Ep.110 "İyi ki doğdun Yiğit, iyi ki doğdun Yağız, iyi ki doğdun Zeynep"

2.6K 104 116
                                    

Bir ay sonra

Yavuz'dan

"Aman da aman, benim paşalarım büyümüş de bir yaşına mı gelmişler? Babaları da bu sıpaları çok mu seviyormuş? Hele bu üzerlerindeki de ne yakışmış benim yakışıklı oğullarıma."

İkizleri bir örnek giydirmiş, doğum günleri için hazırlamıştık. Bugün bir yaşına basıyordu benim paşalarım. Bugün Zeynep'in de doğum günüydü, biz de bizim bahçede hep birlikte kutlayacaktık. Bahar dünden beri hazırlanıyordu doğum günü için. Leyla da evde hazırlamıştı bir sürü şey. Keşanlı da mangal olmadan olmaz diye tutturunca, yine dünyaları yiyeceğiz bugün.

"Oğlum, bu ananız nerde kaldı yavrum? Hadi gelin bir bakalım."

Çocukları kucağıma alıp salona geçtim. İkizleri oyun minderlerine oturtup banyonun kapısına gittim.

"Bahar, canım iyi misin?"

Ses gelmeyince kaşlarımı çatıp tekrar tıklattım kapıyı.

"Bahar?"

"Geliyorum Yavuz."

"Canım bir sorun yok di mi, geleyim mi?"

"Hayır canım bir sorun yok, geliyorum."

"Tamam."

Tekrar salona çocukların yanına geçtim. Kanepeye oturup baktım evlatlarıma. Güzel güzel oyuncaklarıyla oynuyorlardı. Gülümseyerek izledim evlatlarımı. Sonra aklıma gelen şeyle yanlarına gittim. Yere çömelip Yağız'ın ellerinden tuttum.

"Babacım, artık biraz yürüyelim mi? Bak bir yaşına geldiniz lan artık. Hadi bakalım babacım."

Yağız'ı kaldırıp ellerini bıraktım yavaşça. Ben hevesle bakarken Yağız kollarını açıp dengede durmaya çalıştı. Bir adım atacak gibi oldu ama pat diye geri düştü mindere.

"Lan oğlum, az daha oluyordu ha. Hadi Yiğit, bir de sana bakalım."

Yiğit'i de tutup kaldırdım. O da tek ayağını kaldırıp adım atacakken o da düştü pat diye. Gülerek ikisini de öptüm.

"Neyse neyse, olacak."

Ben çömelmiş ikizlere bakarken, Bahar geldi salona.

"Bahar bak bak, oğulların az kalsın yürüyordu ama pat diye düştüler popolarının üstüne."

Bahar'dan ses gelmeyince başımı çevirip baktım. Kızarmış gözleriyle gülümsüyordu. Hemen kalktım çömeldiğim yerden. Yanına gidip yüzünü avuçladım.

"Canım ne oldu?"

Bahar gülümseyerek başını iki yana salladı.

"Bir şey yok canım."

"Nasıl bir şey yok Bahar? Ağlamışsın, gözlerin kıpkırmızı olmuş. Korkutma beni, ne oldu?"

Ben tedirgince bakarken, Bahar gülüp eğdi başını. Ardından tekrar gözlerime baktı.

"Hay Allah, çok mu belli oluyor? O kadar da yıkadım yüzümü soğuk suyla. Keşke makyaj falan yapsaydım."

Kaşlarımı çatıp anlamadan baktım.

"Bahar ne diyorsun, ne makyajı Allah aşkına? Güzelim neden ağladın, söyler misin?"

"Yavuz, bana biraz izin versene, şimdi olmaz."

"Ne demek şimdi olmaz?"

"Yani işte, bu haberi nasıl vereceğimi düşünecektim ben biraz. Böyle pat diye söyleyemem ki."

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin