Ep.80 "Bahar'ın kokusu sinmiş üstüne"

1.9K 120 34
                                    

Yoruldum kapında düşmeye geldim...

Leyla'dan

"Yok, yok burda. Zaten niye gelmiş ki buraya? Ben hiçbir şey anlamadım."

Endişeyle etrafıma bakınıyordum. Yavuz'un telefonunun en son sinyal aldığı yere gelmiştik ama burda yoktu. Sınırın yakınında açık bir alandı burası. Yavuz niye gelmiş ki buraya? Ben kaşlarımı çatmış dururken, Sinan ve Kopuk ilerde bir bölgeye bakıyorlardı dikkatle. Ben de onların baktığı tarafa çevirdim başımı.

"Nereye bakıyorsunuz siz?" 

İkisi de hızla bana çevirdiler başlarını.

"Hiç."

Aynı anda konuşunca bir anlığına birbirlerine baktılar.

Kaşlarımı çatıp baktım ikisine de.

"Bana bakın, ne oluyorsa söyleyin çabuk."

Ben çatık kaşlarımla bakarken onlar da kararsızca bakıyorlardı.

"Sinan."

Sinan sıkıntıyla nefes verip konuştu.

"Tamam tamam, zaten korktuğumuz gibi de olmadı, söyleyebiliriz. Burası mayınlı arazi. Yavuz'un buraya geldiğini öğrenince aklıma deli deli düşünceler geldi ama neyse ki Yavuz bizim kadar deli düşünmemiş."

Korkuyla baktım Sinan'a. Ardından bakışlarımı tekrar araziye çevirdim. Yutkunup baktım dikkatlice.

"Bence biz abartıyoruz ya. Yavuz yapmaz öyle bir şey. Biz telaştan mantıklı düşünemiyoruz. Yoksa Yavuz niye böyle bir delilik yapsın? O şimdi eminim bir yerde oturmuş, Bahar'a kendini affettirmenin yollarını düşünüyordur."

Dudaklarımı büzüp baktım Sinan'a. Gözlerim dolunca Sinan yutkunup geldi yanıma. Gidip göğsüne kapattım başımı. Sinan kollarını dolayınca iyice büzüştüm sığındığım yerde.

"Tamam canım, üzülme, bak göreceksin çıkacak bir yerden. Çok üzgün biliyorsun, kafasını toparlamak, düşünmek istemiştir. Rahat rahat üzülmek istemiştir."

"Ama niye buraya geldi? Sonra nereye gitti? Sinan, Yavuz iki gündür ne kadar perişandı biliyorsun. Şimdi bir de bu boşanma olayı tuz biber olmuştur yaralarına."

"Biliyorum canım biliyorum. Ama sen de Yavuz'u biliyorsun. O hep tek başına baş etmeye çalıştı dertleriyle. Sadece Bahar'la paylaştı içindekileri. Şimdi o da yok, yine tek başına toparlanmaya çalışıyordur. Hem oğullarına böyle bir şey yaşatmaz o."

"Ama dün gece yaptığı?"

"Bir anlık bir vazgeçişle yapmıştır onu. Ne yaptığının kendi de farkında değildir?"

"Ya yine öyleyse? Ya yine ne yaptığının farkında değilse? Ya çocuklarıyla vedalaşıp sonra da."

Devam edemedim. Gözlerimi kapatıp iyice yerleştim Sinan'ın göğsüne. Sinan da saçlarımı sevip ardından yavaşça ayrıldı benden. Ellerini yüzüme getirip gözyaşlarımı sildi.

"Düşünme böyle. Yavuz yapmaz öyle şey. Hele ki çocuklarını gördükten sonra, öyle bir niyeti varsa bile vazgeçer zaten."

"Ben korkudan saçmalıyorum galiba. Haklısın, iyice abarttım. Yavuz yapmaz öyle şey."

Sinan hafifçe gülümseyip kafa salladı. Dudaklarımı kemirip konuştum.

"Yavuz burdan sınırötesine geçmiş olmasın?"

"Sınırötesine mi? Niye ki?"

"Ne bileyim, kafa mı bıraktı bu Yavuz bende?"

Sinan gülümseyip alnıma bir öpücük kondurdu.

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin