Yavuz'dan
Kahvaltıdan sonra çıkmak için hazırlanmıştım. Bahar montumu giymeme yardım edip yakalarımı düzeltti. Gülümseyerek bakıyordum ben de.
"Yavuz, bugün bir operasyon falan bir şey var mı?"
"Planlanan bir şey yok hayatım ama bizim işleri biliyorsun, ani bir şey çıkabilir."
Bahar dudaklarını birbirine bastırıp kafa salladı.
"Çok dikkatli ol Yavuz."
"Ben dikkatli olurum da asıl sen dikkatli ol. Seni evde yalnız bırakıyorum diye içim hiç rahat değil zaten."
Bahar ellerini yüzüme getirip beni kendine çekti. Yanağıma bir öpücük kondurup yüzümü sevdi.
"Merak etme ben de evdeyim bugün. Çok halsizim zaten, dinleneceğim."
Kaşlarımı çatıp biraz daha yaklaştım Bahar'a.
"Niye halsizsin? Kötü mü hissediyorsun kendini?"
"Yok yok hayır, hamilelikten işte, kolumu bile kaldıracak halim yok."
Beline sarılıp yasladım onu kendime.
"Bahar kötü hissediyorsan söyle bana. Gerekirse gitmem tabura."
Bahar da gülerek ellerini göğsüme getirdi.
"Gerçekten iyiyim Yavuz. Halsizim sadece, bunlar normal şeyler."
Kararsızca baktım bir süre yüzüne. Ardından hafifçe gülümseyip kafa salladım.
"Tamam ama eğer kendini iyi hissetmezsen hemen arıyorsun beni, tamam mı?"
"Tamam merak etme."
Gülümseyip sarıldım beline. Bahar da sıkıca doladı kollarını boynuma. Ayrılıp alnına bir öpücük kondurdum.
"Seni seviyorum."
"Ben seni daha çok."
Gülerek elimi karnına getirdim.
"Seni seviyorum babacım. Anneyi üzme, yorma tamam mı?"
Bahar gülerek o da elini elimin üstüne getirdi.
"Alasmaladık canım."
"Güle güle hayatım."
Tebessüm edip çıktım evden. Aklım Bahar'da kalacaktı ama tabura gitmek zorundaydım. Derin bir nefes alıp montumun yakalarını kaldırdım. Ellerimi cebime sokup tabura doğru yürümeye başladım.
Bahar'dan
Of, gerçekten hiç halim yok. Bu hamilelik beni biraz tembel yapacak anlaşılan. Gidip kanepeye bıraktım kendimi. Sırtüstü yatıp elimi karnıma getirdim.
"Annecim, ben çok yorgunum, sen de yorgun musun?"
Gülerek kapadım gözlerimi. İlahi Bahar. Daha nohut kadar bile değil, sen neler söylüyorsun. Diğer elimi de karnıma getirip gülümsedim. Evet, belki şimdi nohut kadar bile değil ama ilerde büyüyecek, kocaman olacak benim küçüğüm. Birden açtım gözlerimi. Evet kocaman olacak. Sadece o değil ben de kocaman olacağım. Ayy, ya çok kilo alırsam? Zaten habire yiyip duruyorum. Benim dikkat etmem lazım. Aşırı yakışıklı bir kocam var, yanında bidon gibi gezemem. Münasebetsiz kadınlar benim yanımda bile utanmadan bakıyorlar kocama zaten, valla oyarım o gözleri. Neyse ben yememe içmeme azıcık dikkat edeyim. Sağlıklı besleneyim yeter. Gülümseyip tekrar kapadım gözlerimi. Öyle mutluyum ki, Yavuz'la bebeğimle. Teşekkür ederim Allah'ım, yaşattığın bütün güzellikler için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...