3 gün sonra
Yavuz'dan
Tabura bile gitmeden doğrudan eve gidiyordum. Operasyondan az önce dönmüştük. Bahar'la en son konuştuğumuzda ne zaman döneceğimiz belli değildi. Daha sonra da aramaya fırsatım olmadı. O yüzden haberi yok döndüğümden. Beni görünce nasıl da sevinecek şimdi. Gülümseyerek, heyecanla kullanıyordum arabayı. Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatıp saate baktım. Bahar evde değildir ki bu saatte. Muhtemelen çocukları almak için kreşe gitmiştir. Ben de oraya gideyim en iyisi. Direksiyonu kırıp değiştirdim yolumu. Kreşin önüne gelince bizim arabayı görüp gülümsedim. Tam isabet. Arabayı parkedip indim hemen. Hızlı adımlarla kreşe girip ikizlerin sınıflarına doğru yürüdüm. Bahar'ın sesi kulaklarıma dolunca yavaşlattım adımlarımı. Gülerek biriyle konuşuyordu. Kocaman gülümsedim anında. Kurban olduğum, nasıl da özledim. Daha hızlı yürüyüp sınıfın olduğu koridora girdim. Hızla ilerlerken Bahar'ı görünce durdum. Gülümseyerek baktım karıma. İçimdeki özlem öyle büyük ki, şu üç günde bile onu öyle özledim ki. İç çekip güldüm. Bahar hala biriyle konuşuyordu ama kiminle konuştuğunu görmüyordum. Gülümseyerek dinliyordu karşısındaki kişiyi. Birden başını eğip yere çömeldi. Ben de devam ettim yürümeye. Yaklaştıkça farkettim kiminle konuştuğunu. Alican'ın önüne çömelmiş, ellerini tutmuş gülümseyerek konuşuyordu. Biraz daha yaklaşınca Alican'ın babasını da farkettim. O da ayakta durmuş, gülümseyerek bakıyordu Alican'la Bahar'a. Neydi bu adamın adı? Ha, Barış. Demek az önce bu adamla konuşuyordu Bahar. Birden silindi gülüşüm. Adamın bakışları huzursuz etti beni birden. Hayran hayran bakıyordu Bahar'a. Tamam, evet, benim karım hayran olunacak biri ama karıma benden başkasının hayran bakışlarından da hoşlanmıyorum ben. Yutkunup devam ettim yürümeye. İkizler de Bahar'ın yanındaydı. Birden beni görünce gözlerini şaşkınca kocaman açıp bağırdılar.
"Babaa!!"
"Babam gelmiş babaam!!"
Yiğit'le Yağız heyecanla bağırınca Bahar da hızla çevirdi başını bana doğru. İkizler neşeyle koşarak bana gelirken ben de gülerek hızlandırdım adımlarımı. İyice yaklaşınca yere çömelip kollarımı açtım. Koşarak gelip boynuma sarıldılar hemen.
"Baba."
"Baba."
Gülerek sıkıca sarıldım evlatlarıma.
"Oğlum, paşalarım benim. Canımın içi evlatlarım."
Boyunlarını öpüp tekrar sarıldım.
"Seni çok özledik baba."
"İyi ki geldin baba. Çok özledik seni."
"Ben de sizi çok özledim oğlum. Çok özledim. Canlarım benim."
Biz sıkıca sarılmış dururken Bahar da yanımıza geldi. Başımı kaldırıp baktım. Dolu gözlerle, özlemle bakıyordu yüzüme. İkizlerden ayrılıp ellerimi yüzlerine getirdim. Yanaklarını öpüp kalktım ayağa. Gülümseyip Bahar'a baktım.
"Bahar'ım."
"Yavuz."
Sıkıca sarıldım beline. Bahar da kollarını boynuma doladı sıkıca. Başımı boynuna gömüp derin bir nefes aldım. Bir öpücük kondurup çenemi omzuna yasladım. Gözlerimi kapatıp sıkıca sarıldım karıma. Özlemim geçsin diye bekledim ama kolay kolay geçmez ki bu özlem. Bahar da sıkıca sarılmış saçlarımı seviyordu usulca. Yavaşça ayrılıp yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
FanfictionBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...