Yavuz'dan
Bahar ceketimin yakalarını düzeltip gülümseyerek yüzüme baktı. Ben de gülümsedim bu mutlu hallerine. Bahar da kaşlarını çatıp gülerek konuştu.
"Neden öyle bakıyorsun Yavuz?"
"İşe döndüğüm için bu kadar mutlu olacağını tahmin etmemiştim doğrusu. Yani istifa etmemi istemiyordun ama buna bu kadar sevineceğini tahmin etmemiştim."
Bahar muzipçe gülüp biraz saha yaklaştı bana.
"Ben seni üniformayla görmeye bayılıyorum sevgilim. Bundan mahrum kalmayacağım için seviniyorum. Ondan yani, başka bir sebebi yok."
Ben de gülüp kafa salladım. Kollarımı beline dolayıp çektim kendime.
"O zaman ben akşam eve üniformayla geleyim."
"Hıımm, bana uyar."
Gülerek eğildim dudaklarına. Tutkulu bir öpücük kondurdum. O sırada pantolonumu çekiştiren minik ellerle Bahar'dan ayrılıp başımı eğdim. İkizler sırıtarak çekiştiriyordu beni. Gülerek baktım ben de.
"Ulan sizi var ya."
Bahar da gülüp eğdi başını.
"Hazırlanmışlar da babalarını bekliyor benim oğullarım."
"Keşke bekleseler. Bekleyemiyorlar işte. Kızım karnında diye sıkıca sarılamıyorum, oğullarım çekiştiriyor diye rahatça öpemiyorum. Bu nedir ama arkadaş?"
Bahar gülerek ellerini yüzüme getirip kendine çekti. Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurup ayrıldı. Yüzümü severek baktı tatlı tatlı.
"Hadi hadi, geç kalacaksınız bu gidişle."
"Aklım sende kalacak. Sakın kendini yoracak bir şey yapma tamam mı? Ben akşam geç kalmadan, çocukları alıp geleceğim."
"Tamam canım merak etme. Yormam kendimi. Aklın bende kalmasın. Sen işine bak. Allah'a emanet ol. Seni seviyorum."
"Seni çok seviyorum."
Alnına bir öpücük kondurup çocuklara eğildim.
"Hadi bakalım sıpalar. Gidelim biz. Anneye bay bay deyin."
İkizler boştaki elleriyle öpücük gönderip el salladılar Bahar'a. O da öpücükler gönderdi. Ellerinden tutup yürüttüm ikizleri. Beraber çıktık evden. Onları kreşe bırakıp ordan tabura geçeceğim ben de. İki ay sonra işe dönüyor olmak güzel de, aklım Bahar'da kalacak.
➰
"Günaydın beyler."
"Günaydın komutanım. Nihayet bitti şu izin valla. Özledik komutanım ya."
Keşanlı'ya gülerek oturdum kanepeye.
"Ben de özledim Keşanlı."
"Bahar nasıl komutanım?"
"İyi Hafız. Onu yalnız bırakmak içime sinmiyor ama yapacak bir şey yok."
"Komutanım, bebeğin cinsiyeti hala belli olmadı mı?"
Çaylak'a gülüp kafa salladım.
"Oldu, bir kızım olacak."
"Valla mı? Çok sevindim komutanım. Darısı başımıza artık."
Çaylak gülerek Karabatak'a bakınca ben de gülüp kafa salladım.
"Allah gönlüne göre verdi komutanım. Artık darısı Karabatak'la Çaylak'a."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanficBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...