Ep.100 "Canımı al, onurumu şerefimi almalarına izin verme"

1.4K 110 60
                                    

Bölüme geçmeden önce sizlerden bir ricam olacak. Ben artık diziyi izlemiyorum ve neler olup bittiğini de bilmiyorum. Ayrıca bilmek de istemiyorum. Dahası öğrenmemek için elimden geleni yapıyorum. Çok az kişi yapıyor ama yine de yorum yaparken, sizler şu an dizide olanları yazdığınız zaman ister istemez fikir sahibi oluyorum ve bu da beni hem üzüyor hem sinirlendiriyor. Yani siz değil yanlış anlamayın, dizideki arkadaşın yaptıklarına üzülüp sinirleniyorum. O yüzden sizden ricam, yorum yaparken dizide olan biteni yazmamanız🙏🏻 Teşekkür ederim şimdiden. İyi okumalar.

Bahar'dan

Sinan arabayı durdurunca indim arabadan. Çantayı almak için arkaya dolanıyordum ki Sinan izin vermedi.

"Tamam Bahar, sen geç ben alırım çantayı."

Kafa sallayıp yürüdüm eve doğru. Eve gidip kapıyı çalınca Leyla hemen açtı. Kızarmış gözleriyle umutla baktı bana. Onu görünce yine doldu gözlerim. Leyla da dudaklarını birbirine bastırıp sarıldı.

"Üzülme Bahar, düzelecek her şey."

Başımı Leyla'nın omzuna yaslayıp kafa salladım. Leyla benden ayrılıp içeri aldı beni. O sırada Sinan da gelip arkamızdan o da girdi eve. Kapıyı kapatıp salona, yanımıza geldi. Gidip oturdum kanepeye. Leyla da yanıma oturdu.

"Var mı bir gelişme? Sinan?"

Sinan sıkıntıyla nefes alıp elindeki çantayı kenara bıraktı.

"Henüz bir şey yok ama olacak. Mutlaka bir yolunu bulacağım."

Leyla bana dönüp elini sırtıma getirdi.

"Yavuz'u görebildin mi Bahar?"

Başımı çevirip Leyla'ya baktım. Hafifçe gülümseyip kafa salladım.

"Gördüm. Onu demir parmaklıkların ardında görmek yüreğimi dağladı Leyla. Belli etmemeye çalışıyor ama bu iftira derinden yaraladı onu. Bu çok zor, Yavuz için çok zor."

"Merak etme Bahar. Elbet ortaya çıkacak gerçekler. Herkes biliyor Yavuz'un böyle bir şeyi asla yapmayacağını. Kimse aksini düşünmüyor. Herkes onun için uğraşıyor. Elbet kurtulacak bu durumdan. Hadi sen de toplarlan biraz. Yorgunsun, yoldan geldiniz o kadar. İkizler uyuyor hala, hadi sen de gidip dinlen biraz."

"Yavuz nasıl geçirecek bu geceyi o soğuk nezarette? Ciğerleri ağrırsa, nefes almakta zorlanırsa?"

"Canım, Yavuz bir asker, bir komutan. Emin ol çok daha olumsuz şartlarda günlerce yaşadı o. Sen düşünme bunları şimdi. Yavuz'a bir şey olmaz. Kendini kötü hissederse de mutlaka götürürler hastaneye. Di mi Sinan?"

"Tabi Bahar. Ben de geri döneceğim karakola. Kopuk da ekiple birlikte görüntüleri inceliyordu. Belki onların montaj olduğunu kanıtlarsak, başka hiçbir şeye gerek kalmadan çıkarırız Yavuz'u içerden. Sen merak etme. Ben sabaha kadar karakolda kalacağım."

Minnetle baktım Sinan'a.

"Saol Sinan. Siz olmasanız nasıl baş ederdim bu durumla ben?"

"Hep birlikte atlatacağız bu durumu da, merak etme. Neyse benim şimdi gitmem lazım. Leyla çok dikkatli olun. Kapıyı iyice kilitle."

"Tamam Sinan merak etme."

Sinan kafa sallayıp çıktı evden.

"Bahar hadi canım. Hadi sen de git dinlen biraz."

Kafa sallayıp kalktım ayağa. Çantayı alıp odaya geçtim. Oğlanlar uyuyordu hala. Yatağa oturup başlarına birer öpücük kondurdum. Canlarım benim, canının içi evlatlarım. Sizin sayenizde güçlü duruyorum ben. Siz varsınız diye dirayetimi kaybetmiyorum. Yataktan kalkıp çantayı açtım. Yavuz'un tshirtünü aldım elime. Kocam yoksa ben de thsirtüyle uyurum. Onun kokusuyla böyle uyurum. Alt pijamamı da alıp değiştirdim üstümü. Tshirtün yakalarını tutup burnuma çektim. Derin bir nefes alıp kapadım gözlerimi. Geçecek, bu günler de geçecek. Yatağa dönüp çocukların yanına yattım. Üzerlerini örtüp sarıldım oğullarıma. Sizin huzurlu uykunuz bölünmesin annecim. Siz sakın üzülmeyin. Dönecek babanız. Siz iyi olun diye her şeyi yapacağız biz.

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin