14
bir an önce toplanması için kırmızı alarm verilmişti. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ankara da bulunan kabine üyeleri Harekât Merkezine geliyorlardı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, altı kişilik bir heyetle Washington a doğru yola çıkmıştı bile.
Son birkaç dakikadır haberler kesilmişti. Otuz beş askerin şehit olduğu bildirilmişti en son. Irak taki birliklerin öncülerinden gelen bilgiler önce kendi karargâhlarına, oradan da Harekât Merkezine iletiliyordu. Ortalık çok karışık görünüyordu ama durum tam tersiydi. Türkiye nin her yerinden fiber optik kablo ağları ile gelen bilgiler tamamen dijital hale gelmiş olan ekranlara ve analiz edilecekleri istasyonlara aktarılıyordu.
Hikmet Paşa, Harekât Merkezinde bulunan esas toplantı odasının hemen yanındaki küçük bir odaya geçti. Burada masanın üzerinde Irak, Suriye ve Türkiye haritaları bulunuyordu.
Masanın başına gelip haritalara dikti gözünü. Haritaların üzerinde ışıklar yanmaya başladı. Masanın içindeki elektrik tertibatı sayesinde, operatörün verdiği bilgiler bu masaya aktarılıyordu. Masanın üzerinde Türk ve Amerikan birliklerinin yerleri belirmişti. Irak a baktı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hikmet Pars için, görüntü korkunçtu, birlikler birbirine çok yakındı ve yakın zaman içinde şiddetli bir çaüşma olmuştu. Pek çok Türk askerinin canına mal olan bir çatışma. Görebiliyordu, çok kısa süre sonra o bölge ateş çemberine girecekti.
Dakikalar hızla geçti. Bölgeden çok karışık veriler akıyordu. Suriye sınırında konuşlanan Amerikan kuvvetleri sınırı geçmiş ve hiçbir direnişle karşılaşmadan hızla ilerlemeye başlamışlardı. Amerikan 82. Hava İndirmenin helikopterleri, binlerce askeri Suriye nin içlerine taşıyordu. Amerikan Ordusu kuvvetliydi; aynı anda hem Türkiye ile çaüşıp hem de Suriye ile uğraşması, imkânsız değildi belki ama zordu. Hâlâ anlayamıyordu Hikmet Paşa, onlarca yılın ortağı şimdi neden üzerlerine böylesine acımasızca geliyordu. İçinden geçen düşünceleri belki hiç açıklayamayacaktı ama durum çok kötüye dönebilirdi. Eğer olaylar topyekun bir çatışmaya dönüşürse, Cumhuriyet in bütün yatırımları heba olabilirdi. Buna izin veremezdi Hikmet Paşa. Ama nasıl?
Dünya televizyon kanalları yayınlarını kesmişler, bu olayın ayrıntılarını veriyorlardı. İnanılmaz bir heyecan dalgası sarmıştı her tarafı. Dünyanın her yanında yaşayan Türkler hareketlenmişti, kimse yerinde duramıyordu ve şimdilik sadece uluslararası telefon hatlarını kilitlemekle yetiniyorlardı.
Rusya nm BM Genel Konseyi ni acil olarak toplantıya çağırdığı haberleri haber ajanslarına geçmeye başlamıştı. Amerikan Harekâtının Suriye ile sınırlı kalacağı düşünülürken olaya Türkiye nin karışması bir anda dünya güç merkezlerini harekete geçirmişti. Kimse böyle bir gelişme beklemiyordu, sürpriz unsuru çok katı biçiminde kullanılmıştı. Politika başkentlerinde saat kaç olursa olsun acil toplantı çağrıları yapılıyordu. Durum kritikti.
Kuvvet Komutanları Harekât Merkezinde toplanmıştı, hepsi savaş kıyafetleri içindeydi.. Çok dinamik ve kararlı görünüyorlardı, moralleri yüksekti. Hepsi her an bir çatışmaya girecek gibi donanımlıydı. Harita masasının bulunduğu odaya doluşmuş, çay sigara ikilisinin sağladığı anlık rahatlama ile dinlenmeye çalışıyorlardı. Normal hayatta sigara içmeyenler bile yakmıştı bir tane. Hikmet Paşa, komutanlara bakarak, "Siz ne düşünüyorsunuz?" dedi.
"Komutanım, durum vahim. Bence acilen Irak taki birliklere geri çekil emri vermeliyiz. Yoksa yakın zamanda..."
"O zaman savaşı biz başlatmış oluruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METAL FIRTINA
AdventureMETAL FIRTINA METAL FIRTINA KAYIP NAAŞ METAL FIRTINA KURTULUŞ METAL FIRTINA 3.DÜNYA SAVAŞI METAL FIRTINA NÜKLEER DARBE METAL FIRTINA KIZIL KURT