😘
Üç hafta sonra
Yavuz'dan
"Oğlum, paşam. Baba yesin bu elleri ayakları. Bu ağzı, bu burnu. Fındık burunlu Yağız'ım benim. Senin ikiz uykucu çıktı babacım. Kesin anneni de bu diğer sarı kafa uykucu yapmıştı karnındayken. Bak hala anne oğul uyuyorlar. Biz de oğlumla oynuyoruz işte. Acıktın mı sen oğlum? Ama bunun için annenin uyanması lazım paşam. Ben bir şey yapamam buna."
Yağız'ı kucağıma yatırmış oynuyordum oğlumla. Hala miniciklerdi ikisi de. Yiğit, Yağız'a göre biraz daha uykucuydu. Bahar da yoruluyordu ikizlere bakarken, o da hala uyuyordu. Elimden geleni yapmaya çalışıyordum, Bahar'a yardımcı olmaya çalışıyordum ben de. Oğullarımla birlikte olmaya da bayılıyordum. Yağız kucağımda kıpırdanıp ağlamaya başladı. Acıktı tabi oğlan. Omzuna yatırıp sırtını pışpışladım sussun diye.
"Şşş oğlum, tamam babacım. Acıktın biliyorum. Tamam oğlum."
Bahar Yağız'ın sesiyle birden açtı gözlerini.
"Oğlum."
Gözlerini ovuşturup bakarken ben de gülümsedim.
"Günaydın canım. Yağız'ın karnı acıktı sanırım."
Bahar gülümseyerek doğruldu yatakta. Yağız'ı kucağına alıp hemen emzirmeye başladı. Ben de gülümseyerek izliyordum. Çok güzel oluyorlardı emerken. Başımı uzatıp beşiğinde yatan Yiğit'e baktım. Neyse ki uyuyordu hala. Bahar'a yaklaşıp saçlarına bir öpücük kondurdum.
"Canım sen bebeleri doyururken ben de kahvaltı hazırlayayım. Bugün çok iş var ama sen yorgunsan istersen gitmeyelim biz."
"Olmaz öyle şey Yavuz. Onlar bizim arkadaşalarımız, kardeşlerimiz. Bu mutlu günlerinde yanlarında olacağız tabi ki. Hem nikah şahidiyiz biz, unuttun galiba."
"Unutmadım unutmadım. Sen üç haftadır çok yoruldun, o yüzden dedim ben."
Bahar gülerek uzanıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
"Canımsın sen benim."
"Sensin o."
Bahar sesli sesli gülünce Yağız da bir anlığına emmeyi bırakıp Bahar'a baktı. Eğilip onun da alnına bir öpücük kondurdum. Ardından çıktım yataktan. Şimdi Yiğit de uyanır. Bahar onu da emzirir. Ben de o zamana kadar hazırlayayım kahvaltıyı. Mutfağa geçmiştim ki, çalan telefonla salona döndüm tekrar.
"Efendim Karabatak."
"Günaydın komutanım. Şey ben şey için aradım. Birazdan kuaföre gideceğiz de, yani Nazlı'yla Su'yu götüreceğim. Bahar da gelecek mi? İstersiniz ben onu da alırım."
"Saol Karabatak. Bahar daha ikizleri doyuruyor, kahvaltı da yapmadı. Ben getirim onu. Sonra da berberde buluşuruz.
"Tamam komutanım."
Telefonu kapatıp sehpaya bıraktım. Karabatak'la Nazlı nihayet evleniyorlardı bugün. İkisi de çok heyecanlıydı. İkizler yüzünden Bahar pek yanında olamıyordu ama dün gece kına gecesinde iyi eğlenmişlerdi. Bugün de düğün yapacaktık. Hayırlısıyla onları da evlendirirsek bir süre düğün nişan işimiz kalmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...