktan sonra, iç çekip kalktım yataktan. Ses çıkarmadan üstümü değiştirip tekrar Bahar'a döndüm. Yorganı üstüne çekip saçlarını sevdim. Gülümseyerek kısık sesle konuştum.
"Alasmaladık sevgilim."
Alnını öpüp çıktım odadan. Kapıyı yavaşça kapatıp gidip montumu giydim. Dış kapıyı da açıp sessizce çıktım evden. Bahar'ımın güzel gözlerini de görsem iyiydi gitmeden önce ama neyse artık. Hamilelik yoruyor onu, tabi biraz da ben. Uyusun da dinlensin iki gözümün çiçeği.
➰
Tabura girmiştim ki telefonum çaldı. Çıkarıp bakınca, ekrandaki isimle gülümsedim.
"Canım."
"Yavuz nerdesin?"
"Güzelim tabura geldim ben, bugün önemli işler var."
"Beni neden uyandırmadın?"
"Çok güzel uyuyordun, kıyamadım."
"Ya ama seni göremeden başladım güne. Uyandırsaydın keşke."
Gülerek konuştum.
"Artık akşama görürsün yüzümü."
"Peki bugün var mı bir operasyon falan, dün konuşamadık."
Derin bir nefes alıp konuştum.
"Evet, sınırötesine gideceğiz."
"Ne? Ve sen beni uyandırmadan, benimle vedalaşmadan gittin öyle mi? Aşkolsun Yavuz."
"Ben seninle vedalaştım güzelim. Öptüm, kokladım, sarıldım."
Bahar'dan ses gelmedi bir süre. Kaşlarımı çatıp konuştum.
"Bahar?"
"Akşam döneceksin di mi? Yani uzun bir operasyon değil di mi?"
Sesi değişmişti Bahar'ın. Ağlamaklı bir halde konuşuyordu. Ben de burukça gülümseyip konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...