1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

774 14 0
                                    

zamanda telsizden Genelkurmaya ulaşmaya çalışıyordu.

Karargâhın metrelerce üzerinden serseri mermiler geçmeye başlamıştı. Bunlar AH-64 Apache helikopterlerinin saçüğı 30 mm mermilerin hedeflerine ulaşmayanları olmalıydı.

İhsan Paşa, Genelkurmay a ulaşmıştı ama yoğun karıştırma ve patlama sesleri nedeniyle sağlıklı bir bağlantı kurmak neredeyse imkânsızdı. Karşısındaki telsiz operatörüne saldırının içeriğini bildirdi ve acil hava desteği istedi. Bu hava desteğinin geleceği konusunda o anda bile inanç yoktu içinde. Bu başlayan şey farklı bir şeydi. Az önceki ateş yağmurunun sesleri gittikçe çeşitleniyordu. 101. Hava İndirme nin askerleri, ellerindeki bütün silahlarla siperlere ateş ediyordu. Tank ateşi neredeyse hiç durmadan devam ediyordu ve helikopterler siper aldıkları tepelerin arkasından çıkıp ateş açtıktan sonra tekrar tepenin ardına gizleniyordu. Binlerce mermi, tugay yerleşim alanının üzerinde uçuşuyordu.

Türk Deniz Piyadeleri de bütün güçleri ile üzerlerine gelen ateşe karşılık verdi. Derin siperlerin çoğundan rahatlıkla ateş edebiliyorlardı ve bu nedenle helikopterler fazla yaklaşamıyordu. Yoksa durum büyük bir felakete dönüşebilirdi. Büyük patlamalarla irkildi askerler. Karargâha yakın bir noktadan Deniz Piyadelerinin havan ve 105 mm taşınabilir obüsleri ateşe başlamıştı. Karşı tepelerde art arda patlamalar meydana gelmeye başladı ama düşman ateşi azalacak gibi değildi. Her saniye değişik bir yönden yoğun ateş açılıyordu. Amerikan 4. Piyade Tümenine bağlı bir tank taburu 101. Hava İndirme ye destek olarak gelmişti ve Mİ A2 tanklarının ateşi nedeniyle ön siperler tam bir mezarlığa dönüşmüştü. Pek çok Türk Deniz komandosu göçen siperlerde şehit olmuş gibi görünüyordu.

"Paşam, durumunuzu bildirin. Sesler felaket geliyor buraya."

Genelkurmay Başkanının sesi cızırtılı ama gürdü. O da heyecana kapılmış gibi konuşuyordu.

"Felaket Komutanım felaket, pek çok yönden topyekûn saldırdılar, kötü saldırıyorlar." Genelkurmay karargâhına gelen seslere, çatışma bölgesindeki diğer telsiz konuşmaları da aktarılıyordu. Sesler dayanılabilecek gibi değildi. Türk askerleri bulundukları mevzilerde yoğun ateş altında olduklarını, pek çok arkadaşlarının şehit olduğunu ve yardım istediklerini bağırıyordu. Tugayın ön sallardaki siperlerinin hepsinden yardım çağrısı yapılıyordu.

"Ne yapalım Paşam, gelelim mi?" Genelkurmay Başkanı, askerlerin yardım çağrısı karşısında bir şey yapmadan duramazdı. Az önce konuşulan diplomatik hesaplara boş vermeye hazırdı.

"Komutanım, bilemiyorum. Dayanmayı deneyeceğiz ama çok ağır silahlarla saldırıyorlar. Bu geceyi çıkartırız ama yarını bilemem Komutanım."

"Paşam, istersen yakalım onları."

"Komutanım, savaş mı başladı?"

"Bilemiyorum İhsan Paşa, bilemiyorum, öyle görünüyor."

"Komutanım, yarını bekleyin, ben bu saldırıyı savuşturayım. Diğerlerinin durumu nasıl?"

"Sorma İhsan Paşa. Sorma..."

Diğerlerinin durumu da hiç iyi değildi. Hakkari Dağ Komando Tugayına yapılan tank saldırısı sonrasında Tugaya bağlı komando taburları önce bölüklere, sonra da takımlara kadar bölünerek araziye

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin