3 ay sonra
Bahar'dan
Dudaklarımı birbirine bastırmış, gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Yavuz yüzündeki memnuniyetsiz ifadeyle kapıyı kapatıp mantonu çıkardı. Ben de kabanımı asıp arkasından salona yürüdüm. Yavuz kanepeye bıraktı kendini. Kaşlarını çatmış, dudaklarını büzmüş bakıyordu. Çaktırmadan gülüp yanına oturdum.
"Canım biraz abartmıyor musun?"
Yavuz başını çevirip bana baktı. Ardından omuz silkip tekrar önüne döndü.
"Hiç de bile abartmıyorum. Bir aydır gidip geliyoruz veletlerin cinsiyetini öğrenmek için ama hala öğrenemedik."
"O ne biçim laf Yavuz? Çocuklarıma velet deme."
Yavuz dönüp elini artık iyice belirginleşen karnıma getirdi.
"Şişt bebeler. Bak babanız artık bozuluyor bu duruma. Hep poponuzu dönerek yatılmaz öyle. Biraz da önünüzü dönün bize. Çatlayacağım yoksa ben burda."
Gülerek elimi karnıma getirdim.
"İkizler, siz bakmayın babamıza yavrularım. Kendisi biraz sabırsız bir adam oldu şu sıralar."
"Ha ben sabırsız oldum yani? Senin çocukların bir gösteremediler cinsiyetlerini bize. Ben de merak ediyorum, ne yapayım? Bak, Leyla ve Sinan bile öğrendiler, biz hala git gel yapıyoruz hastaneye."
Gülerek başımı iki yana salladım. Ben beş, Leyla dört aylık hamileydi. Leyla geçen günkü kontrolde öğrenmişti bebeğin cinsiyetini. Bir kızları olacaktı onların. Biz de bir aydır öğrenmeye çalışıyorduk ama ne zaman kontrole gitsek, bir türlü bize dönmüyordu bebekler. Yavuz da meraktan çatlamak üzereydi. Ben de çok merak ediyordum ama Yavuz çok heyecanlıydı. Elimi yüzüne getirip gülümsedim.
"Tamam tamam babası, telaş yapma bu kadar. Elbet öğreneceğiz cinsiyetlerini."
Yavuz dudaklarını büzüp yana eğdi başını.
"Haftaya kadar bekleyeceğiz şimdi. Hayır sürekli ultrasona da girilmiyor tabi. Bu gidişle doğumda öğreneceğiz cinsiyetlerini."
Ben gülerken Yavuz da gülüp başını karnıma yasladı.
"Siz bakmayın babanızın heyecanına. Sizi çok merak ediyor da ondan böyle heyecanlı. Siz iyi olun, sağlıklı olun, babanız başka hiçbir şey istemez."
Gülümseyerek Yavuz'un saçlarını severken birden gelen iki küçük tekmeyle gülmeye başladım. Yavuz da gülüp bir eliyle de karnımı sevmeye başladı.
"Duyuyorsunuz beni di mi? Çok seviyorum ben sizi. Doğacağınız günü sabırsızlıkla bekliyorum. Ben de anneniz de."
Yavuz karnıma bir öpücük kondurup kaldırdı başını.
"Sinan nasıl mutlu oldu di mi kız babası olacağı için?"
"Evet, Leyla'dan çok o sevindi. Gerçi sonra 'ben kızımı kıskanırım' diye karalar bağladı ama."
"E haklı, ben olsam ben de kıskanırım ama inşallah en az bir tanesi kızdır hatta ikisi bile kız olabilir, bence bir sakıncası yok."
"Ya ikisi de erkek olursa?"
"Yani yapacak bir şey yok tabi ama kız da olsun ya, hı, sen istemez misin?"
Elimi yüzüne getirip gülümsedim.
"İsterim tabi ama sanki sen kızın olmazsa üzülecek gibisin. Onun için soruyorum."
"Kızım olmasa üzülürüm ama sonuçta bir ara yaparız nasılsa kızı da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...