Ep.190 "Bizi sevdiklerimizden ayırmadığın için bin şükür sana"

1.1K 82 54
                                    

Bahar'dan

Gözlerim kapalı dururken zil çalınca açtım gözlerimi. Bu saatte kim geldi ki? Yavuz mu acaba? Bu kadar çabuk dönmüş olabilirler mi? Kaşlarımı çatıp kalktım yerimden. Kimse uyanmadan açayım kapıyı. Hızlıca yürüyüp bekletmeden açtım. Gördüğüm yüzle dehşetle bakakaldım. Ardından birkaç adım geriledim. Elimi ağzıma kapatıp inanamayan gözlerle baktım. Ben hala uyuyorum galiba. Rüya görüyor olmam lazım. Zira bunun başka bir açıklaması olamaz.

Dehşetle bakıyordum hala. Üstü başı toz toprak içinde, yüzündeki kanlar kurumuş, dolu gözlerle ama gülümseyerek bakıyordu o da. Yutkunup kapadım gözlerimi. Hayal görüyorum ben. Şimdi gözlerimi açacağım ve gitmiş olacak. Yavaşça açtım gözlerimi. Hala burdaydı. Capcanlı duruyordu karşımda. İnanamayan gözlerle baktım. Gözlerim dolunca şaşkınca konuşmaya çalıştım.

"S-Sinan."

Sinan gülümseyip konuştu.

"Bahar."

İçimdeki şaşkınlığa şimdi bir de tarifsiz bir mutluluk eklenmişti ama hala inanamıyordum.

"N-nasıl olur bu? Şehit oldu dediler bize. Sen burdasın, yaşıyorsun. Allah'ım aklımı mı oynattım ben?"

Sinan gülüp kaşlarını kaldırdı.

"Hep siz mi ölüp ölüp dirileceksiniz? Bu defa da ben dirildim işte."

Kocaman bir gülümseme yayıldı yüzüme. Ardından sesli sesli gülerek boynuna sarıldım Sinan'ın.

"Allah'ım çok şükür, çok şükür. Hala inanamıyorum."

Ben sıkıca sarılırken Sinan da ellerini belime getirdi. Birden hafifçe inleyince hemen ayrıldım.

"Özür dilerim, canını mı yaktım? İyi misin? Yaralı mısın, hı Sinan?"

Sinan yutkunup gülümsedi.

"İyiyim iyiyim."

Hala şaşkınca gülerek bakıyordum. Ardından yeni hatırlamış gibi kenara çekildim.

"Hadi içeri geç. Valla mutluluktan, şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırdım. Geç hadi içeri."

Sinan gülüp girdi içeri. Ben de kapıyı kapatıp peşinden girdim.

"Bahar Leyla nerde, nasıl?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp konuştum.

"İçerde uyuyor. Haberi alınca çok kötü oldu, mahvoldu. Bitkisel bir sakinleştirici verdim, hala uyuyor."

Sinan kederle baktı.

"Yavuz peki?"

Yeni hatırlamış gibi kaşlarımı kaldırdım.

"O, seni bulmaya gitti. Saldırının yapıldığı bölgeye. Seni bulamayınca kahrolmuştur o da."

Sinan üzgün bir halde bakıp eğdi başını. Gülerek gidip koluna girdim.

"Sinan, üzülme. Hepimiz çok üzüldük evet ama şimdi seni görünce herkes çok mutlu olacak. Herkes iyi, kimseye bir şey olmadı, herkes seni çok özledi. Hadi asma yüzünü."

Sinan gülümseyip kafa salladı. Ben de mutlulukla devam ettim.

"Hadi sen bir banyoya git, bir duş al. Leyla seni böyle görmesin. Ben de uyandırıp, alıştıra alıştıra söyleyeyim de seni görüp yüreğine inmesin."

Sinan gülerek kafa salladı. Tam banyoya gidiyordu ki seslenip durdurdum.

"Sinan, iyiyim diyorsun ama yaralanmışsın belli ki. Leyla'yı bir gör, sonra hastaneye gidelim."

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin