Bahar'dan
Başımı Yavuz'un omzuna yaslamış gülümseyerek duruyordum. Sinan da Leyla'ya sıkıca sarılmış gözleri kapalı gülüyordu. Kıyamam, nasıl korktu nasıl üzüldü kim bilir? Az kalsın öldürecekti de kendini. Ay Allah korudu. Yavuz yetişemeseydi ne olurdu hiç bilmiyorum. Resmen travmanın eşiğinden döndük. Bu nasıl bir sevgi böyle, uğruna kendini öldürecek kadar? Leyla da çok korkmuştu. Onun etkisiyle olacak, bir çırpıda ne güzel şeyler söylemişti Sinan'a. Şimdi de Sinan'ın göğsüne yaslanmış duruyordu o da. Aklıma gelen şeyle başımı kaldırıp konuştum.
"Leyla, madem sen evden Sinan'ı öyle görünce çıkıp gittin. Bu valizi ne ara hazırladın?"
Benim sorumla Sinan da gözlerini açıp başını eğdi.
"Sahi Leyla, Bahar doğru söylüyor. Ayrıca evden işe diye çıkıp sonra neden geri döndün?"
Leyla kıpırdanıp kaldırdı başını. Oturduğu yerde doğrulup saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Ben aslında sürpriz yapmak istemiştim. Yani dün siz gittikten sonra Erdem yarbay bana da izin verdi. Aslında timi de kısa bir tatile göndermek istedi ama Keşanlı'yla Avcı istemediler. Diğerleri de aileleriyle vakit geçirmek gittiler bir yerlere. Ben de böyle olunca Sinan'a sürpriz yapayım dedim. Onun için izin alamadım ben Yavuz gibi ama o halleder nasılsa dedim. Uçak biletlerini aldım, valizleri hazırladım. Sinan'a hiçbir şey söylemedim. Sabah işleri hallederken Zeynep'i de kreşe bırakmıştım. Sonra da sen çıkmadan yetişeyim diye eve geldim işte. Önce seni, ardından Zeynep'i alıp İstanbul'a gelmekti planım ama işte öyle görünce seni, aklım uçtu. Kızımı alıp geldim ben de. Gerçi sizin tatilinizi mahvetmek değildi planım. Otel rezervasyonu da yaptırmıştım ama dağılmış bir halde, sizden başka gelecek kimsem yoktu. Ben de buraya geldim."
"Valla her ne kadar üzücü bir şekilde de gelmiş olsan, iyi ki buraya geldin Leyla. Biz varken otelde kalmak da neymiş? Gerçekten bozulurum. Hem zaten biz de gelirken keşke Leyla'lar da burda olsa demiştik. Di mi Yavuz?"
"Aynen öyle. Ne güzel oldu işte. Hep beraber vakit geçiririz. Eski günleri yad ederiz. Eski mahalleye gideriz."
Ben gülümseyerek Yavuz'a bakarken Sinan hevesle girdi lafa.
"Valla süper plan."
"Süper plan da, sen izin aldın mı ki gelirken?"
Sinan Leyla'ya dönüp konuştu.
"Yok, öyle uzun izin almadım ama hallederiz karıcım."
"Süper, o zaman artık bir şeyler yiyelim mi? Leyla sabahtan beri ağzına lokma koymadın."
Leyla bana dönüp kafa salladı. Ben de gülümseyip kalktım ayağa.
"Hadi o zaman, çocuklar uyanmadan hazırlayalım bir şeyler."
"Uyansınlar canım ne olacakmış. Biz bakarız onlara. Hatta uyansınlar, ben kızımı özledim. Zeyneeep, babacııım."
"Bağırma lan, uyuyor işte ne güzel çocuklar. Zaten evin içinde ateş ettin korkuttun çocukları. Sen onları uyandırmadan önce git de şu yerleri süpür. Tavanı deldin, manyak herif."
Yavuz'un dediğine gülerek çevirdim başımı. Sinan tavana ateş edince yerlere tavanın boyası dökülmüştü. Sinan ayağa kalkıp gitti ateş ettiği yere. Başını kaldırıp yukarı baktı önce.
"Hakkaten lan. Tavan mahvolmuş. Yerler de batmış. Özür dilerim Bahar ya. Ama ben hemen halledeceğim. Önce şu yerleri süpürelim, sonra da tavanı sıvarım."
"Yok sıvama sıvama. Zaten mahvettin, bir de tüy dikme şimdi."
Sinan bozulup Yavuz'a bakarken ben girdim lafa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat🥀
Fiksi PenggemarBahar'ın mezarı başına çökmüş kendine lanet ediyordu Yavuz. Bütün bunlar onun suçuydu. Hepsi onun yüzünden olmuştu. Sevdiği kadın onun yüzünden vurulup ölmüştü. Yavuz bunun vicdan azabıyla kavrulurken, içindeki tarifsiz acı kül ediyordu onu. Sevdiği...