1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

713 15 0
                                    

31

yattılar, nefesleri sakinleşmişti, geçmişleri gözlerinin önünden geçmiyordu ama gözlerinin önünden geçen görüntü karşısında bütün kaslarının çözülmemesine imkân yoktu. Bir süvari denizi akıyordu yukarıdan, "Allah" diye fısıldadı askerlerden biri, ellerini sıkıca kenetlediler. Tank siperin önündeki çıkıntıya hızla daldı ve bir anda şahlandı, askerlerin üzerine bütün ağırlığı ile düşmesiyle şiddetli bir patlama oldu. Tankın alt zırhında meydana gelen şiddetli patlama nedeniyle araç bir anda alevler içinde kaldı, İhsan Paşanın gördüğü patlama, buydu işte.

Gün ışımak üzereydi. Çaüşma bütün hızıyla sürüyordu. Alandaki Türk askerlerinin neredeyse hepsi şehit olmuştu. Tugayın ön hatlarından tek tük silah atıldığı görülüyordu. 101. Hava indirme, yapüğı manevrayı genişletmeye başladı. Tugayın yayıldığı alanın güneyine helikopterle asker sevk ediyorlardı. Çok rahat hareket ediyorlardı. Karşılarındaki birliğin, onların manevralarını durduracak güçte olmadığı anlaşılmıştı. Zaten bütün bir bölüklerini ve ellerindeki zırhlıların hepsini kaybetmişlerdi. Ancak hâlâ çok tehlikeliydiler. Binlerce asker vardı karşılarında ve çok kısa süre içinde bu birliğin yok edilmesi gerekiyordu. Gün ışımasından hemen sonra bu işi bitirmek istiyorlardı. Türklerin, tamamen kısürılırlarsa büyük bir tepki vererek kendilerini ağır bir kayba uğratacağından endişe ediyorlardı.

Amerikalıların yaptığı son çevirme hareketi tugayı rahatsız etmişti. Mehmetçik, hatlarını daha sıkı hale getirmek için yayıldığı alanı daralttı. Amerikalılar bu manevrayı görünce küçük bir zırhlı saldırısı yapıp bu hareketi hızlandırdılar. Aslında istedikleri tam olarak da buydu. Türk tugayının daha dar bir alana sıkışmasını istiyorlardı, istedikleri neredeyse olmuştu. Tıpkı Irak taki diğer birliklerde uyguladıkları stratejiyi uyguluyorlardı. Savaşı başlatan birlik olarak hemen ilk başarı da onların olmalıydı. Demir At lakaplı, Amerikan 4. Mekanize Piyade Tümeni, Hakkari Dağ Komando Tugayına büyük bir saldın düzenlemişti ve Türk komandoları bir süre savaştıktan sonra dayanmanın mümkün olmadığını görüp yüksek alanlara çekilmişti. 4. Mekanize, bu saldırı sırasında beklemediği taktik direnişler nedeniyle dokuz tankını ve on beş kadar zırhlı savaş aracını kaybetmişti. Amerikalı komutanların öfkeleri, telsiz konuşmalarından anlaşılabiliyordu. Bu kadar basit görünen bir saldırıda

bunca kayba uğramalarına bir anlam verememişlerdi. Komandoların doğa ile neredeyse birebir bütünleşerek kurduğu patlayıcı tuzakları kaybın esas sorumlusuydu. Bu arada Türk komandoları sürekli olarak helikopter saldırısı altındaydılar ama fazla zayiatları yoktu. Ancak hareket kapasiteleri sıfıra inmişti çünkü manevra yapmak istedikleri anda havadan tespit edilip roket yağmuruna tutuluyorlardı. Bu nedenle binlerce komando hayli kısıtlı bir alan içinde, neredeyse kayaların içine oydukları siperlerde, yaklaşmaya çalışan düşmana ateş yağdırıyordu. Bunun ne kadar süreceğini kimse bilmiyordu doğrusu.

Irak Tümeni içinde en kötü durumda olan Türk Mekanize Tugayıydı. Tank ve zırhlı araçların yanı sıra bir piyade taburundan oluşan birlik Amerikan 3. Zırhlı Süvari Alayının saldırısına uğramış ve tank savaşma girmek zorunda kalmıştı. Gelen haberler çok karışıktı ama tank tugayının hemen hemen bütün gücünü kaybettiği ve tugay komutanının şehit olduğu söylentileri dolaşıyordu. Bu ancak gün içinde anlaşılabilirdi. Zırhlı birliğin kaçacak bir alanının olmaması ve manevra yeteneğinin düşüklüğü onun sonunu hazırlamıştı. Gece boyunca Amerikan Kara Kuvvetlerinin yeni kullanıma soktuğu AH-64 E Apache lerin saldırısına maruz kalmışlardı. Tankların gece vurulması kadar kolay bir şey yoktu. 3. Zırhlı Süvari Alayının tanklarına yapacak fazla bir şey bırakmamıştı helikopterler. Ancak Türk tanklarının hemen hepsinin eski model M-60 tankları olması da işleri daha kolaylaştırmıştı. Eski nesil tankların ileri seviyede üçüncü nesil tanklarla başa çıkması imkânsız gibiydi. Amerikan tanklarının uranyumlu mermileri Türk tanklarını delip geçmiş ve çoğu zaman bu nedenle birden çok kez vurulmak zorunda kalmıştı.

Tümgeneral İhsan Paşa subaylarını etrafında topladı. Güneş iyiden iyiye kendisini göstermeye başlamıştı. Ortalık sessizdi ama karşılarındaki 101. Hava İndirme nin askerlerini rahatlıkla görebiliyorlardı. Yüzlerindeki ifade henüz zafer ifadesi değildi. İşlerinin kolay olmadığını biliyor olmalılar, diye düşündü İhsan Paşa. Direnmeye kararlıydı. En son asker ölene kadar bu direniş devam edecekti ve düşmana

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin