Yavuz'dan
"Güzelim bu gece burda kalsak daha iyi değil mi?"
"Eve gitmek istiyorum Yavuz. Hem iyiyim ben. Evimde olunca daha iyi olacağım.
Gülerek sevdim saçlarını.
"Ama benim içim rahat değil Bahar. Hastanede kalsan da ben daha iyi olacağım."
Ben kaşlarımı kaldırmış bakarken Bahar da tatlı tatlı tebessüm ediyordu. Doğrulmak isteyince elinden tutup yardım ettim. Yatağa oturup ellerimi tuttu.
"Yavuz, canım, ben gerçekten iyiyim. İyi hissetmesem gitmek ister miyim hiç. Unutuyorsun galiba, ben de bir doktorum. İçin rahat olsun, hadi gidelim evimize."
Tebessüm edip kafa salladım.
"Peki, madem öyle diyorsun, gidelim."
Tam kalkıyordum ki Bahar izin vermedi. Tuttuğu ellerimi bırakmayınca ben de tekrar oturdum yatağa. Bahar yandan yandan gülerek biraz daha yaklaştı bana.
"Senin de daha iyi hissetmen için bir şeyler yapabilirim sanırım."
Ben gülerek bakarken Bahar dudaklarıma eğildi. Alt dudağımı kavrayınca beline dolanıp karşılık verdim öpüşüne. Ah, bu dudaklarına gerçekten ayrıca aşığım. Bahar dudaklarımızı ayırıp, burnunu burnuma sürttü. Gözlerim kapalı gülümsedim.
"Nasıl, işe yaradı mı?"
Gülerek burnuna minik bir öpücük kondurdum.
"Fazlasıyla."
Bahar kıkırdayıp sarıldı boynuma. Ben de boynuna gömülüp derin bir nefes aldım.
"Hadi evimize gidelim artık."
Bahar kafa sallayıp kalktı yataktan. Beline sarılıp yürümesine yardım ettim.
"Bahar, üzerin çok ince, böyle üşürsün."
Bahar durup aklına yeni gelmiş gibi konuştu.
"Evet, Fırat beni hastaneden çıkarırken kabanımı almamıştım. Odada olması lazım. Çantam da orda."
"Tamam canım, sen bekle, ben alıp geliyorum."
Bahar kafa sallayıp geri oturdu yatağa. Ben de çıktım odadan. Koridorda hızla ilerleyip Bahar'ın odasına geldim. İçeri girince duraksadım birden. Odanın penceresi açıktı ve tüller fazla sallanıyordu. Hızla gittim pencereye. Dikkatle dışarı baktım. Karanlığın içinde bir silüet görür gibi oldum ama emin olamadım. Biri mi girmişti odaya? Hemen geri dönüp baktım etrafa. Odada tuhaf bir şey yoktu. Bahar'ın kabanını alıp kontrol ettim. Ceplerine baktım, bir şey yoktu. Sonra çantasını aldım. İçini açıp çantayı da kontrol ettim. Cüzdanı, telefonu burdaydı. Eksik bir şey yok gibiydi. Biri hırsızlığa girmiş olsa, en azından çantayı alıp kaçardı. Sonra birden aklıma gelen şeyle çattım kaşlarımı. Fırat olmasın bu? Buraya gelmesi çok saçma ama Bahar'ın peşinde olmasın hala? Çantayla kabanı bırakıp hızla pencereden bahçeye atladım. Silahımı çıkarıp koşturdum etrafta. Kimse yoktu görünürde. Evham mı yapıyordum yoksa çoktan kaçıp gitmiş miydi? Hızla geri döndüm hastaneye. Acil bankosundaki Sema hemşirenin yanına gittim.
"Sema hemşire, Bahar'ın odasının güvelik kamerası kayıtlarını görmem lazım."
"Yavuz bey, doktorların odalarında güvenlik kamerası yok. Bu sorun mu var?"
Kaşlarımı çatıp bakışlarımı etrafta gezdirdim.
"Odaya biri girdi galiba. Emin değilim ama birini gördüm sandım. Penceresi açıktı, perdeler sallanıyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...