Hayırlı ramazanlar😌
Bahar'dan
"Keşke biraz daha kalabilseydiniz."
"Bu seferlik böyle olsun. Bir dahaki sefere şöyle planlı bir şeyler yaparız."
Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümseyerek kafa salladım. Ardından önce Sedat'a sonra Aras'a sarıldım.
"Sizleri görmek çok güzeldi. Ama dikkatli olun sevgili mühendisler. Kendinizi ona buna kaçırtmayın."
Sitemli konuşmama ikisi de gülerek kafa salladılar.
"Elimizden geleni yaparız doktor hanım. Sizler de kendinize dikkat edin. Asıl tehlikeli bir hayatı olan sizlersiniz."
Sedat bir bana bir Yavuz'a bakınca, Yavuz da gülümseyerek sarıldı ikisine de.
"Biz de elimizden geleni yaparız Sedat."
Sedat Yavuz'a gülüp kafa salladı.
"Araç gelmiştir. Biz gidelim artık. Çocukları da bizim yerimize öpün. Bir dahaki sefere de dördüncü çocuğu görmeyiz umarım. Bir dur da biz de bir evlenip çoluğa çocuğa karışalım. Arayı açıyorsun."
Aras'a gülerek konuştum.
"Yok yok merak etme. Şimdilik bu kadarız biz. Ama siz de elinizi çabuk tutun. Dördünüz de bekar kaldınız."
"Ah. Kısmet artık."
Gülümseyerek baktım ikisine de. Onları görmek çok mutlu etmişti beni. Başlarına gelenlere üzülmüştüm elbet ama neyse ki ikisi de iyiydi. Ayrıca arkadaşlarımla gurur duymuştum. Hep beraber çıktık evden. Ankara'ya arabayla gideceklerdi. Güvenli bir şekilde gitmeleri için her şey ayarlanmıştı. Araba kapıda onları bekliyordu. Arabaya binmeden dönüp el salladılar bize. Biz de gülümseyerek el salladık. İkisi de binince şoför arabayı çalıştırdı. Bir süre baktım uzaklaşan arabanın arkasından. Yavuz kolunu omzuma dolayıp saçlarımı öptü. Ben de gülümseyip ona döndüm.
"Girelim mi içeri?"
"Girelim."
Biz tam birlikte arkamızı dönmüş eve giriyorduk ki, gürültülü bir patlama oldu. Yavuz kollarını bana dolayıp benimle birlikte çömeldi yere. Ben de korkuyla sokulmuştum Yavuz'a. Patlama çok yakından gelmişti. Başım yerde duruyordum.
"Yavuz ne oluyor?"
Yavuz bir şey demeden duruyordu. Aklıma gelen şeyle dehşete kapıldım. Hızla kaldırdım başımı. Gördüğüm şeyle kalakaldım. Az önce Sedat ve Aras'ın bindiği araba, sokağın başında cayır cayır yanıyordu. Yavaşça kalktım ayağa. Yavuz da benimle birlikte kalktı. Bir süre ne yapacağımı bilemeden dehşetle baktım yanan arabaya. Ardından hızla koşmaya başladım.
"Bahar!"
Yavuz da peşimden koşuyordu. Gözyaşlarım akarken ben hızla koşuyordum arabaya doğru.
"Sedaat! Araas!"
"Bahar dur!"
Yavuz'u dinlemeden koşuyordum. Arabaya yaklaşınca alevlerin şiddetiyle durdum. Ellerimi ağzıma kapatıp sesli sesli ağlamaya başladım. Tam tekrar hareketlenecekken Yavuz arkamdan gelip kollarımdan tuttu.
"Bahar, Bahar dur!"
"Yavuz bir şey yap! Bir şey yap!"
Yavuz hızla telefonunu çıkardı cebinden. O bir yerleri ararken ben hala ağlayarak bakıyordum yanan arabaya.
"Sedat! Aras! Allah'ım yardım et!"
Ben ne yapacağımı bilemez halde bir o tarafa bir bu tarafa gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...