Ep.15 "Aklım hatırlamıyor belki ama kalbim unutmamış seni"

2.9K 128 153
                                    

Bahar'dan

Eve gelince arabadan inip eve yürüdük. Kapıya gelince Sinan çantamı uzattı. Anahtarı çıkarıp açtım kapıyı. Kenara çekilip Yavuz'a yol verdim. Bakışlarını etrafta gezdirerek içeri girdi Yavuz. Biz de arkasından girdik. Bizim bu evde çok güzel anılarımız vardı Yavuz'la. Umutla bakıyordum hatırlar mı diye. Yavuz bakışlarını evde gezdirip ardından bana döndü. Gülümseyerek konuştum.

"Burası bizim evimiz, hatırladın mı?"

Yavuz dudaklarını birbirine bastırıp başını iki yana salladı. Ben de burukça gülümsedim.

"Olsun, zamanla hatırlayacaksın her şeyi."

Yavuz bir şey demeden bakarken ben biraz daha yaklaştım.

"Otursana Yavuz."

Yavuz başını kanepeye çevirip oturdu. Sinan da benim oturmama yardım etti.

"Gençler ben gidiyorum, daha sonra tekrar uğrarım. Bahar bir ihtiyacın olursa ne zaman olursa olsun ara. Üzülme, düzelecek her şey."

"Saol Sinan."

Sinan tebessüm edip başını Yavuz'a çevirdi. Tepkisizce bakıyordu Yavuz. Sinan ona da gülümseyip çıktı evden. Ben de yanımda oturan Yavuz'a döndüm.

"Nasıl hissediyorsun, bir yerin ağrıyor mu?"

Yavuz başını çevirip gözlerime baktı.

"Yok iyiyim."

"Karnın aç mı peki?"

"Değil."

"O zaman biraz beraber vakit geçirelim, sana eskileri anlatayım, olur mu?"

"Olur."

Gülümseyerek elimi yüzüne getirdim. Yavuz da gözlerime bakıyordu. Her bakışında bir şeyler arıyordum. Umutla bir şeyler hatırlar diye bekliyordum ama güçlü ve sabırlı olmalıydım. Onu zorlamadan, yardım etmeliydim. Çok özlemiştim onu. Bakışlarım dudaklarına kaydı. Öpmek istiyordum Yavuz'u ama korkuyordum. Öpüşüme de sarılışım gibi karşılık vermez, onu öpünce hiçbir şey hissetmez diye. Yutkunup çektim elimi. Gülümsemeye çalışarak devam ettim.

"Ben sana fotoğraf albümünü getireyim."

Kalkmaya çalışınca Yavuz kolumdan tutup durdurdu beni.

"Sen kendini çok zorluyorsun ayağınla. Yerini söyle, ben getireyim."

Gülümseyerek baktım yüzüne.

"Televizyonun altındaki dolapta."

Yavuz kafa sallayıp kalktı. Dolabı açıp fotoğraf albümünü alarak geri geldi. Yanıma oturup kucağıma verdi albümü. Ben de açıp fotoğrafları göstermeye başladım. İlk fotoğrafı görünce gülümsedim.

"Bak burda daha evlenmemiştik. Sen bana burdan gitmemi söyleyip duruyordun. Sonra bir düğüne gitmiştik, bu fotoğrafı da o düğünde çektirdik. Yanımızdakiler de Erdem abi, Güler abla."

"Evet bu beyefendiyle tanıştık. Komutanımmış galiba."

Yavaşça kafa salladım. Sonra devam ettim anlatmaya.

"Düğünde çatışma çıkmıştı. Beni rehin almışlardı. Sen de beni kurtarmak için beni vurmak zorunda kalmıştın."

Yavuz şaşkınca bana döndü.

"Nasıl yani, vurdum mu ben seni, yani silahla vurdum?"

Gülerek konuştum.

"Evet, omzumu sıyırmıştı kurşun."

Vuslat🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin