Ep.114 "Senin uğruna ölmek, ölmelerin en güzeli"

1.7K 102 75
                                    

Yavuz'dan

"Evet annecim, biz bu akşam gelemeyeceğiz yarın görüşürüz, olur mu? Tamam annecim ben de öpüyorum."

Bahar telefonu kapatıp yanımıza geldi.

"Bahar, benim yüzümden programınızı bozmasaydınız. Anneni görmeye geldiniz sonuçta. Siz gidin, ben Zeynep'le kalırım evde. Zaten tatilinizi de berbat ettim."

Bahar telefonu bırakıp Leyla'nın yanına oturdu.

"Aşkolsun Leyla. O ne demek? Biz nasılsa gider görürüz annemi. Göremesek de sorun değil, başka zaman görüşürüz. Sen böyle üzgünken, biz tatil mi düşüneceğiz yani?"

Leyla burukça bakıp tebessüm etti. Ben de hala öfkeyle oturuyordum. Akşam olmuş, Leyla biraz olsun sakinlemişti ama hala çok üzgündü. Ağzına tek bir lokma almamıştı. Çocuklar da uyumuştu. Leyla başını bana çevirince kıpırdandım yerimde.

"Yavuz, ben boşanacağım Sinan'dan. Benim senden başka ailem yok. Bana yardım et, bir akıl ver. Ne yapayım, nasıl yapayım?"

Gözlerim doldu benim de. Oturduğum koltuktan kalkıp Leyla'nın yanına oturdum. Ellerimi yüzüne getirip alnına bir öpücük kondurdum. Yüzüne bakıp hafifçe tebessüm ettim. O da dudaklarını büzmüş usul usul akıtıyordu gözyaşlarını.

"Canım benim, canım kardeşim, ben her zaman senin yanındayım. Sen şimdi biraz sakinleş, sonra ne istiyorsan yapacağız. Tamam mı?"

Leyla usulca kafa salladı. Bahar da dolu gözleriyle bakıyordu. Elini Leyla'nın sırtına getirip sıvazladı. Ellerimi yüzünden çekince hafifçe Bahar'a döndü Leyla.

"Leyla, canım. Sabahtan beri bir şey yemedin. Bak akşam oldu nerdeyse. Hadi iki lokma ye. Hasta edeceksin kendini."

"İstemiyorum Bahar."

"Ama olmaz ki böyle."

"Leyla, hadi ye bir şeyler. Zeynep'in annesine ihtiyacı var."

Leyla burukça bana bakıp kafa salladı. Bahar da gülümseyip Leyla'yı kaldırdı ayağa. Onlar mutfağa gidince yüzümü sıvazlayıp önüme döndüm. O sırada çalan kapıyla kalktım yerimden. Kim geldi yine? Kapıyı açınca gördüğüm yüzle öfkem tepeme çıktı. Sinan kızarmış gözleriyle telaşla konuştu.

"Yavuz, Leyla burda mı?"

Ulan Bahar'ın dediği gibi, gerçekten dejavu yaşıyoruz be ama bir farkla. Birazdan ağzını burnunu kıracağım bu adamın. Ben öfkeyle bakarken Sinan aynı telaşla tekrar konuştu.

"Yavuz Leyla burda mı? Sabahtan beri onu arıyorum. Gitmediğim, bakmadığım yer kalmadı. Karım burda mı?"

Sinan üzüntüden ve talaştan perişan görünüyordu ama şu an ona kafa yoracak durumda değildim. Öfkeyle elimi yakasına getirip kapıdan uzaklaştırdım. İleri doğru ittirip çektim elimi.

"Karın öyle mi? Karın. Hangi karın pardon? Şu yatağına başka kadın attığın karın mı?!"

Ben öfkeyle konuşurken Sinan da üzgün bir halde bakıyordu. Tam konuşmak için ağzını açmıştı ki yumruğumu suratına yapıştırdım. Sinan sendeleyip geriledi biraz. İşaret parmağımı uzatıp sinirle salladım.

"Ulan dua et yeğenimin babasısın. Yoksa ben sana yapacağımı biliyordum!"

Sinan toparlanıp bana döndü. Dudağı kanamıştı. Ben hala öfkeyle hızlı hızlı soluyordum. Sinan dudağını elinin tersiyle silip, gözyaşlarını akıtarak konuşmaya başladı.

"Yavuz, sana yemin ederim ben Leyla'yı aldatmadım."

Sinirle yaklaştım Sinan'a.

"Ulan utanmadan gözümün içine baka baka yalan mı söylüyorsun sen hala?! Leyla seni yatakta başka bir kadınla yakalamış lan!"

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin