Bir ay sonra
Yavuz'dan
"Gözümün nuru, uyan hadi."
Bahar gözlerini açıp kollarını iki yana açarak gerindi yatakta. Ardından gülümseyerek doğruldu.
"Günaydın canım."
"Günaydın sevgilim."
Bahar nefes vererek gülüp başını omzuma dayadı.
"Ya Yavuz benim hala uykum var. Niye böyle oldum ki ben? Her zaman heryerde uyuyorum. Sen yanımda olmak için erkenden eve geliyorsun, hatta bazen izin alıyorsun ama ben ihmal ediyorum seni. Sürekli uyuyorum."
Gülerek elimi saçlarına getirip bir öpücük kondurdum.
"İhmal ediyorum ne demek Bahar? Bizim ilişkimizde en güzel seven taraf hep sensin. En düşünceli, en masum, en nahif. Sen beni hep güzel sevdin ve bunu her an hissettirdin bana. Asıl ben ihmal ettim seni bunca zaman. Şimdi de telafi etmeye çalışıyorum kendimce. Ayrıca, ben seni uyurken izlemeye de bayılıyorum. Sen dizlerimde uyurken, öyle huzurlu oluyorum ki ben de."
Bahar uykulu uykulu güldü hafifçe. Ben de gülerek kaldırdım başını. Yüzünü avuçlayıp alnına bir öpücük kondurdum.
"Kalk hadi kalk, oturduğun yerde uyuyacaksın yine."
Bahar kafa sallayıp yüzünü sıvazladı. Ben kalkınca o da kalktı yataktan. Ayaklarını sürüye sürüye banyoya gitti. Ben de arkasından bakıyordum. Bahar gittiği bir yerden uzun süre dönmezse, muhtemelen bir yerde uyuyup kalmış demektir. O yüzden takip ediyordum gidiş gelişlerini. Bahar biraz sonra çıktı banyodan. Gülerek gidip beline sarıldım. Bahar da gülerek yine başını omzuma yasladı.
"Hadi bak ben kahvaltı hazırladım sana. Güzel bir kahvaltı yapalım sonra kontrole gideceğiz."
Bahar kafa sallarken ben de elimi karnına getirip sevdim. Bugün miniğimi görecektik. Bahar sandalyeye oturunca ben de çayımı alıp oturdum karşısına.
"Bahar, şimdi kaç aylık oldu bebeğimiz?"
"Altı haftalık canım. Yani bir buçuk aylık diyebiliriz."
"Doğuma daha çok var yani?"
"E yani. Genelde dokuz ayda doğar bebekler."
Bahar alttan alttan sırıtıyordu. Oturuşumu dikleştirip kaşlarımı çattım.
"Genelde mi?"
"Evet genelde. Bazen sekiz hatta yedi aylıkken bile doğan bebekler oluyor."
Gözlerimi açtım kocaman.
"Ama niye öyle erken?"
Bahar gülerek konuştu.
"Yani işte erken doğumun birçok sebebi var. Beslenme, sinir, stres bir sürü sebep."
"Sen öyle erken falan doğurma Bahar. Tam zamanında doğur."
"Tamam canım merak etme. Ben söylerim bebeğe, erken falan gelme, tam zamanında gel derim."
Bahar bıyık altı gülerken ben de gözlerimi kısmış bakıyordum.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun Bahar?"
"A a, yok canım ne dalgası. Biz bebeğimle tam dokuz ay on güne randevulaşacağız."
"Aşkolsun Bahar. Ne var yani, telaşlandım öyle erken doğum falan diyince. Ben bilmiyorum böyle şeyleri, niye dalga geçiyorsun benimle?"
Bahar gülerek kalktı yerinden.
"Oy ben sana kurban olurum. Bilmiyormuş da telaşlanıyormuş. Yerim ben seni. Sallandırma şu alt dudağını."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...