Bir hafta sonra
Yavuz'dan
"Yavuz ikizlerin çantalarını aldın mı?"
"Aldım canım."
"Umut'un çantası?"
"Onu da aldım."
"Ben bizim elbiselerimizi koymamıştım valize karışmasın diye. Onları aldın mı?"
"Aldım hayatım."
"Tamam. Çiçeği çikolatayı İstanbul'da hallederiz. Bütün eşyalarımız hazır. Haa, bir dakka. Hediyeler, onları ayarlamadık."
"Ben ayarladım canım. Merak etme."
Bahar gülümseyip kafa salladı.
"Tamam. Bir düşünelim eksik bir şey kalmasın."
Bahar gözlerini kısmış, dudakları kemirerek düşünüyordu. Biz de oğullarımla Bahar'ın, artık çıkabiliriz, demesini bekliyorduk. Umut da pusetinde, ağzında emzik, dikkatle bakıyordu annesine.
"Bahar, canım. Hiçbir eksik yok. Her şeyi aldık. Bir haftadır hazırlanıyorsunuz zaten. Hadi çıkalım artık, yoksa geç kalacağız."
"Tamam tamam. Hadi. Taksi de gelmiştir zaten. Annecim, hadi gidiyoruz. Tutun bakalım elimi. Yavuz sen de Umut'u al. Çıkalım evden. Sonra da dönüp valizleri alırsın. Hadi hadi, geç kalmayalım."
Gülerek kafa salladım. Bahar ikizleri elinden tutup yürütünce ben de kızımı aldım pusetiyle.
"Babacım. Kız yerim ben seni. Prensesim benim."
Umut gülümseyince ben de gülüp alnını öptüm.
"Yavuz hadisene geç kalacağız."
"Tamam ya. Ben seni bekledim o kadar, şurda iki saniye kızımı öpüyorum."
"Hadi hayatım hadi."
Bahar evden çıkınca ben de Umut'a eğdim başımı.
"İki dakka rahat yok ya."
Gülerek öpücükler kondurdum eline alnına. Ardından ben de çıktım evden. Taksi de o sırada gelmişti.
"Canım siz geçin. Ben valizleri alıp geliyorum."
"Tamam canım."
"Abi yardım lazım mı?"
Dönüp taksiciye baktım.
"Aslında iyi olur ya. Bütün evi aldık da biz yine."
Taksici alttan alttan gülünce, Bahar da göz devirip çocukları taksiye bindirdi. Biz de gidip valizleri alıp geri döndük. Bahar Umut'u da koyup kendisi de oturdu koltuğa. Biz de valizleri yerleştirip bindik taksiye.
"Baba, uçağa ne zaman bineceğiz?"
"Birazdan oğlum. Uçağa binmeye gidiyoruz işte."
"Havaalanına gidiyoruz anlaşılan abi."
"Aynen kardeşim."
Taksici kafa sallayıp arabayı çalıştırdı.
"Yavuz, Umut'un küçük bir çantası daha vardı. Onu unutmadın di mi?"
"Aldım canım aldım merak etme. Rahatla artık biraz."
"Ya ne bileyim, heyecanlıyım galiba. Seviyorum ben böyle seremonileri."
Arkaya dönüp gülümsedim. İkizler ellerinden hiç bırakmadıkları peluş oyuncaklarıyla oynuyorlardı. Uçağa binecekleri için çok mutlulardı. Umut da ilk defa binecek uçağa. İnşallah ağlamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanficBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...