Yavuz'dan
Bahar'ın arkasından ben de girdim gelin odasına. Bahar arkası dönük çocukları pışpışlıyordu. Ben de hiçbir şey demeden kapıyı kapatıp yaklaştım Bahar'a. Bahar benim yaklaştığımı farkedince hızla gidip koltuğa oturdu. İkizler de annelerinin göğsüne yatmış sakince duruyorlardı. Yavaş adımlarla biraz daha yaklaştım Bahar'a.
"Canım sen Yağız'ı bana ver, Yiğit'in altına bak."
Bahar yüzündeki ifadeyi hala değiştirmemişti. Kızgın hatta kırgın gibi bakıyordu. Derin bir nefes alıp Yağız'ı aldım kucağıma. Diğer koltuğa oturup onu da kucağıma yatırdım.
"Oğlum hadi değiştirelim babacım altını. Pişik olma sonra."
Tam Yağız'ın altını açacakken Bahar kalkıp geri aldı kucağına. Gidip tekrar koltuğa oturdu. Ben kaşlarımı kaldırmış bakıyordum. Bahar da ikizleri tekrar göğsüne yatırdı. Sakin bir tonla konuşmaya çalıştım.
"Hayatım çocukların altını değiştirmeyecek miyiz?"
Bahar hiç bana bakmadan soğuk bir tonla cevap verdi.
"Ben hallederim. Hem önce emzireceğim."
"Tamam emzir o zaman. Ben beklerim."
"Gerek yok, sen salona dönebilirsin."
Derin bir nefes alıp kalktım yerimden. Gidip Bahar'ın önüne diz çöktüm. Hala bakmıyordu bana.
"Bahar, güzelim, neden yüzüme bakmıyorsun?"
Bahar bir şey demeden sertçe yutkundu. Ellerimi yüzüne getirip kendime çevirdim.
"Hadi ama Bahar, yapma böyle. Benim ne suçum var?"
Bahar birden daha sinirli bakmaya başladı. Bakışları korkutuyordu beni. Başını geriye çekip yüzünü ellerimden kurtardı.
"Sen gidebilirsin Yavuz. Ben çocuklarımla ilgilenirim."
"Hayır gitmiyorum."
Bahar dişlerini sıkıp ters ters baktı bir süre. Ardından elbisesinin askılarını indirip ikizleri aynı anda emzirmeye başladı. Ben kaşlarımı çatıp şaşkınca baktım. Daha önce böyle ikisini aynı anda emzirmemişti hiç. Sinirden pek ne yaptığının farkında değil gibiydi. Oğlanlar da bunu sevmiş olacak, bir elleri annelerinin göğsünde iştahla emiyorlardı. Çöktüğüm yerden kalkıp koltuğa oturdum tekrar. Bahar gerçekten çok sinirliydi. Zaten lohusalıktan halleri bir tuhaf, onu kırmadan incitmeden halletmeliydim bu durumu. Gerçi halledilecek bir şey yoktu aslında. Sadece bir tesadüf. Tamam kötü bir tesadüf ama Bahar'ı sadece kızdırmamıştı Ceyda'yla karşılaşmak, üzmüştü de. İlk aşkı olan adamın ilk aşkıyla karşılaşmak kırmıştı belki de onu. Off, ne yapacağım ben ya? Nasıl düzelteceğim Bahar'ın moralini? Sanki ne yapsam daha çok sinirlenip üzülecek gibi. Bahar emzirmeyi bitirip askılarını kaldırdı. Ardından hızla kalktı ayağa. Ben de kalktım oturduğum yerden. Bahar hiçbir şey demeden kapıya yöneldi.
"Bahar çocukların altını değiştirmeyecek miyiz?"
"Daha pisletmemişler."
Konuşmama fırsat vermeden kapıyı açıp hızla çıktı dışarı. İyi de kontrol etmedi ki bezlerini. Ceyda Yağız'ı kucağına almasın diye öyle dedi herhalde. Vallahi yandık. Ben de çantayı alıp peşinden çıktım odadan. Bahar yerine oturmuş ikizleri pusetlerine koyuyordu. Su da yardım ediyordu. Ceyda da Sinan'ın yanına oturmuş gülerek bir şeyler konuşuyor, Sinan'ın kucağındaki Zeynep'i seviyordu. Derin bir nefes alıp devam ettim yürümeye. Sen niye bizim masaya oturdun ki şimdi? Hızlı adımlarla gidip Bahar'ın yanına oturdum. Bahar hala oğlanlarla ilgileniyordu. Çantayı kenara bırakıp Bahar'ın koluna dokundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...